- Haberler
- Kültür Sanat
- Bir Hafta Bir Yazar: Emişe Altun
Bir Hafta Bir Yazar: Emişe Altun
Emişe Altun nevi şahsına münhasır kadın yazarlarımızdan. Eğitim hayatı ilkokulla bitse de okuma yazma hevesi hiç bitmeyen heyecanlı bir kadın. Erken yaşlarda evlense de, evlilikle ilgili badireler yaşasa da bunu kayıp olarak değil kazanım olarak kitaplara dönüştüren bir yazarımız. Herkesin emeklilik hislerini yaşadığı dönemde 61 yaşında kitap yazan yaşın değil yaşayışın, hayata bakışın daha önemli olduğunu gösteren müstesna bir insan.
Emişe Hanım sizleri kısaca tanıyabilir miyiz?
Ben Erkilet Emmiler Köyü doğumluyum. Babam çiftçilik yapardı. Annem ise ev hanımıydı. İki abim, benden altı yaş küçük erkek kardeşim var. İlkokul birinci sınıfı Emmilerde, ikinci sınıfı Salih Avgın Paşa’da devam ettim, ilkokulu Hacı Ali Karamercan’da bitirdim.
Pekala yazarlık serüveniniz nasıl başladı?
Yazma isteği ve alışkanlığında kimlerin rolü oldu?
İki abimin okuduğu tüm kitapları, çizgi romanları annemden gizli gizli okudum. Maalesef annem okumamı istemiyordu. Benim zamanımda kadın yazarlar vardı. Okumayı çok sevdiğim için ben neden yazar olmayayım, dedim.
Herkes doktor öğretmen olmak isterken, ben yazar olacağım derdim.
13 yaşında evlendim. Daha on dört yaşında yazmaya başladım.
Harita metot defterine siyah kurşun kalemle ya da yirmi dört sayfa yazmıştım.
Annem sobaya atıp yaktı.
‘Sen gelinsin’, okuyamazsın diye.
Benim içimde hep bir çocukluk özlemimdi yazarlık.
Müellefi olduğunuz kitapları öğrenebilir miyiz?
İlk kitabım ‘Sonbaharda Gelen Sevda’, hayatımın sonbaharında ilk kitabımı çıkarttığım için ismi bu oldu. İkinci kitabım ‘Kuğuların Gözyaşı/Çocuk Gelinler’. Çocuk yaşta evlenenlerin romanı, benim de hayat hikâyem diyebilirim.
Üçüncü kitap ise ‘Adını Sen Koy’ kadının yaşadıklarını anonim isimlerle anlattım.
İki seneye 3 kitap sığdırdım.
İmkanım olursa 4 kitap daha hazırda var.
Hâla da yazmaya devam ediyorum.
Yaşadıklarımdan, yaşamış olanlardan ilham aldığım kitaplardır.
Kızlara, kadınlara tecrübemi aktardığım belki rehberlik yaptığım temalı kitaplardır, diyebilirim.
Gençlerde yazma konusunda hevesli olanlar var. Genel olarak yazmak isteyenlere tavsiyelerinizi alabilir miyiz?
Herkes yazsın, eline defter kalem alsın bilgisayar ya da telefonun başına geçsin yazsın.
Ben çocukluk hayalimi 61 yaşında başardıysam herkes başarır. Okuma hep devam etmeli. Yazmak hevesten aşka, alışkanlığa dönmeli diyebilirim.
Emiş Hanım, yazarlık sürecinde unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız?
46 sene önce büyük kızım daha bebekti. Biz o zamanlar kirada oturuyoruz. Gecekondu yapılıyor, beni çocuğum olduğu için evde bıraktılar. Bana dediler ki, ‘Sen akşam yemeğini yap, ev işlerini yap, mahalle çeşmesinden su getir, çocuğuna bak, elektrik yok, lambaya gaz koy’, ben de, ‘Tamam’ dedim. O zaman İnce Mehmet diye bir roman okuyordum. Bulaşıkları kapının önüne güneşe koymuştum. Çocuk beşikte şu sayfayı da okuyum derken, akşam ezanı okunmuş. Ne yemek hazırlamışım, nede bulaşıkları yıkamışım. Annem yengem geldiler. Yengem mahalle çeşmesine suya gitti annem yemek yapmaya gitti. Annem bir taraftan da bana kızıyordu, ‘Her zamanki gibi senin yazarlık sevdandan bıktık, insan yemek yapar işten geliyoruz.’ demişti. Bu anımı hiç unutamam.
Emişe Hanım vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Gazetenizde bana da yer verdiğiniz için emeği geçen herkese tesekur ederim