• Haberler
  • Yeni eğitim-öğretim yılına hazırız!

Yeni eğitim-öğretim yılına hazırız!

Kayseri'de 283 bin öğrenciye 16 bin 400 eğitimci ile hizmet verdiklerini söyleyen İl Milli Eğitim Müdürü Bilal Yılmaz Çandıroğlu: ' Yeni eğitim-öğretim yılına hazırız. TEOG ve LYS başarılarında hedefimiz önümüzdeki yıl ilk beşe girmek' dedi.

İl Milli Eğitim Müdürü Bilal Yılmaz Çandıroğlu, 2015-2016 eğitim öğretim yılı için gerçekleştirilen hazırlıkları ve yenilikleri gazetemize anlattı.

Okullarımız hem öğretmen ve derslikler bakımından hem de bakım-onarım işleri bakımından ne durumda? Yeni eğitim-öğretim yılına hazır mı?

Biz bu güne kadar bakanlığımızın bize intikal ettirdiği bakım ve onarım ödeneklerinin tamamını harcamış durumdayız. Hürriyet Endüstri Meslek Lisemizde özel bir durum var. Orası biraz gecikecek gibi gözüküyor. Onun haricinde il genelinde yaklaşık 126 tane okulumuza bir şekilde bakım ve onarım gerçekleştirdik.  Bunların hepsi de yeni eğitim-öğretim yılına yetişecek gibi gözüküyor. İlave ödenek de istedik. İnşallah gelirse bu yeni bir iş demek. Yani yeniden de bu süreç başlayabilir. 40-45 okulumuz için de bu süreçten bahsedebiliriz.

Öğretmeni daha aktif bir şekilde sürece katıyoruz

Yeni eğitim-öğretim yılında yapmayı düşündüğünüz değişiklikler ve yeniliklerden bahseder misiniz?

Dershanelerin hayatımızdan çıkması ile birlikte biz okullarımızdaki kurslarımıza ciddi manada devam edeceğiz. Bizim öncelikli konularımızdan biri bu olacak. Tam öğrenme projemiz var. Geçen sene 14 pilot okulumuzda, özellikle de ortaokullarımızda uygulamasını yaptık. Bu okulları seçerken de şehir ortalamasının altındaki okulları seçtik. Mesela sene başında yaptığımız ilk değerlendirme toplantısında bu okullardaki başarı oranı %25’lerdeyken, il başarı oranı %50’lerdeydi. Makas aralığı bu kadar yüksek olan okulları seçtik. En son yaptığımız değerlendirmede il başarı oranı %57’ye gelmiş. Bunlar %25’ten %65’leri gördüler. Bu doğru bir uygulama yaptığımızı gösteriyor. Bu proje, öğretmeni daha aktif bir şekilde sürece katıyor. Eğer eğitimden bahsediyorsanız bu işin temelinde öğretmen var. Öğretmeni ne derece sürece aktif olarak katarsanız oradan başarı gelmemesi mümkün değil.

Veli ziyaretleri bizim özellikle üzerinde durduğumuz ve hiçbir zaman vazgeçmeyi düşünmediğimiz projeler. Yaklaşık 25 tane projemiz var. ‘Geçmiş-geleceğim’ projesi çerçevesinde tarihi mekânlarda derslerin işlenmesi gibi. Çocuğun lisedeki dersi, medreseler tarihi ise gelsin bizim Hunat Medresesi’nde bu dersi işlesin. Tıp dersi ise bizim Gevher Nesibe’de bu dersi görsün. Eğer din dersi ise bunu gelsin Camii Kebir’imizde ya da Hunat Camii’mizde işlesin.

                Bu projede özellikle kız öğrenciler ile ilgili çok iyi dönüşler aldık. İlk defa camiye girmiş kız çocuklarımız vardı. Bunun gibi sayacağımız birçok projemiz var. Bunun gibi birçok projeyi hiçbir zafiyete düşmeden sürdüreceğiz.

Hedef Türkiye’de il beşe girmek

Kayseri’nin bu yılki TEOG ve LYS başarıları ne durumda?

