Bu dört özel ve resmi kurum son 6 aylık seyahatlerimde çok önemli yerler işgal ettiler. Hepsi ile ilgili de çok olumlu anım olduğu söylenemez. Benzer isimler ve yerlerle ilgili, çevremde gördüğüm arkadaşların benzer şikayetleri ve sıkıntıları olduğunu duyunca ben de kendi başımdan geçenleri bir hikaye halinde Kayseri Gündem okuyucuları ile paylaşmayı uygun buldum.
Amacım görülen eksiklik ve aksaklıkların giderilmesi ve bizim yaşadığımız olumsuzlukların bir daha yaşanmamasıdır. Buna bir nebze katkıda bulunursa bu yazı amacına ulaşmış demektir.
Medine Türk Okulunda Eylül ayında başladığımız öğretmenlik görevinin ardından sömestri tatilinde yani Şubat ayında Türkiye’ye gelmeye karar verdim. Medine’den havalanan Suudi Arabistan havayollarına ait uçak Ankara Esenboğa’ya indikten sonra servisle Ankara Şehirlerarası Terminali’ne yani bilinen adıyla AŞTİ’ye ulaştım. Hemen en yakın bir saate Kayseri bileti bulmak için otobüs firmalarının bürolarının bulunduğu kata çıktım. Burada birkaç firmaya uğradıktan sonra Kamil Koç firmasının bir saat sonrası için otobüsü olduğunu öğrenip bu otobüse biletimi aldım. Hareket saati geldi otobüs hareket etti ama otobüste bir gariplik olduğunu hissetmem uzun sürmedi çünkü perondan çıkarken araba öyle bir hareket etti ki kafamı neredeyse ön koltuğa çarpacaktım. Aracın vitesi adeta şoförün zorlamasıyla geçiyordu. Bu da ister istemez ani ve sert hareketlere sebep oluyordu. İster istemez aklıma inşallah bu araba bizi sağ salim Kayseri’de ulaştırır düşüncesi geldi. Neyse yolculuğun yarım saatlik kısmı geçmişti ki aklıma gelen başıma geldi ve araba Ankara’nın içinde bir yerde istop etti ve arızalandı. Beklemediğim bir durum muydu hayır beklediğim bir durumdu. Neyse arızalanması önemli değil ama benim durumum kötüydü çünkü uçaktan inip terminalde de otobüse binmeyi düşündüğüm için Medine’den çıkarken üzerime kalın bir şey almamış ve sadece ceketle yola çıkmıştım. Ankara’nın soğuğunda arabanın tamir olması için inat etmeleri yüzünden 3 saate yakın bir süre beklemek zorunda kaldık. Bu arada Ankara’nın soğuğu da iyice iliklerimize işledi.
Sömestri dönüşü ise bambaşka bir macera beni bekliyordu. OHAL dolayısıyla yurt dışına çıkış için herkesin kurumundan alması gereken yurt dışı çıkış belgesini almaya gittiğimde ilgili serviste memur arkadaş bir yazı geldiğini ve bu yazıya istinaden bazı memurların yazı almasına gerek olmadığını bir incelememi ona göre yazı talebimi belirtmemi istedi. Bazen insanın basireti bağlanıyor olayları doğru değerlendiremiyor. Yok kardeşim sen benim kağıdımı ver o yazıları boş ver demiş olsam iki satırlık ve iki dakika bile sürmeyecek yazıyı alıp çıkacaktım ama almadım. Ve Esenboğa havaalanında bu sebeple başıma açılacaklardan habersiz yola çıktım. Cumartesi günü öğle saatleri uçağa biniş işlemlerini yaptırmak için pasaport kontrol servisine gittiğimde o almadığım yurt dışı çıkış belgesini istediler. Bende bazı devlet memurlarından kaldırıldığı için almadığımı söyledim ama tabii kabul edilmedi. Nihayet biz derdimizi anlatmaya uğraşırken uçağı kaçırdık. Bu arada Milli Eğitimden Şube Müdürü arkadaşımı arayarak durumu ilettim. Sağolsun hemen ilgilendi ve kuruma geçerek yazıyı faksladı. Ancak iş işten geçmiş ve uçak çoktan havalanmıştı. Neyse ilgili polis arkadaşlara faksın yeterli olup olmadığını yarın için bilet almam durumunda bu faks kağıdıyla yurt dışına çıkıp çıkamayacağımı sordum net bir cevap alamadım birbirlerine sordular. Bu arada ben de uçağı da kaçırmış olmanın verdiği ruh haliyle, gayri