Hür irade sahibi yaratılmış olan insanların tarafsız olması mümkün müdür? Tarafsızlık hangi durumlarda gereklidir? Hakk'tan taraf olmak mı, yoksa batıldan taraf olmak mı?
Düşünce tarihi boyunca tartışmalara sebep olan özgürlük sorunu şöyle dursun, her insan birey olarak özgürlüğünü çok basit şekillerde test edebilir. Örneğin yememiz ve içmemiz için önümüze çeşitli yiyecek ve içeceklerin konduğunu düşünelim. Bize sunulan bu yiyecek ve içeceklerin zararlı mı yoksa faydalı mı olduğunu da bildiğimizi farzedelim. Böyle bir durumda akl-ı selim olan bir insan zararlı olanları terkeder ve faydalı olanları tercih eder. Burada tercihimizi etkileyen faktörlerin en önemlisi sağlıklı düşünebilen bir akıl sahibi olmamızdır. Bunun yanısıra bilgi sahibi olmaktır. Bunlara ilaveten dış görünüş de tercihlerimiz de etkili olmaktadır. Ancak dış görünüş her zaman doğruyu yansıtmaya bilir. Bu yüzden tercihler de bilgi ve akl-ı selim çok büyük önem taşımaktadır. Zaten akıl dini sorumluluğun da ön şartıdır. Zira deliler ve akılsız varlıklar diye nitelenen hayvanların dinen de bir sorumlukları yoktur.
İrade sahibi oluşumuz yani özgürlüğünüzün ispatı konusunda ki bu kısa açıklamalardan sonra tarafsızlığın mümkün olup olmadığını sorgulayalım. Birey olarak her insanın yeme içme konusunda elbette tercih ettikleri yiyecek ve içecekler vardır. Her hangi bir iş hakkında yapıp yapmama hususunda da tercih edebilme imkanı vardır. Şayet sağlıklı düşünebilen bir aklımız ve doğru bilgilere sahipsek gereğini de ona göre yaparız/yapmamız gerekir. Ancak yargılama, hak paylaştırma, işi layık olana verme konusunda değerlendirme yapılırken tarafsız olmalıyız. Başka bir ifadeyle söylersek haktan taraf olmalıyız. Tarafsız bir şekilde işle ilgili kriterlere uyarak işi ehline vermeliyiz, yargılamalarda da haklının tarafını tutmalıyız. Eğer mü'miniz diyorsak -Elhamdulillah mü'miniz - aleyhimize olan bir durum dahi olsa haktan ve hakikatten ayrılmamalıyız. Zira emri ilahi bizden bunu istemektedir. Yüce Allah "Ey iman edenler! Kendinizin veya anne babanızın ve akrabanızın aleyhine bile olsa adaleti ayakta tutun, Allah için şahitlik eden kimseler olun. (İnsanlar) zengin olsunlar, yoksul olsunlar Allah onlara sizden daha yakındır. Öyleyse siz hislerinize uyup adaletten ayrılmayın. Eğer adaletten sapar veya üzerinize düşeni yapmaktan geri durursanız bilin ki Allah yaptığınız her şeyden haberdardır." (Nisa:4/135) buyurmaktadır.
Konuyla ilgili tecrübe ettiğimiz pek çok olaylar vardır. Örneğin geçmiş yıllarda bir öğrencimize işlemiş olduğu bir suçtan dolayı okul değiştirme cezası vermemiz gerekiyordu, velisinin itirazlarına rağmen, üst kurulun yeniden görüşülmesini talep etmesine rağmen disiplin kurulu üyeleriyle birlikte kararın uygulanmasını sağladık. Eğitim öğretim yılı sonunda uygulanan kararın gerekli ve doğru olduğunu hem öğrenci hem de velisi teşekkür ederek bildirdi. Eğer biz çeşitli gerekçelerle veya acıma duygusu ile hareket edip okul değişikliği yaptırmasaydık (Allah'u a'lem / Allah en iyi bilendir) o öğrencinin eğitimine başarıyla devam etmesi çok zor hatta imkansızdı. Bu örnek olay bana Yüce Allah'ın 'ceza uygulanırken içinizi merhamet duygusu kaplamasın' ayet-i kerimesini hatırlattı (bkz. Nur: 24/2).