Bakanlığımız bize iller arası bir kıyas vermiyor. Yani daha önceki yıllarda, 4 yıl öncesinde illere göre başarı sıralaması verilirdi. Fakat 2011 yılından bu yana sıralamayı bakanlığımız bizimle paylaşmıyor. Kendi içimizdeki oranı bizimle paylaşıyor. Yani 1 yıl önce Kayseri’nin başarı durumu ne imiş, kendine göre ve Türkiye ortalamasına göre bu gün hangi noktaya gelmiş, bunu paylaşıyor. 2012 yılından bu tarafa da Kayserimiz Türkiye ortalamasının epeyce üzerinde olan bir ilimiz. Her yıl yukarıya doğru devam eden bir ivmemiz var. Bu sene de hem TEOG sınavında, hem de Üniversiteye giriş sınavlarımızda da bu makasın olumlu yönde yukarıya doğru açıldığını görüyoruz. Yani bunu çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz. Ama veri paylaşılmadığı için bunu deklare etmekte güçlük çekiyoruz. Kayseri olarak hem TEOG’ da hem de üniversiteye giriş sınavlarında ilk onun içerisinde olduğumuzu çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz. Bu ivme ile gidersek önümüzdeki yıl ilk beşten de belki bahsederiz.

Kayıt parası tarihe karıştı

Okulların bazılarında karne parası, kayıt parası vs. gibi paralar isteniyor. Böyle bir şey var mı?

Kayıt parası artık tarihe gömüldü. Zinhar böyle bir durum söz konusu değil. Zaten bu süreç ile alakalı eğer bir durum tespiti yapılır ise İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak bakanlığımızın talimatları doğrultusunda üzerlerine gidiyoruz.  Gerekli ceza-i işlem süreci ne ise onu sonuna kadar da takip ediyoruz. Böyle bir süreç ilimizde mümkün yâ da makul değil diye düşünüyorum. Eğer öyle bir durum var ise de bilgimiz, görgümüz olursa bu konu ile alakalı bunu karşılıksız bırakmayız.

TEOG sınavları sonrasında yerleştirmelerden kimse hoşnut değil, ilk tercihlerde hiç kimsenin tercih yerleri değiştirilmedi. Şimdi ikinci tercihler yapıldı. Ama veliler bu yapılan tercihlerden de ümitsiz. Siz bu konu hakkında neler söyleyeceksiniz?

Adı üstünde bir sınav sonucuna göre yerleştirmeden bahsediyoruz. Bu sınavlar okulları kategorize etmek için yapılıyor. Okulları belirlemek için ortada yapılan bir sınav var ve bu sınavda öğrencilerimizin almış olduğu puanlar var. Yani buradaki okullara yerleştirmede tek kriter puan. Kimin puanı nereye yetiyorsa, nereye isabet ediyorsa öğrencimiz de o okula yerleşiyor. Ama mesela bizim Fen Lisemiz 491 puanla kapattı. 430 alan bir öğrenci de ne olursa olsun fen lisesine yerleşmesi çokta kabil gözükmüyor. Dolayısı ile bu bizim isteğimizle yürüyecek bir süreç değil. Tamamen puanla ilgili yürüyecek bir süreç.

Bakanlığımız 3 defa ek yerleştirme takvimi açıkladı. Bunlardan ikincisi sonuçlanmak üzere, üçüncüsü de önümüzdeki hafta başlayacak. 3 Eylül’de başlayıp 10 Eylül’de sonuçlanacak. Buradaki mantık süreç nasıl işliyor? Eğer okulda boş kontenjan oluşmuş ise siz müracaat ediyorsunuz. Atıyorum okulda 2 tane boş kontenjan oluştu. Buraya da 10 kişi müracaat etti. O 10 kişinin içerisinden en yüksek olan iki puan yerleşiyor. Yani okula yerleşmenin tek bir kriteri var. O da puanla oluyor.  İlimizde yaklaşık olarak 21.000 öğrencimiz TEOG sınavına girdi. Biz ise ilimizde 22.000 kontenjan oluşturduk. Bütün lise kısımlarımızda ve şu gün itibari ile listeye baktığımda ilk yerleşme sonuçlarına göre yaklaşık 4424 adet boş kontenjanımız vardı.

