• Haberler
  • Sağlık
  • Göz Doktoru Karataşgüler: 'Göz tansiyonu sinsi bir hastalıktır'

Göz Doktoru Karataşgüler: 'Göz tansiyonu sinsi bir hastalıktır'

Dünya Glokom Haftası sebebiyle göz tansiyonu hastalığı hakkında bilgilendirmelerde bulunan Göz Doktoru Musa Karataşgüler, 'Bu çok sinsi bir hastalık, hastada hiçbir şikâyet yokken belirti vermeden ilerleyip görmeyi düşürebiliyor' dedi.

Her yıl 8 – 14 Mart aralığında Glokom haftası olarak kutlanır. Bu haftanın amacı, halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen Glokom hastalığına karşı farkındalık yaratmaktır. Glokom haftasında konuşan ve bu hastalığın insanlar üzerindeki etkisine değinen Tekden Hastanesi Göz Doktoru Musa Karataşgüler, “Glokom (göz tansiyonu) göz içi basıncına bağlı olarak gözün arkasındaki göz sinirlerinin hasarlanması olayıdır. Bizim ölçtüğümüz değerlerde 21 milimetre civarında düştüğü olursa glokom açısından şüpheleniyoruz. Bununla ilgili testler yapıyoruz artı olarak hastanın genetik yatkınlığına bakıyoruz. Hastanın akrabalarında göz tansiyonu hikayesi varsa bütün bunları bir araya toplayıp değerlendiriyoruz” dedi.
Göz tansiyonu hastalığının sonucunda hastanın görme alanın düşmesi ve görmeyi tamamen kaybedebileceğini söyleyen Karataşgüler, “Bu çok sinsi bir hastalık yani hastada hiçbir şikâyet yokken belirti vermeden ilerleyip görmeyi düşürebiliyor. Bunu hastalar son döneme kadar fark etmiyor çünkü öncesinde çevresel olarak görmeyi düşürüyor en son olarak da merkezi olarak görmeyi düşürüyor. Dolayısıyla bu konuda göz doktorlarının uyanık olması gerekiyor. Bizlerde öyle yapıyoruz. Örneğin gözlük almak için veya gözünde kızarıklık vesaire rahatsızlıklar için bize başvuran bütün hastalarımıza göz tansiyonunu ölçüp glokom açısından mutlaka değerlendiriyoruz. Erken dönemde hastalarımızı tedavi etmiş oluyoruz” diye konuştu. 

‘GÖZ TANSİYONU DOĞUŞTAN DA OLABİLİYOR’

Tedavi sürecinden bahseden Göz Doktoru Karataşgüler, glokom hastalığında erken teşhisin önemli bir etken olduğunu ifade ederek, “Damla tedavisi oluyor. Bu damla ile eğer göz tansiyonunu kontrol altına alabiliyorsak ve göz siniri hasarını engelleyebiliyorsak damlalarla tedaviye devam ediyoruz. Genellikle göz tansiyonu teşhisi koyduğumuz hastanın ömür boyu tedavisi sürüyor dolayısıyla çok dikkatli bir şekilde belirli testler geçirildikten sonra teşhisi konması gerekiyor. Eğer damlalar yetersiz olursa cerrahi düşünebiliyoruz. Açıya yaptığımız lazer tedavisi var. Cerrahi olarak da Trabekülektomi dediğimiz ameliyatımız var. Damlaya cevap vermeyen tedavilerde bu ameliyatta genellikle başarılı oluyor. Bu hastalık doğuştan da olabiliyor kontenital glokom dediğimiz bir olay. Bebek doğduğunda gözünde göz tansiyonu ile doğabiliyor bu biraz daha farklı oluyor. Göz tansiyonu gözün çapını da büyütebiliyor. Dolayısıyla gözün şeklini de bozuyor. Buftalmus dediğimiz göz büyümesi olayı da olabiliyor. Bunun da erken teşhisi çok önemli dolayısıyla 3 aylık bebeklerde mutlaka göz tansiyonu değerlendirmesi yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘SİNSİ BİR HASTALIK’

Son olarak Glokom hastalığının en sık sebeplerin başında genetik yatkınlık olduğunu belirten Karataşgüler şöyle konuştu;
“Yüksek miyop göz bozukluğuna glokom hastalığı eşlik edebiliyor. Üveit dediğimiz göz romatizması hastalığına da glokom eşlik edebilir. Kataraktı olan hastalarımızda olabilir veya göze alınan herhangi darbe sonucu da göz tansiyonu gelişebilir. Glokom hastalığı herhangi bir belirti vermiyor. Herhangi bir ağrı, kızarıklık, bulanıklık yapmadan yavaş yavaş sinsi bir şekilde ilerleyerek göz sinirini 3- 5 yıl içerisinde harap edebiliyor” 
 

Bakmadan Geçme