Vedat ÖNAL

İki resim arasındaki anlamlı fark

Vedat ÖNAL

İki resim arasındaki fark bu kadar anlamlı olur mu? Evet söz konusu bu iki resim ise olur…

Çok uzun bir hikayedir bu. Bir resimden çok öte anlamlar taşır. Bu iki resim arasındaki fark bir milletin Türk milletinin ve dolaylı olarak da İslam ümmetinin 100 yıllık serencamını anlatır.

İslam ümmetinin LA-İK-leştirilmesi projesinin bir başlangıcıydı bu iki resim arasındaki fark. Benzer modernleştirme projeleri bizden sonra tüm İslam aleminede pompalandı.

Kalpak İslamidir değildir gibi bir saçma tartışmaya girmek çok kolaycılık geliyor bana. Hemen II. Mahmut dönemindeki fesin giydirilmesinde yine ortaya çıkan tartışmalar ortaya atılır birilerince fakat bu iki resim arasındakiyle fes meselesinin hiçbir alakası olmadığına ikna etmek mümkün olmuyor o kesimleri. O yüzden onlara siz madem öyle inanıyorsunuz öyle olsun ama şunu belirtelim kalpak ve şapkayı aynı görmek bu meseleyi anlamamaya vesile olan bir bakıştır.

**** Aşağıdakilerden bazıları yukardakilerin kendilerine benzemesi için çok uğraştı. Olmadık işler yapıldı. Batıdan eğitimciler geldi frak ve smokin eğitimi, yeme içme eğitimi verildi. Türküler yasaklandı. Ezan Türkçeleşti, Türk dili sadeleştiriliyor diye bugün ki sığ ve toplam beşyüzaltıyüz kelimelik fakir bir dil haline getirildi. Osmanlıcanın 1000 yıllık muhteşem ifade kabiliyeti yok olup gitti. Türk Dilini kime teslim ettik bir Ermeni AgopDilaçar Efendi’ye teslim ettik. Yani Türk dilinin içine ettik.

Aşağıdakiler ikinci meclis Mustafa Kemal’in deyimiyle kız gibi bir meclis yaptım dediği meclis. 100 yıldır devlet bürokrasisini elinde bulunduran, batıcılığı haşa adeta bir “KABE” olarak gören klasik devlet bürokrasisi. Yani eskilerin tabiriyle vatandaşın işini zora sokmaktan başka bir faydaları olmayan “Bugün git yarın gel”ci, devletin gülmeyen buyurgan yüzü.

Tıpkı diğer İslam ülkelerinde olduğu gibi bağımsızlık kazanıldı ama batının hegemonyasında bir zihin inşası ile geçmişinden kopmuş Osmanlıyı adeta düşman batıya hayran meftun bir devlet bürokrasisi ortaya çıktı. Tıpkı bağımsızlık kazandığını zanneden Osmanlıdan kurtulduğu için sevinen tüm kukla İslam ülkelerinde olduğu gibi.

Ben İslam dünyasındaki benzerlerini görmemiş olsaydım Osmanlı düşmanlığının sadece bizde olduğunu zannediyordum. Ama İngiliz emperyalistleri ve yahudisiyonistler Osmanlı düşmanlığını İslam dünyasının her köşesinde ilmek ilmek işlemişler. İflah olmaz bir hastalık olmuş bu düşmanlık. Fesada meftun beyinler.

Ağzını doldurup, ağzını büze büze Osmanlıya, padişahlara küfredenler, Osmanlıyla mukayese edilmeyecek baskıcı yapıları uyguladılar ve İngiliz emperyalizmine tek laf edemediler. Ve İngilizceyi dünya dili diye adeta ana dili haline getirdiler.

Bu iki resmin anlattığı şeylerle ilgili daha çok sosyolojik tahliller yapılabilir ama bunun için zihinlerimizin biraz daha netleşmesi gerekiyor galiba.

Dr. Mehmet Doğan'ın tespiti çok doğru; "BİZ ZİHİNLERİ İLE OYNANMIŞ BİR TOPLUMUZ.". Tabii şu an tüm dünyanın zihinleri ile oynuyorlar. Sanatı, sporu, sosyal medyayı kullanarak oynuyorlar. Bugün dünyanın geldiği şu zamanlarda peygamberi bir kurtuluş reçetesine sadece Müslümanların değİl tüm insanlığın ihtiyacı var. Artık sömürgeci kapitalizmin saçma ve anlamsız reçetelerine değil, özümüz İslam medeniyetinin kodlarına ihtiyacımız var. Allah içine düştüğümüz şu anki yani 100 yıllık çıkmazımızdan bİr kurtuluş kapısı nasip eder İNŞALLAH.

Bu sadece bizim için değil tüm insanlık için elzemdir. Vesselam... 

Yorumlar 13

Yazarın Diğer Yazıları