Bizim bunların içerisinde tabi tercih yapmayıp açık liselere yönlendirilen öğrencilerimiz de var. Onlarla ilgili süreç şu şeklide yürüyecek: Bu üçüncü yerleştirmeler de bittikten sonra çocuk açık liseye yerleşmiş ise yâ da herhangi bir özrü varsa, özrünü de ilgili kurumlar aracılığı ile belgelendirmiş ise bizim ilimizde oluşturacağımız sınav yerleştirme komisyonlarına müracaat edilecek.

 Orada adreslerine dayalı olarak tabi yine puana dikkat ederek boş kontenjan olması kaydı ile bu yerleştirmeleri yapacağız. Bu şu demek değil yani açık liseden bir öğrenci geldi. 350 puan almış ben Sami Yangın Anadolu Lisesi’ne kayıt olmak istiyorum. Sami Yangın kaç ile kapatmış. 460 ile kapatmış. yok onu da oraya yerleştiremeyiz. Puanına ve adresine göre açık olan ağırlıklı bu yerleştirmeler şu listeye bakıldığında meslek liselerine yapılacak gibi gözüküyor. Fen lisesinin sıfır yani herkes yerleşmiş oraya boş kontenjan kalmamış. Sosyal bilimler lisesinde boş kontenjan kalmamış.  İlimizin tamamında bütün Anadolu Liselerinde ki bunlar ağırlıklı ilçelerdedir,  Anadolu Liseleri’nde 85 tane boşluk gözüküyor. İlk yerleştirme sonuçlarında, çok programlı liselerde de 1932 tane boş kontenjan var. Mesleki Teknik Anadolu Liselerimizde 1241, İmam hatip Liselerimizde de 1166 tane boş kontenjan var. Bu şu demek; açık öğretimden gelip de bizi liseye yerleştir diyenleri bu okul türlerinden birine yerleştireceğiz.  

İmam hatiplerde geçmişten gelen bir güç kaybı var

TEOG’da hiçbir yere yerleşemeyenler imam hatibe yönlendiriliyor. Bu da imam hatiplerin kalitesinin düşmesine neden oluyor. Bunun önüne geçmek için çalışma yapıyor musunuz?

Talas’ta Fatma Zehra Dülgeroğlu İmam Hatip Lisesi’ni yeni açtık. Malum ortaokuldu. Oraya bir hayırseverimiz İmam hatip ortaokulu yaptı. Ortaokulu oraya taşıdık. Eski ortaokulun yerine de lise açtık. Taban puanı yanılmıyor isem 360. Ondan sonra Şerafettin Elmastaş abimizin yaptırdığı Uğurevler’in karşı tarafında büyük bir İmam Hatip Lisesi var. Oranın ki 363 taban puanlarından bahsediyorum. Uluslararası Germirli’ye bu sene Türk öğrenciler de alınabildi. Yine 360’larda falan oranın da öyle bir taban puanı var. Ali Rıza Özderici Kız İmam Hatip Lisemiz ve Merkez Kız İmam Hatip Lisemiz de aynı şekilde… Tabandan gelen bir güç kaybından bahsediyoruz. Ama Kayseri ile ilgili bu yerleştirme puanlarına baktığımız zaman ki burada şu da var: ‘Bizim İmam Hatip Ortaokullarımız ciddi anlamda bu sene mezun verecekler. Mesela bir Dedeman bu sene ilk mezunlarını verecek. Dolayısı ile bu okullardan gelen yapı da önümüzdeki yıl İmam Hatip Liselerine giriş puanlarını biraz daha yukarıya taşıyacak diye düşünüyorum. Çünkü planladığımız yani il bazında düşündüğümüz uyguladığımız sistemin sonucu da bunu getirecek. Bu seneki yerleştirme puanları da çok kötü değil. İmam Hatipte boş kontenjan gözüküyor. Ama bunun büyük bir kısmı Ahmet İnci ve Eskişehir Bağları’ndan geliyor. Yaklaşık 400 küsur oradan yani. Şehir merkezi ile alakalı ciddi bir ivme vardı. Geçen sene bu puanlar daha düşüktü.

Sanırım imam hatipleri tercih sayısında da düşüş var!

Kontenjan barajında makası fazla açmamamızın bir sonucu oldu bu. Biz vatandaşımıza bulunduğu yerde imkan sağlamak adına okullarımızdaki kontenjan sayısını en üst düzeyde kullandık. Bunu geçen sene de yaptık. Gördük ki, kendimizi bu kadar zorlamamızın bir alemi yok. Önümüzdeki yıllarda yerleştirme ile ilgili makası biraz daha daralttığımız zaman, yerleşme ile alakalı puanlar özellikle de imam hatiplerle ilgili biraz daha yukarıya doğru çıkacaktır.

