- Haberler
- Kültür Sanat
- Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 'Peygamberler Şehri Kudüs' belgeselinin tanıtımına katıldı
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 'Peygamberler Şehri Kudüs' belgeselinin tanıtımına katıldı
Diyanet TV tarafından hazırlanan 'Peygamberler Şehri Kudüs' belgeselinin tanıtım programı yapıldı. Programa, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş katıldı. Erbaş, 'Orta Asya'dan Afrika'ya, bir araya geldiğimiz her platformda biz Kudüs davamızı gündeme getirdik ve getirmeye de devam ediyoruz' dedi.
Diyanet TV tarafından hazırlanan “Peygamberler Şehri Kudüs” belgeselinin tanıtım programı yapıldı. Programa, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş katıldı. Erbaş, “Orta Asya’dan Afrika’ya, bir araya geldiğimiz her platformda biz Kudüs davamızı gündeme getirdik ve getirmeye de devam ediyoruz” dedi.
Diyanet TV tarafından hazırlanan “Peygamberler Şehri Kudüs” belgeselinin tanıtım programı yapıldı. Programa, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş katıldı.
Kocatepe Konferans Salonu’nda düzenlenen programda, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı ve Dini Yayınlar Genel Müdürü Doç. Dr. Fatih Kurt da birer selamlama konuşması yaptı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, programda yaptığı konuşmada, “Peygamberler Şehri Kudüs” belgeselinin, izleyenlerin Kudüs bilgisine ve bilincine önemli katkılar sunacağına inandığını ifade ederek, çalışmanın hayırlara vesile olmasını diledi.
Kudüs’ün evrensel bir değer olarak insanlığın buluştuğu mukaddes bir belde olduğunu belirten Başkan Erbaş, “Kudüs, Hz. Âdem’den itibaren İslam’ı tebliğ vazifesiyle görevlendirilen nice peygamberin hatırasını barındıran kutlu bir şehirdir. Nice peygamberin tevhit mücadelesine ev sahipliği yapan mübarek bir şehirdir.” dedi.
“Kudüs, İslam’ın ilk kıblegahıdır”
Başkan Erbaş, Kudüs’ün Müslümanlar nezdinde her türlü meşakkatin göze alınarak yolculuk yapılmaya değer görüldüğü üç mabetten birinin bulunduğu yer olduğunu anımsatarak, “İslam’ın ilk kıblegâhıdır: Peygamber Efendimiz, hicretten önce Kabe’yi de önüne almak suretiyle Mescid-i Aksa’ya yönelerek namaz kılmış, Medine döneminde de kıble Kabe’ye çevrilinceye kadar buna devam etmiştir. Kudüs, çevresinin mübarek kılındığını bizzat Kur’an-ı Kerim’in beyan ettiği Mescid-i Aksa’yı bağrında taşıyan bir şehirdir.” diye konuştu.
Kudüs’ün, Peygamberimizin İsrâ ve Mîrac mucizesini yaşadığı yer olduğunu belirten Başkan Erbaş, “Yeryüzünden âlemlerin Rabbine açılan bir yolun ve göklerden dünyaya inen engin bir rahmetin şahididir Kudüs; Yüce Allah’ın ‘iyi ve güzel bir yer’ olarak tanıttığı Kudüs ve Mescid-i Aksa, Müslümanlara Hz. Peygamber’in müjdesi ve emanetidir.” ifadelerini kullandı.
