- Haberler
- Yüzyılın Çerkes Göçü (2)
Yüzyılın Çerkes Göçü (2)
'Çarlık Rusya döneminde Kafkas topluluklarına karşı uygulanan baskı, katletme ve asimilasyon politikaları karşısında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan insanlar için Halifelik makamının bulunduğu ve Müslümanlar için bir sığınak konumunda bulunan Osmanlı Devleti'ne göç etmekten başka çare kalmamıştı.'
Kafkasya efsanelere konu olmuş bir bölgedir. Yunanlılar’ın destanı olan Argonat’da geçen ve Argonotların aradığı altın postun bulunduğu yerdir aynı zamanda. Ayrıca İslamiyet’te ve Hıristiyanlıkta zikredilen yecüc ve mecüclerin Ortadoğu coğrafyasını istilasını önleyen Büyük İskender bunu Kafkasya’da bulunan Demirkapı’yı tutarak engellemiştir.
“Osmanlı askerleri tıpkı Ferah Ali Paşa gibi Çerkes kızlarıyla evlenmiş ve Çerkes ailelere bizzat kendi kızları İslamı anlatmaya başlamıştır.”
Ferah Ali Paşa’nın kimliği hakkında bilgi verir misiniz hocam?
Ferah Ali Paşa Kafkasya’nın çok önemli merkezlerinden olan Anapa’yı kuran kişi olup aynı zamanda bölgede İslamiyet’in kalıcı bir şekilde yerleşmesini sağlamıştır.
Ferah Ali Paşa bölgedeki faaliyetlerinde halkı önemseyen, halkla yaptığı istişarelerle onlara değer verdiğini gösteren bir yönetici olarak halk tarafından sevilmeye başlanmıştır. Öncelikle halkın gönlünü kazanan Ferah Ali Paşa ardından halka İslamiyet’in faziletlerini anlatmış, Osmanlı askerleri tıpkı Ferah Ali Paşa gibi Çerkes kızlarıyla evlenmiş ve Çerkes ailelere bizzat kendi kızları İslamı anlatmaya başlamıştır.
Soğucak camilerinin minarelerinden duyulan ezan ve cami içinde kılınan namaz, dışarıdan bölgeye gelen Çerkeslerin İslama ilgisini artırmış, Ferah Ali Paşa’nın İstanbul medreselerinden getirttiği âlimler bölge halkına İslamı, gaza ve cihadın önemini anlatmıştır.
Bölgede çocuklara verilen hayvan isimlerinin terk edilerek yerine İslami isimlerin verilmesi telkin edilmiş olup tüm bu faaliyetler Kuzey Kafkasya’nın İslamlaşmasında çok etkili olmuştur.
Ferah Ali Paşa gelmeden önce bölgede görülen Kodoş ve Tıgalk gibi ağaçları kutsama uygulamalarına Paşa’nın faaliyetleri sayesinde son verilmiş yine evlilikte adet olarak uygulana gelen kız kaçırma adetlerinde değişiklikler olarak imam nikâhı uygulaması yaygınlık kazanmaya başlamıştır
Kafkasya’dan Anadolu’ya yapılan göçlerin sebepleri nelerdir?
Birinci faktör kuşkusuz Osmanlı Rus Savaşlarıdır. Özellikle 19. Yüzyılda sayısı artan ve genellikle Osmanlı Devleti’nin yenilgisiyle sonuçlanan Osmanlı Rus savaşlarında bölge halkı var güçleriyle Osmanlı Devleti’ne destek oluşlar ve savaşların sonunda yaşanan yenilgiler akabinde Rusya bunun bedelini sadece Osmanlı’ya değil bölge halkına da ödetmiştir.
İkinci olarak iktisadi sebepler gelmektedir. Rusya tarihindeki en önemli çarlardan biri olan II. Katerina’nın Rusya’yı bir dünya imparatorluğuna dönüştürme politikasında Rusya’nın Avrupa’nın zahire ve hububat ambarı haline dönüştürülmesi hedefi de önemli bir yer işgal ediyordu. Rusya’nın Avrupa’nın zahire ambarına dönüştürülmesinde Kırım, Kuban, Özi ve Taman gibi hububat tarımına elverişli verimli bölgelerin Rusya hâkimiyeti altına alınması oldukça önemli ve gerekliydi.
Üçüncü olarak da Çarlık Rusya döneminde Kafkas topluluklarına karşı uygulanan baskı, katletme ve asimilasyon politikaları karşısında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan insanlar için Halifelik makamının bulunduğu ve Müslümanlar için bir sığınak konumunda bulunan Osmanlı Devleti’ne göç etmekten başka çare kalmamıştı.