4+4+4 sistemine geçtikten sona bir anda Kur’an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi derslerinin yaygınlaşması branş hocası bulunmasında problemler oluşturdu mu?

                Geçen sene bu makas açıktı. Ama bu yıl makas biraz daha daraldı. Allah’a şükürler olsun çok fazla problem yok. O konuda da sayısal olarak çok büyük destek aldık.

Emekliliği yaklaşmış öğretmenler, eğitim ve öğretime fazla önem vermiyorlar. Bu nedenle de birçok öğrenci de mağduriyet yaşıyor. Siz bu tip olumsuz durumlar için ne gibi önlemler alıyorsunuz?

‘Bu dünyanın ahireti de var.’ Bir vatandaş ve bir Müslüman olarak eğer böyle yapanlar varsa bunlara söyleyeceğim ilk söz bu. Ben, il milli eğitim müdürü olarak elimden geldiğince okul ziyaretleri yapıp öğretmen arkadaşlarımla birlikte olmaya gayret ediyorum. Ancak bizim ziyaretlerimiz daha çok motivasyonu artırmak amacıyla oluyor. Denetim işin içine girdiğinde bunu birinci derecede denetleyecek olan okuldur. Okul müdürlerinin denetimleri yerine getirmeleri lazım ki son süreçte bakanlığımızın kurumsal olarak yapmış olduğu değişikliklerle aslında bu işi okul müdürlerine daha fazla tevdi etti. Eğer böyle bir şikayet ve problem varsa bunun için de gereken yapılıyor.

Kayseri’de haziran dönemindeki seminer de Türkiye’de yapılmayan bir eğitim takvimi yapıldı. Türkiye’de alanında ne kadar eğitim almış kişi varsa bunları öğretmen arkadaşlarımızla bir şekilde yüzleştirdik.

Daha önce kuşaklar arası geçiş için 30 yıldan bahsedilirken günümüzde bu geçiş 3 yıla düştü. Bu da kendimizi her alanda yenilememiz ve geliştirmemiz gerektiği sonucunu ortaya koyuyor. Öğretmen arkadaşlarımızın donanımlarını zenginleştirmek açısından bu seminer zamanını bu şekilde geçiştirmeyi düşünüyoruz.

Eğitim, duygusal bir süreçtir

Okullarda öğrencilerin ahlaki yozlaşmasının önüne geçmek için çalışmalar yürütüyor musunuz?

Bunlar bizim sürekli güncel tuttuğumuz konular. Olayın iki tarafı var. Birincisi mevzuat tarafı.  İkincisi de insani bir tarafı var. Mevzuat tarafı bu konuda bizim elimizi zayıflatıyor. Doğru muydu? Değil miydi? Bu bir tartışma konusu: ‘Eti senin kemiği benim’ anlayışı vardı. Bu gün çok farklı bir noktaya geldik. Biz ifrat ve tefrit noktalarını ayarlamakta biraz güçlük çekiyoruz. Benim şahsi görüşüm, o da yanlış bu da yanlış. Bununla birlikte ben sevginin açamayacağı kapının olmadığına inanıyorum. Belki biraz daha fazla emek ister. Belki öğretmen arkadaşlarının sırtına daha fazla yük bindirir. Hangi ilişki ağı olursa olsun bunun yolu sevgiden geçer. Alemlerin yaratılış sebebi budur zaten.

Dünyada eğitim ile ilgili kalem oynatan bilim adamlarının ortak bir kanaati oluşmaya başladı. Eğitim duygusal bir süreçtir. Bizim bildiğimiz matematiksel bir süreç değildir. Anlatırım anlarlar değil, severse anlarlar sürecine evirildiğini bilim adamları da kabul etmeye başladı.

Lisede taş yerinden oynasa beni çağırırlardı

Öğrencilerin sevdiği hocanın, dersini sevmesi de bunun kanıtıdır sanırım!