“Kudüs, tüm dünya Müslümanlarının ve insanlığın ortak meselesidir”
Başkan Erbaş, Kudüs’ün bir adının, doğruluk, diğer adının ise barış ve kutsiyet olduğunu dile getirerek, “O, dünyanın herhangi bir ülkesindeki herhangi bir toprak parçası değildir. Kudüs, imana muvafık bir duruşun, sabitkadem bir istikametin ve muhabbete bağlı bir yönelişin sembolü olarak Müslümanların hayatında vazgeçilmesi asla mümkün olmayan büyük bir anlam ifade etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
“Kudüs, İslam medeniyetinin tarihsel bilgi ve değerler hafızasıdır”
Kudüs’ün, İslam medeniyetinin tarihsel bilgi ve değerler hafızası olduğuna işaret eden Başkan Erbaş, şöyle devam etti: “Kudüs; Emevi, Abbasi, Eyyubi, Memlük, Selçuklu ve Osmanlı eserleri ile imar edilmiştir ve bizlere inancının, tarihinin, medeniyetinin kendisine yüklediği misyon ve sorumluluğu anlatır. Zira şehre bugünkü kimliğini kazandıranlar, tartışmasız Müslümanlardır.
Kudüs’te, Hz. Ömer’in fethiyle başlayan Müslümanların hakimiyetinde, asırlar boyunca farklı inançların mabetleri bir arada bulunmuş ve her dinin müntesipleri, özgürce ve hoşgörü içinde birlikte yaşamışlardır. Özellikle Osmanlı devrinde Müslümanlar, insaflı ve adaletli bir yönetim sergileyerek farklı inanç mensuplarının canına, malına ve din özgürlüğüne herhangi bir müdahalede bulunmamışlardır. Hatta gayr-i müslimler, aralarındaki anlaşmazlıkların çözümünde İslam’ın adaletine sığınmışlardır.
Dinimizin engin hoşgörüsünün, kuşatıcı ve kucaklayıcı anlayışının en açık tezahürü, Halil Kapısı’nın iç duvarında bulunan kitabedir. Ecdadımız, ‘Lâ ilâhe illallah, İbrâhim Halîlullah’ yani ‘Allah’tan başka ilah yoktur; İbrahim, Allah’ın dostudur.’ yazarak Yahudi ve Hristiyan inancının da önem verdiği Hz. İbrahim’in adını Kudüs’ün surlarına nakşetmiştir.”
“Kudüs bugün huzura hasrettir”
Başkan Erbaş, Kudüs’ün, Müslümanların idaresinde barışın yurdu olduğuna dikkat çekerek, “Müslümanlar tarafından idare edilirken emniyetin, sulh ve merhametin en güzel örneklerini, farklı din, dil, ırk ve mezheplerin bir arada uyum içerisinde yaşamasının en nadide tablolarını insanlığa takdim eden Kudüs, ne yazık ki Birinci Dünya Savaşı’nın ardından İslam coğrafyasının işgal edilmesiyle bu ideal vasfını kaybetmeye başlamıştır. Tarihte ‘Darü’s-selam’, yani barış ve huzurun merkezi olan Kudüs, bütün Müslümanların gönlünde kanayan bir yara haline gelmiştir. Her bir köşesinde insanlığın ortak izlerini, hatırasını barındıran kadim şehir, bugün huzura hasrettir.” şeklinde konuştu.
“Türkiye, dünyadaki tüm mazlumların yanındadır”
Filistin ve Kudüs konusunun; dünü, bugünü ve yarını açısından ele alındığında, İslam coğrafyasının genel durumunun ve temel sorunlarının da konuşulması gerektiğini kaydeden Başkan Erbaş, Türkiye’nin her zaman dünyadaki tüm mazlumların yanında olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Orta Asya’dan Afrika’ya, bir araya geldiğimiz her platformda biz Kudüs davamızı gündeme getirdik ve getirmeye de devam ediyoruz. Bizler, millet olarak tarih boyunca Kudüs ve Mescid-i Aksa ile olan gönül bağımızı hiçbir zaman koparmadık, koparamayız. Kudüs, geçmişten günümüze her müminin kalbinde müstesna bir yere sahiptir ve vazgeçilmesi asla mümkün olmayan mübarek bir beldemizdir.