“Kuzey-Batı Kafkasya havalisinde sayıları 1 milyonu bulan Çerkeslerin göçlerden sonra nüfuslarının 100 binlere düşmesi, yine aynı şekilde Abhazların 300 binlerden 50 binlere gerilemesi, hatta Ubıh nüfusunun tamamen istatistiklerden silinmesi teyit etmektedir.”
Göçlerin Genel özellikleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kafkasya bölgesinden Osmanlı Devletine yönelik yapılan göçlerin sayıları kaynaklara göre farklılık göstermekle birlikte bu sayılar Rus kaynaklarında genellikle az gösterilmektedir. Osmanlı kaynakları ve Avrupalı yazarların eserlerinde bu sayı sağ olarak Osmanlı ülkesine gelerek yerleşen ve yerleştikleri kayıt altına alınanlar için 1.5 milyon kişi olup yolculuk esnasında ölenler ve kayıt altına alınmayanlar da bu sayıya eklenince göçmen sayısının 2 milyonu bulacağı ifade edilmektedir.
Kafkasya’dan Osmanlı ülkesine yapılan göçlerin ne kadar büyük boyutlu ve bölgedeki yerli ve çoğunluğu Müslüman unsurlar üzerinde oldukça tahripkâr etkileri olan bir vakıa olduğunu, büyük göçler öncesinde Kuzey-Batı Kafkasya havalisinde sayıları 1 milyonu bulan Çerkeslerin göçlerden sonra nüfuslarının 100 binlere düşmesi, yine aynı şekilde Abhazların 300 binlerden 50 binlere gerilemesi, hatta Ubıh nüfusunun tamamen istatistiklerden silinmesi teyit etmektedir.
Bu kadar büyük çaplı kitlesel göç hareketlerinde ölüm oranlarının da yüksek olması beklenir. Kafkas göçlerinde ölüm oranları ne boyutlardadır?
Bu göçmenlerin zorlu göç yolculuğunda ulaşım araçlarının yetersizliği ile hava koşullarının olumsuz etkisi ve çok hızlı yayılan salgın hastalıklar dolayısıyla 600-800 bin civarında önemli bir kısmı hayatını kaybetmiştir
Kafkasya Muhacirleri Osmanlı ülkesine hangi yollarla ve nasıl geldiler?
Batı Kafkasya sahillerinde uzun bekleyişlerin ardından Çerkes muhacirlerin bir kısmı deniz yoluyla Karadeniz’deki Anapa, Sohum, Batum gibi limanlardan Rus, Osmanlı ve İngiliz gemilerine gemilerin taşıma kapasitelerinin çok üstünde bindirilerek, Osmanlı limanlarına yani Trabzon, Samsun, Varna, Köstence, İstanbul ve Ege kıyılarına geldiler.
Bu uzun ve zorlu yolculuklar esnasında çekilen sıkıntılar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Çerkeslerin Osmanlı ülkesine yelken açacakları limanlara inişleri esnasında Rus askerlerinin taciz ve hakaretleri ile Kosakların yağma ve saldırılarına uğramaları hadiseleri yoğun bir şekilde yaşanmıştır.
Göçlerin denizden yani Karadeniz üzerinden meydana gelenlerinde, Rusya hükümetinin göçmenler için tahsis ettiği gemiler yahut kayıkların eski, kullanılması sakıncalı durumda olmaları ve bunların yolculuk esnasında batması ve binlerce insanın Karadenizin karanlık sularında terk-i dünya eylemeleri vakıaları yaşanmaktaydı
Göçmenler zaten uzun süren ve oldukça yorucu yolculuklar esnasında yeterli miktarda yiyecek bulma imkânları da olmadığı ve açlığın etkisiyle vücut dirençlerinin iyiden iyiye zayıflamasının etkisiyle göçlerin yoğun yaşandığı 1860’larda salgın hastalıklarında artışıyla paralel bu hastalıklara yakalanan ve hayatını kaybeden insan sayısı ve oranı normal dönemlerden çok daha fazlaydı. Salgın hastalıklar dolayısıyla ölümlerin çok artması üzerine özellikle deniz yoluyla gemilerle Osmanlıya gelen göçmenlerin beraber yola çıktıkları yakınları, arkadaşları hatta akrabalarının hastalanması halinde onunla ilgilenmek bütün gemi yolcusu için intihar anlamına geleceği için derhal o hasta denize atılmıştır.
Göçmenlerin çok az bir kısmının kıyafetleri iyi sayılabilecek durumdayken büyük kısmının halleri perişan denebilecek şekilde olup göçmenlerin yiyecek ihtiyaçlarını hakkıyla karşılamaları da çoğu zaman mümkün olmamaktadır.
Söyleşi: Mahmut Hop
Bakmadan Geçme