Kesinlikle… Belki konu uzayacak ama o, bahsettiğiniz öğrencilerden biri de bendim. Benim öğrencilik yıllarım bu şekilde geçti. Ben Bünyan Lisesi mezunuyum. Lisede taş yerinden oynasa beni çağırırlardı ve o taşın altından çıkardım. Halen Bünyan İmam Hatip Lisesi’nde çalışan Kadir hocam bizim kimya hocamızdı. Kadir Hoca belki hepsinden daha fazla dayak attı bana. Ama Kadir Hoca’nın yaptığı hiçbir şey bana batmadı. Çünkü biliyordum ki Kadir Hoca beni seviyordu. Bizim de öğretmen arkadaşlara bir araya gelişimizde âcizane tavsiyemiz bu oluyor. Yani seversen sevilirsin. Eğer sevilirsen de ona bir katkı olur. Bu işin başka da yolu yok. Eğitimciler olarak sevgi yolu ile etkileme gücümüzü yeniden keşfetmemiz lazım.

Milli eğitimdeki en ufak bir değişim köklü bir değişim olarak mı algılanıyor?

                Köklü değişim Ömer Dinçer Bakanımız zamanında 4+4+4 ile birlikte yapıldı ve bitti. Bununla ilgili olumlu ve olumsuz süreçlerin tamamını yaşadık. Hepsinin hesabını gördük ve biz o defteri kapattık. Mevlana hazretlerinin güzel bir sözü var: ‘Geçmişte ne kadar güzel şey varsa geçmişte kaldı cancağızım. Artık yeni bir gün ve yeni şeyler söylemek lazım.’ Biz o yeni şeyleri söylemeye çoktan başladık.

Tamamen normal eğitime geçmeyi planlıyoruz

Bugün Kayserimizde imam hatipler hariç çocuklarımız % 55’ler civarında Kur’an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi’yi seçmeli ders olarak seçmişler. 4+4+4 olmasaydı bu gün bunlardan bahsedemeyecektik. Bunun da olması gerekiyordu zaten… Bu millettin gönlünde olan ihtiyacı bu noktada gidermiş oluyoruz.

Öbür taraftan da baktığımız zaman ben göreve başladığımdan bu yana Kayseri’de 172 tane okul inşaatı başlatmışız. Son 20 yılda yapılan devlet yatırımına denk bir sayı bu. Devlet son 20 yılda Kayseri’ye ne kadar yatırım yaptıysa, 2012’den günümüze kadar da o kadarını da yapmış, programa almış, ihalesini yapmış. Bu yıl 23 okulun teslimatını alacağız. Bu aslında çok ciddi bir yatırım. Biz önümüzdeki iki yılda eğer nasip olursa Kayseri’de tamamen normal eğitime geçmeyi planlıyoruz. Bu çok iddialı bir söz.

Dershaneler bizim %1’imiz bile değil

Söyleşimiz sonlandırırken söylemek veya dile getirmek istediğiniz hususlar var mı?

                Konu milli eğitim olunca bu herkesi ilgilendiriyor. Hiç işim olmaz diyen ‘Amca’nın torunu bizde. Bu gün Kayseri’de açık öğretim öğrencileri hariç sabah çantasını alıp bizim okullarımıza gelen yaklaşık olarak 283 bin öğrencimiz var. Biz elimizden geldiği kadar 16 bin 400 arkadaşımız ile birlikte bu öğrencilerimize katkı sağlamaya çalışıyoruz.

                Velilerimizin, yapılan işlerden bir endişesi olmaması lazım. Milli Eğitim çok gündemde kalan bir kurum. Ama temel itibariyle baktığınız zaman köklü bir değişiklik yok. Bizim öğrencilerimiz ilkokul 4 müfredatını kaç seneden beri görüyor. Sınıf aynı, sınıfta ders gören öğrenciler aynı…

Esasında baktığınız zaman Milli Eğitim köklü bir kurum. Gelenekleri olan bir kurum. Kendine ait refleksleri olan bir kurum. Memleketimizin de en kurumsal kurumlarından biri milli eğitim. Bu gün dershaneler kapatıldı. Bununla ilgili çok yazılıp-çizildi. Milli eğitimin yaptığı genel işlere baktığınız zaman bu bizim %1’imiz bile değil. %1 üzerinden %99 değerlendirildiği zaman biz üzülüyoruz.

Söyleşi: Bünyamin Gültekin/Selda Avcı

Bakmadan Geçme