Bir hafta bir YAZAR: Ahmet Taş

Bu haftada öğretmen yazarlarımızdan Ahmet TAŞ ile birlikteyiz. Yaklaşık otuz yıldır tanırım, ilk günde faaldi, bu gün de. Dün de samimiydi, bugün de. Milletin derdini, ümmetin mazlumiyetini hissettiğinde ya sesiyle ya sözüyle ya yazısıyla gündeme taşıyan, ilgili kişi ve birimleri harekete geçiren aktivist bir insan.

Emekli oldu ama eğitime ara vermedi, her yaştan insana her fırsatta eğitim toplantıları ve seminerleri veren eğitim gönüllüsü.

Ahmet Hocam, isterseniz muhabbete sizleri tanıyarak başlayalım.

1953 yılında Adana'nın Osmaniye ilçesi Dereli köyünde doğdum. Beş erkek kardeşin üçüncüsüyüm. İlkokulu köyümde, ortaokul ve liseyi Osmaniye'de tamamladım. Yükseköğretimimi 1974-1977 Diyarbakır Eğitim Enstitüsü’nde Sosyal Bilgiler bölümünden mezun olarak tamamladım. 

1978 yılında Sosyal Bilgiler öğretmeni olarak eğitim camiasına girdim. Önce Adana Tufanbeyli Lisesi, sonra Kadirli İmam Hatip Lisesi, Osmaniye İmam Hatip Lisesi ve son olarak ta Kayseri İmam Hatip Lisesi’nde çeşitli görevler aldım.

Kayseri’deki kadim okullardan Ali Rıza Özderici Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde tarih öğretmeni olarak görev yaparken, 2004 yılında emekli oldum. Yaklaşık 27 yıldır öğretmenlik hayatım oldu.
Emekli olmadan önce Eğitim Bir Sen ve ilim Hikmet Vakfı'nda yöneticilik yaptım. 2005 yılından bu yana Kayseri Gönüllü Kültür Kuruluşları ve Mazlum-Der Kayseri Şubesi’nde yönetim kurulu başkanı olarak hizmet etmeye çalışıyorum. 

Mazlum-Der, ilim Hikmet Vakfı, Türkiye Yazarlar Birliği, Beytül Makdis Derneği,  Kızılay ve Yeşilay  Kayseri şubelerinde üyeliklerim devam etmektedir.

2005’ten bu yana ufak bir ara haricinde Mazlum-Der Kayseri Şube Başkanlığı yapmaktayım. Ayrıca Gönüllü Kültür Kuruluşları Başkanlığı görevimi de sürdürmekteyim.

Ahmet Hocam, iki yıl önce Gönül Gözüyle isimli kitabınızla okuyuculara merhaba dediniz. Esasında sizlerin yazarlığı daha eskilere dayanıyor. Sizlerden yazma serüveninizi dinlemek isteriz. Birçok işin içinde yazıya vakit ayırmak, düzenli gazetelerde yazmak ve bir eserin sahibi olma da geçmişte kimlerin katkısı ve teşvikleri oldu?

Öğretmenliğimin ilk yıllarında, bir öğretmen arkadaşım Osmaniye'de yerel bir dergide yazıyordu. Ben de o derginin okuyucularındandım. Aslında ilkokuldan itibaren okuma alışkanlığı ve merakı olan biriydim.  Ortaokuldan bu yana ise günlük okumaya çalışan biriyim.  Yerel dergide yazan arkadaşım bir sohbet anında, “Hocam sen de yazsan, iyi olur”,  diye beni teşvik etti.  İlk defa sanırım Osmaniye'de yayınlanan Güney Su dergisinde “Zaferlerimiz” diye bir köşe yazısı yazmıştım.  Daha sonra bir müddet yazmaya ara verdim.  

Kayseri'de sivil toplumda yer aldıktan sonra özellikle yurtiçi ve yurt dışı seyahatlerimi günlük tutarak yerel gazetelerde, gezi ve seyahat anıları olarak yazmaya başladım.

Pakistan, Kırgızistan, Kazakistan, Kırım,  Kosova ve Sudan seyahatlerini Kayseri Gündem gazetesinde yayınladım. Ayrıca doğu ve batı Karadeniz, Güneydoğu Anadolu gezilerimi tanıtım ve rehberlik tarzında kaleme aldım.  Muhtelif sempozyum ve toplantı izlenimlerimi de yayınlamaya çalıştım. Farklı çalışmalarda raporlar yazdım

Yazma isteği olan her yaştaki kişilere neler tavsiye edersiniz?

İnsanlar ömürleri ve güçleri yettiğince çevrelerine ilgi ile bakmalı. Hayatı ilgilendiren her hayırın ve işin insanla ilgili olduğunu düşünmeliler. Çözüm bekleyen, kendisinin de ilgi duyduğu konuları ve çözüm yollarını yazıya dökmeli. Bu tespitleri kendisinde saklamamalı, başkaları ile çözüm önerilerini de paylaşmalıdır.

Yazma merakı olan arkadaşlarıma tavsiyem, faydalı gördükleri her kitabı okumalarıdır.  Günlük basın organlarını takip etmeleridir.  Toplum olaylarının takipçisi olmalarıdır.  Şayet “Yazarlık Okulları” olursa kaydolmaları ve devam etmeleridir.  Deneme amaçlı da olsa gördükleri şahit oldukları olayları yazıya dökmeleridir. Okuma da yazma da süreklilik isteyen, özveri isteyen işlerdendir.

Yazılarınız genel de hangi içerikte ve tarzda yazıyorsunuz?

Ben sanırım 30 yıla yakın bir zamandır insan ve toplumla ilgili konuları, problemleri yakından takip ediyorum.  Çözüm önerilerini kamuoyuna köşe yazısı olarak duyurmaya çalışıyorum. Bunun için çok dua ve tebrik alıyorum.  Çünkü söyleyemeyene, derdini anlatamayana tercüman olmaya çalışıyorum. Dünya da herhangi mazlum bir coğrafyayla ilgili, ülkemizde temel insan hak ve hukuk sorunları ile ilgili ya da şehirdeki bir sorunu gündeme taşımaya çalışıyorum.

Kayseri Anadolu Haber, Kayseri Memleket, Akit İç Anadolu Eki, Kayseri Yeni Doğan Haber gazetelerinde yazdım, yazmaya devam ediyorum. Genel de yazılarım köşe yazarlığı şeklinde ağırlıklı. Yıllardır yazıyor olmam hasebiyle,  kıymetli gazeteci Rıfat Yörük yazılarımı tasnif ederek kitaba dönüşmesini sağladı. 2020 yılında yayımlanan Gönül Gözüyle kitabım ilk göz ağrım oldu. Temennim ikinci kitabımı da sizlerin ilgisine sunmaktır. 

Bu yazılar aynı zamanda tarihe tanıklıktır. Çeyrek asırdan fazla bir zamanın tutanağıdır. Toplumsal sorunların dile getirilişi ve çözüm önerilerinin topluma deklaresidir.

Ahmet Hocam, vakit ayırıp bizimle yaşam ve yazı hikâyenizi paylaştığınız için teşekkür ederim.

(Röportaj: Mustafa Balaban)

Bakmadan Geçme