ihtiyari bu nasıl iş bir kurumun diğerinden haberi yok gibi bazı laflar ettim. Oooo sen misin bu lafları eden, oradaki memur arkadaşın birisi galiba ismi Ali idi bu arada Allah iyiliğini versin ama beni sinirden ağlattı. Öyle bir tepki verdi ki, ne demek bu, sen ne diyorsun senin işini yapmam ben, yarın da gelsen senin işini yapmam diye fevri bir davranış içine girmesin mi. Öyle bir sinirlendim ve beyefendi bana bir şey söyleyin de ben ona göre gerekirse atlayıp Kayseri’ye gideyim ve belgemi alıyım dedim. Neyse baktım iş uzayacak bavullarımla birlikte oradan ayrıldım. Ama o polis memurunun yaptığı o terbiyesiz tutumu ömrüm boyunca unutmayacağım. Karşısında mağdur olmuş, uçağını kaçırmış bir kimse olduğunu bile bile öylesine bir tutum içine girmesi çok edepli ve işgal ettiği makama yakışır bir davranış olmadı. Şunu söylemek gerekir, ben ne kanun dışı bir iş yapmıştım ne de haksız bir uygulama talebinde bulunmuştum. Sadece göstereceği anlayışlı bir davranış “tamam kardeşim uçağını kaçırdın seni anlıyoruz ama bizim de yapabileceğimiz bir şey yok. Elimizden bir şey gelmez” demesi belki yeterli olacaktı. Oysa orada yapmaması gereken bir şey yaparak adeta beni suçlu yerine koyarak tepki göstermesini hala kabullenemiyorum. Neyse uçağımız kaçtı, belgemizin faksı geldi ama aslı olmadığı için arkadaşlar kabul etmeyeceklerini söylediler ve o kadar bavulla ortada kala kaldık. Tekrar AŞTİ’nin yolunu tuttum. Bu arada sağolsun Milli Eğitimden şube müdürü arkadaş ıslak imzalı belgeyi otobüse verdi de ertesi gün için yeniden uçak bileti alabildim. Tabii bu arada uçak biletini iki katı ücreti ödeyerek tekrar almak zorunda kalmak da cabasıydı. Sebep belki de on dakika sürmeyecek bir belgeyi almamak. İşin kötü tarafı Suudi havayollarının bagaj hakkı daha fazla THY’larının hakkı daha az. Dolayısıyla bir iki bavul fazla geldi. Mecburen bu bavulları bırakmak zorunda kalmak da bir başka mağduriyet oldu. Kısaca dönüş yolculuğu bana bir işkenceye dönüştü.
Şu hatırlatmayı yaparak yazının bu bölümüne son vermek istiyorum. Yurt dışına çıkacak arkadaşların ne yapıp edip bu yurt dışına çıkış belgesini mutlaka almaları gerekiyor. Benim durumuma düşüp ortada kalmayın. Bir diğer husus da bazı İllerde bu konuda arkadaşlara zorluk çıkarıldığı, bir iki gün uğraştırıldığı, vermemek için direnildiğini duyuyoruz. Değerli ilgililer, bu mesele sizi doğrudan ilgilendirmiyor vereceğiniz bu belgeden dolayı size bir sorumluluk yok. Bizler hali hazırda zaten görev yapıyoruz. Hakkımızda olumsuz bir durum söz konusu olsa zaten görevimizde bulunamayız. O yüzden insanları mağdur etmeyelim. İki satırlık yazı için insanlara Çin işkencesi yapmayalım. Lütfen rica ediyoruz. İstediğimiz sadece görevinizi yapmanız.
Bu kısa hikaye sömestri tatilinde başımdan geçti. Kısa süre önce bayram arefesi ailecek yaşadığımız mağduriyet ise daha çarpıcı. Hem AŞTİ’de hem de KENT Turizmdeki ihmallerin mağduru olduk. Onu da yarın ele almak umuduyla. Vesselam…
Sayın hocam, başınıza bir dizi istenmeyen olay gelmiş. Fakat yukarıdaki yazınızdan, bunların bir kısmının sizin şahsi ihmalleriniz sonucu oluştuğu kanaati hasıl olmaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
Erciyes Üniversitesi'nde 'krize sokan' Otopark Karmaşası
14 Nisan 2025 12:39Çanakkale'de Tarihin Tozlu Sayfalarındaki Gerçekler
23 Mart 2025 16:40'Laik hayattan' arınma yolu olarak Ramazan!
06 Mart 2025 11:13'Ferdi' üzerinden neyi meşrulaştırıyoruz?
10 Ocak 2025 10:04İçki, Kumar Mahveder; 'Sübhanallah Diriltir'
03 Ocak 2025 10:13