Uzman Dr. Feyzullah Öztürk: 'Artan endüstriyel besinler çölyak sayısını arttırıyor'

Sindirim sistemi hastalığı olarak bilinen çölyak, son zamanlarda daha sık görülmeye başlandı. Sebebinin ise artan endüstriyel beslenme şekli olduğu belirtildi. Kayseri Tekden Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Feyzullah Öztürk, hastalığın tedavi süreci ve belirtileri hakkında bilgiler verdi.

 

Çölyak hastalığı; buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan gluten isimli bir maddeye vücut bağışıklık sistemi tarafından verilen anormal yanıt sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Genellikle 1 yaşından sonra gluten içeren besinlerin tüketilmeye başlanması ile birlikte ortaya çıkar. Son günlerde insanların beslenme şekillerine göre çölyak hastası sayısının görülme sıklığı da arttı. Hastalık hakkında açıklamalarda bulunan Tekden Hastanesi Gastroenteroloji (İç Hastalıkları) Uzmanı Dr. Feyzullah Öztürk, “Çölyak, sindirim sisteminde glüten denilen yani buğdayda bulunan gliadin antikoruna karşı vücudun reaksiyon göstermesi nedeniyle gıdaların sindirim kanalında emilememesi hastalığıdır olarak tanımlayabiliriz. Günümüzde daha yeni yeni bilinmeye başlanan bir rahatsızlık. Daha önce çocuk hastalıkları olarak bilinirdi. Çölyak hastalığı geliştirilen endüstriyel ürünlerin çok artması nedeniyle günümüzde çok sık görülmeye başlandı. Dolayısıyla tanı açısından eskiden olduğu gibi değil şimdi biraz daha kolay tanımlayabiliyoruz. Çünkü çok sık rastlıyoruz” diye konuştu.  

‘EN ÖNEMLİ BELİRTİLERİNDEN BİRİ KANSIZLIK’

Çölyak hastalığının bulgularının çok belli olmadığını ve bu nedenle aylarca tanı koyulamayan vakaların olduğunu belirten Uzman Doktor Öztürk, hastalıkta görülen rahatsızlıklardan bahsederek, “Karnında şişkinliği olan, yediği yemeklerden sonra rahatsızlık hissi duyan, gazı olan veya yedikten sonra kolayca ishal olan hastalarda çölyak hastalığı akla gelmektedir. Çocuklarda çölyak hastalığı genellikle ishalle gelen bir tabloydu. Biz eskiden öyle biliyorduk tabi. Yetişkinlerde de ishalle gelebilir. Besinlerdeki glüten bağırsaklardaki özellikle de ince bağırsakta mukolozları emilim yapılamaz bir hale getiriyor. Besin eğer bağırsak pasajından içeri emilemezse, buna bağlı semptomlar çıkıyor. Birincisi ishal zaten. En önemli belirtilerden biri ise kansızlık, aneminin bir nedenidir. İkincisi pek çok vitamin emilemiyor, bu emilim bozukluğuna bağlı hastalarda halsizlik oluyor. Çölyak hastalığında sadece emilim bozukluğundan bahsettim ama biraz romatizmal karakteri de olan bir hastalık. Dolayısıyla çok çeşitli şikayetlerle gelebiliyor ama tabi bir hekim için önce sindirim kanalı belirtilerek ve buna bağlı olan semptomları iyice değerlendirip tanıya yönelmek lazım” dedi.
ÇÖLYAK, SABIR ve EĞİTİM HASTALIĞIDIR’
Çölyak hastalığında genetik testler yaptıklarını belirten Uzman Doktor Öztürk, hastalığının çok basit bir tedavisinin olduğunu söyledi. Öztürk, “Çölyak hastalığını tedavi etmek için bir ilaca gerek yok ama glüten içeren gliadin proteini içeren gıdaların alınmaması gerekiyor. Bu da bizim Türk toplumunda öyle zor ki. Biz ekmekle büyümüş bir toplumuz. Buğdaysız hiçbir şeyimiz yok ama bunun başka çaresi yok. Hastalarda glüteni kestiğimiz zaman çok kısa zamanda dramatik bir iyileşme görüyoruz. Çok hastamız var böyle. Hasta gidiyor güzel bir diyet yapıyor birkaç ay sonra geliyor tanıyamıyoruz. Bütün kan değerleri düzelmiş, şişkinliği gitmiş, rahatsızlıkları ortadan kalkmış olarak geliyor. Tek sıkıntı dediğim gibi kültürel olarak biz buğdaya çok alışık bir toplumuz. Son yıllarda glütensiz diyetler oldukça arttı. Endüstriyel kurumlarda buna önem veriyor. Çölyak hastalığı aynı zamanda vitamin ve mineral eksikliğine de yol açtığı için bunları da tespit edilerek yerine konulması bu hastalığın tedavisinde önemli bir şey. Çölyak hastalığı ortaya çıktıktan sonra bir daha geri gitmez. Yani sonradan hastalık terimi yerine çölyak vardır ama belirgin hale gelir. Bu gıdaların yığılması ve vücutta belli etajerlere karşı bir doygunluğun bitmesiyle reaksiyon başlar. İşte ishal başlar, şişkinlik başlar, karın ağrısı başlar, halsizlik başlar. Başladıktan sonra tedaviyle düzelmesine rağmen eğer ileride diyet bozulursa hastalık tekrar eder. Yani bu diyete bir süre devam ettikten sonra kesilmesi söz konusu değil. Dolayısıyla hastalığın zahmetli tarafı bu zaten. Hastaların büyük çoğunluğu bunun ne kadar kolay düzeldiğini ve kendini iyi hissettirdiğini için diyetlerine düzgün devam ediyorlar genelde ama bazen diyeti bozan hastalar oluyor. Bunun ceremesini çekiyor, sıkıntıyla geliyor. Çölyak bir sabır bir eğitim hastalığı” şeklinde konuştu. 
Çölyak hastalığının bir kanserojen hastalık olmadığını fakat bu hastalarda bir tık daha yüksek kanser görülebileceğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Feyzullah Öztürk, “Çölyak hastalarının belli periyotlarla endoskopi kontrolü olması uygun olur” diye konuştu.

Bakmadan Geçme