İstanbul, Bağdat, Şam, Mekke, Medine, Kudüs, aynı hakikatin, aynı medeniyetin kardeş şehirleridir. Aynı hikayenin, aynı hüznün, aynı sevincin şehirleridir. Bundan dolayı, en samimi sözler Kudüs için söylenmiş, en samimi duygularla şiirler Kudüs için yazılmış, en içten kelimelerle ağıtlar Kudüs için yakılmıştır.”
“Kudüs, Allah’ın izniyle yeniden barışın sembolü olacaktır”
Kudüs’ün, imana dayalı bir sorumluluğun, hukuka, tarihe ve geleceğe karşı vefanın, vahye sabitlenmiş istikametin ve muhabbete bağlı bir yönelişin sembolü olduğuna vurgu yapan Başkan Erbaş, şunları söyledi:
“Bugün burada bu yönelişin, bu muhabbetin ve geçmişe olan vefanın bir ifadesi olarak güzel bir çalışmaya, başarılı bir faaliyete şahit oluyoruz. Kudüs’teki Osmanlı izlerinden Kubbetü’s-Sahra’nın tarihine kadar farklı başlıklar altında gerçekleştirilen ve dinler tarihi açısından Kudüs’ün önemine ilişkin geniş bilgilerin yer alacağı “Peygamberler Şehri Kudüs” belgesel serisinin hayırlara vesile olması Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum. İnanıyorum ki bu belgesel, Kudüs ile ilgili yeni araştırmalara vesile olacak, araştırmacılara ayrı bir azim ve heyecan katacaktır. Ve yine inanıyorum ki Kudüs Allah’ın izniyle yeniden barışın sembolü, darü’s-selam olacaktır.”
Başkan Erbaş, belgeselin Kudüs farkındalığına katkı sağlaması niyazında bulunarak, belgeselin hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür etti.
AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım: “Kudüs’ü tanımak milli bir görevdir”
Binali Yıldırım da Türkiye’nin milli kimliğinin oluşmasında coğrafyanın etkili olduğunu kaydederek, Kudüs’ün hem dini hem de milli hafızada önemli bir yeri bulunduğuna dikkati çekti. Kudüs’ün dününü bilmenin, bugününü anlamanın ve yarınını tasavvur etmenin milli bir görev olduğu değerlendirmesinde bulunan Yıldırım, dini hafızası önemli olan bu şehrin bugün “hüzünlü” olduğunu ifade etti.
İsrail’in, Kudüs’ün manevi kimliğini, tarihi hafızasını tek başına sahiplenmeye çalışmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Yıldırım, şehrin çok kimlikli varlığının inkar ve ihmal edilmesinin başlıca anlaşmazlıklarla çatışmaların kaynağı olduğunu kaydetti.
Konuşmaların ardından “Peygamberler Şehri Kudüs” belgeselinden özel bir bölümün gösterimi yapıldı. Belgeselin ilk bölümü Miraç Kandili olan 27 Şubat Pazar akşamı Diyanet TV ekranında yayınlanacak.
“35 farklı mekanda çekimi yapıldı”
Tarihi ve kutsal mekanların titiz bir çalışmayla anlatıldığı belgesel, Filistin ve Türkiye’den 15 kişilik profesyonel belgesel ekibinin 30 günlük çalışması sonucunda tamamlandı.
Yapım ekibi arasında Kudüs’e yönelik çalışmaları yürüten uzman ve akademisyenlerin de yer aldığı belgesel, 26 dakikalık 16 bölümden oluşuyor.
Yeni nesil teknolojilerle 35 farklı mekanda çekimleri yapılan belgeselde, Mescid-i Aksa imamından Kıyamet Kilisesi anahtarını elinde bulunduran aile üyelerine kadar Kudüs halkından röportajlar da yer aldı.
Belgeselin tanıtım programına, Diyanet İşleri eski Başkanı Lütfi Doğan, TİKA Başkanı Serdar Çam, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Diyanet İşleri Başkanlığının üst düzey yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.