Resul COŞKUN

Sabır: Çalışmak mı, Yan Gelip Yatmak mı?

Resul COŞKUN

Okuma emriyle başlayan bir dinin mensupları olarak tembelliğin bir müslümana asla yakışmayacağını belirterek sözlerime başlıyorum. Kur'an'ı Kerim ayet ayet, sure sure incelense ve  Hazreti Muhammed'in (sav) beşeri hayatı didik didik edilse tembelliği, miskin miskin oturmayı tavsiye eden, överek bahseden bir delil bulamayız. Hazreti Muhammed (sav) iki günü birbirine eşit olanların zararda olduğunu belirtirken "Kuvvetli mümin, zayıf / güçsüz mü'minden daha iyi, daha üstün ve Allah’a daha sevimlidir.” (Müslim, Kader, 34; İbn Mace, Zühd, 4168)" veciz ifadesiyle mü'min için her yönden güçlü, kuvvetli olmanın önemini vurgulamıştır. Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de "İnsan için ancak çalıştığı vardır. Ve çabasının karşılığı ileride mutlaka görülecektir. Sonra çalışmasının karşılığı kendisine tastamam verilecektir." (Necm Suresi:39-41. Ayetler) buyurarak kazanmak için çalışmak gerektiği, çalışanların kazanacağı ve çalışmasının karşılığının eksiksiz verileceği belirtilmiştir.

Gerek ayetlerde gerekse hadislerde mü'min olanlar bireysellikten toplumsal hayata, ekonomiden savunmaya hayatın her alanında sürekli çalışmaya, üretmeye teşvik edilmiştir. Örneğin "düşmanın silahıyla silahlanın" (bkz. Enfal Suresi: 60) ayetinde ki emirle galibiyet için düşmana denk olmaya çalışmak gerektiği vurgulanırken, "Her nefis yarınlara hazırlık yapsın" (bkz. Haşr Suresi: 18) emriyle de gerek dünya gerekse ahiret için yarınlara hazırlıklı olmanın önemi belirtilmektedir. 
      Kur'an-ı Kerim'de anlatılan kıssalar bu konuda bize güzel örnekler sunmaktadır. Özellikle peygamber kıssalarında işin gereğini yapmadan sonuç bekleyen bir peygamber modeline rastlayamazsınız. Hazreti Adem (as) ile başlayan bu peygamberlik serüveninde her peygamber Allah'ın dininin tebliğinin yanısıra gündelik hayatta da geçimlerini temin için çalışıp çabalamışlar ve insanlara örnek olmuşlardır. Kimi çobanlık yapmış, kimi demircilik, kimi ülkenin mali yönetiminde bulunurken kimi ticaretle uğraşmış kimi de terzilik yapmış kısaca her biri bir veya birkaç meslekle uğraşmışlardır. Karşılaştıkları zorluklarla beşer olarak işlerin gereğini yaparak mücadele etmişler ve Allah'ın yardımını, inayetini talep etmişlerdir. Zaten tevekkül etmek de işin gereğini yapıp sonucu Allah'a havale etmektir. Bu konuda Musa'nın (as) arkasında kendisini ve inananları yok etmek için takip eden Firavun ve ordusu, önünde deniz, kurtuluş imkanı kalmadığını söyleyen yanındaki mü'minlere söylemiş olduğu söz çok manidardır: "... Rabbim şüphesiz benimledir, bana yol gösterecektir” deyip tevekkül ettikten sonra "Ey Musa! Asa'nı denize vur" (bkz. Şuara Suresi: 62, 63. ayetler) vahyi ile emir verilince emri yerine getirdikten sonra denizin açılıp yol vermesi de işin gereğini yapmak gerektiğini gözler önüne sermektedir.

Musa'nın (as) da ifade ettiği gibi Rabbimiz bize yol göstermektedir. Rabbimiz kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de hayatımızın her alanı için yollar göstermiştir. Zaten Kur'an-ı Kerim de "Bu Kitap muttakiler için hidayet rehberidir" bkz. (Bakara Suresi: 2. ayet) denilerek bu husus vurgulanmıştır. "Allah, kendisinin izniyle rızasını arayanları o kitapla kurtuluş yollarına erdirir, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır, onları dosdoğru bir yola iletir." (bkz. Maide Suresi : 16) ayeti celilesinde de kurtuluş yolunun Allah'ın kitabında olduğu ve rızasına uygun hareket edenlerin karanlıklardan aydınlığa kavuşacakları belirtilmiştir. Hasıl-ı kelâm İslâm dini baştan sona bir aktivite dinidir. Tembellik değil, çalışkanlık övülmüş ve teşvik edilmiştir. "Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele." (Bakara Suresi: 155) ayet-i celilesiyle hayatımızın her anının bir imtihan olduğu belirtilmiş, işin gereğini yaptıktan sonra sabredenler müjdelenmiştir. Rabbim bizi ve neslimizi işin gereğini yapan ve en güzel şekilde karşılığını bulan salih, muttakî kullarından eylesin.

Burada konuyla ilgili yazmış olduğum bir şiirimi siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum.

DURMA GERİ HEP İLERİ

Kılavuzun der ki sana;
"Durma geri hep ileri!"
İstiyorsan iyi yeri,
Durma geri hep ileri!

İyileri sever Allah.
Önderindir Rasulullah.
Hakkı seven durmaz billah,
Durma geri hep ileri!

Vatan sana emanettir.
Onu sevmek fazilettir.
Geri durmak ihanettir.
Durma geri hep ileri!

Al bayrağın dalgalansın!
Çalış milletin şahlansın!
Geri duranlar utansın.
Durma geri hep ileri!

Yaradanın kulusun sen.
Boyun eğme düşmana sen!
İyilikte öncü ol sen!
Durma geri hep ileri!

Hangi yaşta olursan ol.
Çiz kendine düzgün bir yol!
Gelecek nesle ümit ol!
Durma geri hep ileri!

Zamanı durduramazsın.
Durmakla kazanamazsın.
Çalış iyiler kazansın!
Durma geri hep ileri!

Uyarıyor bak Rasul'ün;
"Eşit ise iki günün,
Zarardasın işte o gün."
Durma geri hep ileri

Muhibbi Rasûl'üm en son,
Herkesi bulacak bir son.
İstiyorsan sen mutlu son,
Durma geri hep ileri!

      Dr. Resul COŞKUN
T. C. Kültür Bakanlığı Halk Şairi 
(Gül Sevdası Şiir kitabımdan)

Yazarın Diğer Yazıları