YENİ EĞİTİM YILI, ESKİ SORUNLAR
Eğitim-Bir-Sen Kayseri Şubesi Başkanı Aydın Kalkan yeni eğitim-öğretim yılında kamuoyunu meşgul edecek konuları gazetemize değerlendirdi. Kalkan'ın yaptığı açıklamalara göre eğitim-öğretim yılının yeni olmasına rağmen eski sorunların değişmeden gündemi meşgul edeceğe benziyor.
Sınıf ortalamaları OECD’nin çok üstünde
Eğitim-Bir-Sen Kayseri Şubesi Başkanı Aydın Kalkan yeni eğitim-öğretim yılında eğitim çalışanlarını, öğrenci ve velilerini bekleyen sıkıntıları gazetemize değerlendirdi. Kalkan, eğitimde önemli konulardan birinin okullarımızda henüz OECD’nin öğrenci ortalamasına ulaşamadığımızı belirterek; “Sınıflarımızın OECD’nin ortalamasına gelebilmesi için sınıf mevcutlarının 25 olması gerekiyor. Kayseri’de daha önce yapılan tespitlerde halihazırda 30 tane okula ihtiyaç olduğu tespit edilmişti. OECD ülkelerinde sınıf mevcutlarının ortalama 25 olduğunu düşünürsek ve Türkiye’yi de bu ülkelerin ortalamasına çekecek olursak hala birçok okula ihtiyaç var.” dedi.
Okullarda orantısız bir dağılım var
Kayseri’nin göç alan bir yer olduğunu ve Kayseri’de bulunan ilçelerin ve kasabaların da boşaldığını kaydeden Kalkan; “Kayseri’nin etrafındaki iller boşalıyor. Kayseri’ye Yozgat, Sivas, Nevşehir ve diğer illerden göçler geliyor. Bu nedenle ihtiyaç her geçen gün artıyor. Bu nedenle Kayseri’de bazı bölgelerde yığılma oluyor. İldem ve Eskişehir Bağları’nda sınıf mevcutları 45-50 civarında. Öğretmenlerin bu ortamda başarılı olmaları çok zor. Buraları genellikle kırsal kesimlerden gelenler oluşturuyor. Bunu asla küçümsemek amaçlı söylemiyorum. Burada oturan insanların çocuklarıyla Alparslan’da oturan çocukla aynı ilgiyi göstermeleri bir değildir. Zaten sınıflarda çok kalabalık. Kalabalık okullarda genellikle parçalanmış ailelerin çocukları olduğunu görüyoruz. Merkezdeki okullar eğitimde daha başarılı oluyor. Kalabalıklaşan okullarda başarı çok daha az. Oralarda oturan bilinçli ailelerde merkezdeki okullara öğrencilerini yazdırmak istiyorlar. Şuanda adrese dayalı kayıt sistemi var okullarda bu nedenle adres dışı öğrenci yazmakta çok zorlanıyoruz. Bana göre çocuğun kendisine en yakın okula gitmesi gerekir. Yani evine en yakın okul en iyi okuldur.” şeklinde konuştu.
Serbest kıyafete okul aile birlikleri karar verecek
Geçen sene gündemi yoğun olarak meşgul eden serbest kıyafet konusuna da değinen Kalkan konuyla ilgili şunları söyledi; “Öğrencilerin okullara serbest kıyafetle gitmesini istemiştik. Bu çocukların kendisini ifade edebilmesi için çok önemliydi. Esnaflarımız üniformaları satmak için hazırlamışlar. Esnafların baskısı ve bazı idarecilerin öğrencilerin serbest kıyafetle geldiği zaman disiplini bozduklarına yönelik şikayetleri var. Ama bence bu anlayış çok yanlış. Öğrenci serbest kıyafetle gittiği zaman kesinlikle disiplini bozmuyor. Velilerden de şöyle şikayetler geliyor; ‘benim kızım ders çalışmayı bıraktı. Yarın ne giyeceğini düşünüyor’ diyor. Bu 1-2 ay devam edecektir. Ondan sonra bu rayına oturacaktır. Yoksa yılın 365 günü çocuk her gün ayrı bir şey giyemeyecektir. Ama maalesef bu baskılar sonucunda serbest kıyafet uygulaması okul aile birliklerine bırakıldı. Çocukların serbest kıyafetle veya üniforma ile okula gitmelerine okul aile birliği karar verecektir. Velilere birebir anket yapılacak ve ona göre karar verilecek. Bu bir geri adımıdır. keşke daha önce alınan karar devam ettirilseydi. Öğrenciler okullarına serbest kıyafetle gitselerdi. Çocuğun üniforma ile gitmesi kişisel gelişimine etki ediyor.”
