Kulak Burun ve Boğaz Uzmanından önemli hatırlatma
Kulak Burun ve Boğaz Uzmanı Dr. Buket Özel Bingöl, 19-25 Eylül Uluslararası İşitme Engelliler Haftası nedeniyle işitme kaybında erken teşhisin önemini vurgulayarak, yenidoğan ve okul döneminde yapılan işitme taramalarının ihmal edilmemesi gerektiğini hatırlattı. Dr. Bingöl ayrıca özellikle gençlerin 'eğlence ortamlarında gürültüye maruz kalma nedeniyle işitme kaybı riski' altında olduğuna dikkat çekti.
Kulak Burun ve Boğaz Uzmanı Dr. Buket Özel Bingöl, 19-25 Eylül Uluslararası İşitme Engelliler Haftası nedeniyle işitme kaybında erken teşhisin önemini vurgulayarak, yenidoğan ve okul döneminde yapılan işitme taramalarının ihmal edilmemesi gerektiğini hatırlattı. Dr. Bingöl ayrıca özellikle gençlerin “eğlence ortamlarında gürültüye maruz kalma nedeniyle işitme kaybı riski” altında olduğuna dikkat çekti.
Acıbadem Kayseri Hastanesi Kulak Burun ve Boğaz Uzmanı Dr. Buket Özel Bingöl yeni doğan yaklaşık her 500 bebeğin 1’inde doğuştan işitme kaybı olduğunu belirterek “İnsan vücudunun en önemli işlevlerinden biri olan işitme duyusu, değeri genellikle kaybedilince anlaşılan bir duyumuzdur. Çevre ile bağlantımızı kurmak, bunu devam ettirebilmek ve yine konuşabilmek için sağlıklı ve tam bir işitmeye ihtiyacımız var. Özellikle ilk 2 yaş, çocuğun konuşmasını geliştirebilmesi için en önemli dönemdir” dedi.
Doğduktan sonra en geç 6 ay içinde işitme engeli tanısı konan ve işitme cihazı uygulanıp, işitme ve konuşma eğitimi alan bebeklerin konuşma becerisinin, normal işiten yaşıtlarıyla benzer düzeyde gelişebileceğine değinen Dr. Bingöl, “Yine buna paralel zihinsel, sosyal ve ruhsal gelişimleri de olumlu etkilenir. İşitme kaybında erken teşhis çok önemlidir. İşitme kaybını erken dönemde belirlemek amacıyla ülkemizde yeni doğan ve okul çağı dönemlerinde çocuklarımıza işitme taraması yapılıyor. Yine teşhisin arkasından yapılacak olan erken müdahale de çok önemlidir” diye konuştu.
“65 yaşını geçen her 3 kişiden biri duyma güçlüğü yaşıyor”
Dr. Bingöl, Dünya Sağlık Örgütü işitme kaybına yol açan faktörlerin yüzde 50sinin önlenebilir olduğunu açıkladığını aktararak “Dünya Sağlık Örgütü’nün hazırladığı rapora göre, 32 milyonu çocuk olmak üzere 360 milyondan fazla insan işitme kaybı ile yaşıyor. Türkiye’de bu sayı yaklaşık olarak 2,2 milyondur. Rapor insanlar yaşlandıkça riskin arttığını gösteriyor. 65 yaşını geçen her 3 kişiden biri duyma güçlüğü yaşıyor” dedi.
İşitme kayıplarının, doğumsal ve doğumsal olmayan birçok sebebe bağlı oluştuğunu belirten Dr. Bingöl “Anne-baba arasında akrabalık, kalıtsal bazı hastalıklarda görülen işitme kaybı, annenin hamileyken kullandığı bazı ilaçlar ve geçirdiği hastalıklar, bebek doğum kilosunun düşüklüğü, yoğun bakım ünitesinde kalması, ağır sarılıklar, ateşli hastalık geçirmesi ve bebeğe verilen bazı ilaçlar” gibi faktörlerin de işitme kaybına neden olabileceğini ifade etti.
“Eğlence ortamlarındaki gürültü risk yaratıyor”
Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre, küresel çapta 12-35 yaş arasındaki 1,1 milyar gencin eğlence ortamlarında gürültüye maruz kalma nedeniyle işitme kaybı riski altında olduğunu kaydeden Dr. Bingöl, bu durumlarda da erken teşhis ve tedavinin önemini vurguladı. Bu yüzden işitme kaybı şüphesi olan kişilerin mutlaka Kulak Burun Boğaz uzmanına başvurması gerektiğini söyledi.
Önleyici tedbirler
Dr. Bingöl önleyici tedbirleri “çocukların yenidoğan ve okul döneminde işitme taramalarından geçmesi, kızamık, menenjit, kabakulak ve kızamıkçık aşılarını olması, özellikle ototoksik yani iç kulağa zarar verici özellikte ilaç kullanırken seçici davranılması, orta kulak iltihabı için etkin tedavilerin yapılması, aşırı gürültülü ortamlardan kaçınılması” olarak sıraladı.