Sonuç olarak huzur mutluluk ve kurtuluş istiyorsak batıldan taraf değil, haktan taraf olmalıyız. Zira hakkı temsil eden Allahu Teâlâ'dır, batılın temsilcisi ise şeytan aleyhi la'nedir. Kimin tarafında olduğumuz önemli. Allah'ın tarafında olanlar daima kazanır. Son günlerde yaşanan olaylar da haktan taraf olmamız gerektiğine işaret etmektedir. Yirmi altı suç işleyen insan görünümlü bir yaratığın serbest kalıp yirmi yedinci suç olarak bir genç polisimizi şehit etmesi bütün insanlık için ve özellikle ailesi için çok büyük acılara sebep olmuştur.
Sevgili peygamberimiz de hadis-i şerifinde "zalime de destek olun, mazluma da" diyerek zalimin zulmünün engellenmesinin ona yardım olacağını belirtmesi taraf olma konusunda haktan haklıdan yana olmamız gerektiğini belirtmektedir. Böyle cani yaratıklara işlemiş olduğu suçlarda caydırıcı cezalar verilmiş olsaydı yirmi yedinci suçu işleyebilir miydi? Hak ettiği cezanın verilmesi bir sonraki suçu işlemekten alıkoyacağı için sevgili peygamberimiz Hazreti Muhammed'in (sav) belirttiği gibi hem zalime hem mazluma destek anlamı taşımaktadır. Burada taraf olma konusunda yazmış olduğum şiirimi ilgili ayetlerle birlikte siz değerli dostlarla, okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Maide Suresi
Bismillahirrahmanirrahim.
56. Ayet: "Kim Allah’ı, peygamberini ve iman edenleri velî edinirse bilsin ki Allah’tan yana olanlar mutlaka galip geleceklerdir."
Mücadele Suresi
19. Ayet: "Şeytan onları hâkimiyeti altına alıp kendilerine Allah’ı anmayı unutturmuştur. İşte onlar şeytanın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, şeytanın tarafında olanlar ziyana uğrayanların ta kendileridir"
Sadekallahu'l-Azîm.
TARAFINI SEÇ
Tarafsızım deyip sakın aldanma!
Sen tarafını seç, bî taraf olma!
Önünde sunulan iki taraf var,
Hakk'tan taraf ol da, kaybeden olma!
Tarafsız olanlar bertaraf olur,
Şeytana uyanlar ziyanda olur,
Nefsine aldanıp şeytana uyan
Çetin hesap günü çok pişman olur.
Allah'tan taraf ol, felaha kavuş!
Şeytan bakakalsın yanından savuş!
Allah tarafında güzel dostlar var,
Ahiret yurdunda onlarla kavuş!
Hüda'dan verilen hür irade var,
Bu irade ile kul seçim yapar,
Allah'ın tarafı O'na taparken
Şeytana uyanlar tağuta tapar.
Muhibbi Rasulüm Hakk'tan taraf ol!
Hak yol İslâm'ındır yoktur başka yol.
İraden var senin uyma şeytana!
Allah'ın dinine sen de tabi ol!
10 Ağustos 2023
Allah'ım Sana inandık, Sana güvendik, Sana sığındık bilerek ve isteyerek Senin tarafını seçtik. Bizi istikamette daim eyle. Kendilerine nimet verdiğin sıddîklerle, şehidlerle, salihler ile komşu kıl. Bizi dostluğundan ve dostlarından ayırma. Âmiiin.
Dr. Resul Coşkun