Darbe yasasını tanımıyoruz
Yıllardır kanayan bir yara olan kamudaki kıyafet konusunda da açıklamalarda bulunan Kalkan; “%99’u Müslüman olan bir ülkedeyiz. Kamuda çalışanların kılık kıyafetini düzenleyen bir yönetmelik var. Bu yazılı yönetmeliğe baktığımızda aslında tamamen bu yönetmeliğin delindiğini görüyoruz. Bu yönetmelik kamuda başörtülü çalışmayı yasaklayan bir yönetmelik. Bizim üyelerimizin 18 Mart’a başlattığı serbest kıyafet eylemimiz devam ediyor. Biz 12 Eylül’de askeri darbenin onay verdiği bir yasayı tanımıyoruz. Kamuda Memur-Sen üyesi olan tüm kamu çalışanları serbest kıyafetle gitmeye devam edecekler.” ifadelerini kullandı.
Öğretmenler gidiş-gelişi olmayan yerlere verilmiş
Kalkan, şuanda 4+4+4’ten dolayı sınıf öğretmenlerin norm fazlası durumunun olduklarını açıklayarak şu ifadelerde bulundu; “ilimize eş durumundan veya eğitim özründen gelen bayan arkadaşlarımızın bazı sıkıntıları var. İlimizde sendikamıza üye olan 20’ye yakın arkadaşımızın durumları ile ilgili şikayetleri oldu. Kayseri’nin gidiş gelişi olmayan köylerine verilmişler. Mesela Yahyalı’nın Ulupınar Köyü’ne biri de Kayseri merkeze verilmiş. Ulupınar ile Kayseri merkezi 195 kilometre… Eşi havaalanında asker olarak çalışıyor. Yine bayan öğretmen arkadaş Sarız Gerdek’e verilmiş. Burası da 200 kilometreye yakın üstelik buralara gidiş gelişte yok. Yüksek Lisans’tan dolayı öğrenim özründen gelen arkadaşlarımız var. Bakanlık bunu kaldırmıştı. Sendikamızın çabalarıyla bu hak geri elde edildi. Ama geldiği yerde Yüksek Lisansını devam ettirme şartı var. Yüksek Lisans’a devam ediyorsa Erciyes Üniversitesi’nde devan edecek. Yok eğer devam etmiyorsa seni geri gönderirim diyor. Öğretmeni gidişi-gelişi olmayan bir yere vermişler. Bu adam Yüksek Lisansını nasıl devam ettirsin. Van’dan gelen bir arkadaşımız geri gidelim diyorlar. Orada biz daha rahattık diyorlar. Biz akşam bir araya gelebiliyorduk diyor. Şimdi bir araya gelmemiz mümkün değil diyorlar. Biz Ancak hafta sonu bir araya gelebileceğiz diyorlar. Ben bunu siyasiler ile paylaştım. Bunun mutlaka çözülmesi gerekiyor. insanlara işkence etmenin lüzumu yok. Öğretmen arkadaşımız zorda kalırsa biz dava açacağız. Ben bu şekilde öğretmen arkadaşımızın da verimli bir şekilde çalışacağına inanmıyorum."
Anaokulu ve 1. sınıf öğrencileri 2 yıl önce alınan karar doğrultusunda başladılar. Onlar bir hafta önce okula başladılar. Büyük bir eğitim ordusu ile 2013-2014 eğitim-öğretim yılına başlayacağız. Yeni eğitim-öğretim yılının tüm öğretmen, veli ve öğrencilere başarılar getirmesini Allah’tan niyaz ediyorum.
Haber: Bünyamin Gültekin
şehrin kuzeyine de bakmak lazım