YOKLUKTAN DOĞDU ŞİMDİLERDE SANAT OLDU: KIRK YAMA

Anadolu'da savaş ve yokluk yıllarında yapılan yama modern zamanda sanatsal bir değer kazandı. Kimi zaman yokluktan bir kazağın koluna kimi zamanda bir çorabın topuğuna yapılan rengrenk yama günümüzde Orta Asya'dan Amerika'ya kadar uzanan bir sanat haline geldi.

 Anadolu kadınının zorlu yaşam koşullarında yırtılan, eskiyen giysilerini onarmak tekrar kullanılabilir hale getirmek için yaptığı yama günümüze kadar ulaşıp sanat haline geldi. Tutumlu Türk kadının evinde renk renk kumaş parçalarını birleştirerek yaptığı örtü, bohça, perde gibi eşyalar günümüzde kurslarda sanat olarak öğretiliyor. Bir zamanlar yokluk göstergesi olan yama modern çağda sanat olup dünyanın dört bir yanına yayıldı. Yama, üretim bolluğu ve tüketim çılgınlığı öncesi yıpranmış giysiler ve eski çarşaflardan artan kumaş parçalarını değerlendirmek için yapıldı. Savaş çıktı askerimizi giydirmek için de yapıldı, düğün kuruldu genç kızlara çeyizlik bohça olarak da yapıldı. Şimdilerde ise bir birinden farlı kumaşlardan oluşan örtülere yama değil kırk yama deniyor.
Kırk yama, bir biriyle ilgisi ve uyumu olmayan kumaş parçalarının yan yana getirilmesiyle yapılıyor. Bin bir rengin bir araya gelerek oluşturduğu bu muhteşem uyum zamanla pahalı biçilmez bir sanat dalına dönüştü. Kırk yama yapmak hayli zahmetli ve zaman alan bir el sanatı olmasına rağmen ilgi bir hayli fazla. Bir başlayan bir daha bırakamıyor.
Bizde’ yama’ Amerika’da ‘patchwork’
Doğu ve orta doğuda ortaya çıkan, bizim olarak bildiğimiz el işine dayalı bu sanat batıda yaygınlaşarak oldukça büyük bir sanayi oluşturmuştur. Doğudan çıkıp İngiltere’ye kadar ulaşan bu el işi, sanat değerine de bu ülkede kavuşmuştur. Avrupa’dan Amerika’ya başlayan göçler ile bu kıtaya taşınmış ve patchwork adını almıştır. Bizim olduğunu bildiğimiz bizden çıktığını düşündüğümüz kırk yama batıda ki adıyla patchwork dünyada ABD’nin ulusal sanatlarından biri olarak biliniyor.
KAYMEK ile geleceğe taşınıyor
Kırkyama hemen her ilde meslek edindirme kursları ile geleceğe taşınıyor. Kayseri’de ise bu görevi Kayseri Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Mesleki Eğitim Kursları (KAYMEK) üstlenmiş durumda. KAYMEK bu en zengin, en renkli ve en zahmetli geleneksel sanatı, yeni nesiller için geleceğe taşıyor. Kayseri’nin dört bir yanında bulunan KAYMEK kurs yerlerinde yaklaşık 76 kursiyer, Orta Asya’dan Amerika’ya kadar uzanan bu sanatın inceliklerini usta öğreticilerden öğreniyor.
Kırk yama kursuna başvuran kursiyerlere ilk aşamada kırk yamanın tanıtımı yapılıyor. Daha sonra kumaş tanıtımı, yıkama, ütü, ,dikiş teknikleri, makine ve el işi anlatılıyor. Kursiyerler kırkyama için gerekli malzemeleri kendi imkânları ile temin ediyorlar. Tekstile dayalı olan her yerde kullanılabilen bu yöntem ile yatak örtüleri, masa örtüsü, perdeler, giysiler yapılıyor. Sabır ve emek isteyen bu sanat ile bir yatak örtüsü 9 ay gibi bir sürede yapılıyor. Kurslarda otaya çıkan tablo gibi eserler yılsonu sergilerinin, en ilgi çeken köşelerini oluşturuyor.
‘Kırkyama Anadolu’nun yokluk sanatı’ 
Kırkyama kurslarına ağırlıklı olarak orta yaş üstü ev hanımları ve emekli kadınlar katılıyor. Yıllardır kırkyama hocalığı yapan usta öğretici Şenay ÖZDEMİR bunun nedeninin kırkyamanın yapılması zor, zaman ve sabır isteyen bir el sanatı olmasından kaynaklı olduğunu dile getiriyor. Kursiyerlerin ilk başta korkup tereddüt etiğini ancak başladıktan sonra bir daha kopamadıklarını söylüyor. Buna kanıt olarak kendisiyle birlikte kırkyamaya başlayan yıllardır birlikte olduğu kursiyerleri gösteriyor. ÖZDEMİR ‘özünde paylaşıma, dayanışmaya, üretime ve tasarrufa dayalı bu sanat, aslında Anadolu’ya özgü bir yokluk sanatıdır’ diyor.
Emekli olduktan sonra komşusunun ısrarı ile bu kursa başlayan ve yaklaşık 7 yıldır kırkyama yapan Aynur Hanım’ biz burada sadece teknik beceriler edinmiyoruz, dertlerimizi paylaşıyor, tecrübelerimizi paylaşıyor, rahatlıyoruz’ diyor. ÖZDEMİR’ de bir çok doktorun hastalarına kırkyama kurslarına katılmalarını önerdiğini dile getirerek bu tür kursların sosyalleşmek isteyen kadınlar için bir nevi terapi görevi üstlendiğini vurguluyor. Özdemir, kırk yamanın ülkemizde bir sanat dalı olarak görülmemesini ise şöyle anlatıyor; ‘Kırkyamanın ülkemizde yapıldığı ilk zamanlarda, savaşların hüküm sürdüğü yokluk dönemlerinde hep bir ihtiyacı gidermek için yapılmıştır. Aile bütçesini bir nebze olsun ferahlatmak ve tasarruf etmek için birleştirilmiştir ren renk kumaşlar. Bu yüzden kırkyama bizim ülkemizde sanat olarak görülüp ele alınmamıştır.’ diyor.
 
Haber: Stayjer – Mesut Davarcı

Bakmadan Geçme