Resul COŞKUN

Okumak gerek! Nasıl mı?

Resul COŞKUN

Elbette Yaratan Rabbinin adıyla.

İlk inen ayet çok manidardır. Okumayı emrederken, nasıl okunması gerektiğini de beyan ediyor. "Yaratan rabbinin adıyla oku! O, insanı alaktan (asılıp tutunan zigottan) yaratmıştır. Oku! Kalemle (yazmayı) öğreten, (böylece) insana bilmediğini öğreten rabbin sonsuz kerem sahibidir."

İnsan inkâr etmek için değil imanını kuvvetlendirmek için okumalı. Yapılan keşifler küfre değil kuvvetli imana sebep olmalı. Zira okuma emriyle başlayan ayetin devamında bilim ve fenle açıklanabilecek olan yaratılış mucizesine dikkat çekilmiştir. Bu gün ileri teknolojiler kullanılarak yapılan görüntüleme teknikleri yok iken Yüce Allah baba sulbünden ana rahmine, ana rahminden dünyaya gelinceye kadar insanın oluşum safhalarını tek tek açıklaması inkarı değil imanı kuvvetlendiren bir delildir. Bu hususta Hacc Suresi 5. ayetinde Yüce Allah "Ey insanlar! Öldükten sonra dirileceğinizden kuşku duyuyorsanız şunu unutmayın ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan, sonra belli belirsiz et parçasından yarattık ki size (kudretimizi) açıkça gösterelim; ve biz dilediğimizin rahimlerde belirli bir vakte kadar kalmasını sağlarız, sonra sizi bebek olarak çıkarırız, ki daha sonra yetişkinlik çağınıza erişesiniz. İçinizden kimi erken vefat ettirilirken kimi de önceden bildiklerini bilmez hale gelinceye kadar ömrün en düşkün çağına eriştirilir. Öte yandan yeryüzünü kupkuru ve cansız görürsün; üzerine yağmur indirdiğimizde ise (bir de bakarsın) canlanıp kabarır ve her cinsten güzel bitkiler çıkarır." buyurmuştur. Yine aynı sürenin 6. ayetinde "Bu böyledir, çünkü Allah hakkın ta kendisidir, O ölüleri diriltir ve O’nun her şeye gücü yeter" Yüce Allah'ın kudretinin herşeye yettiğini ifade etmektedir. Dolayısıyla okumayı yaparken ilahi kudreti anlamaya çalışmalıyız. 

1400 küsur yıl önce indirilmiş olan Kur'an-ı Kerim'de gök cisimlerinden, uzaydan vs. pek çok bilimsel konudan bahsedilmesi yaptığımız okumaların ve keşiflerin ne kadar geç kaldığını, okumanın ise gereğince yapılmadığını göstermektedir. Gerek teknik açıdan gerek konu itibariyle uzayın u sundan habersizken insanlık, Yüce Allah "Allah, her kimi doğruya erdirmek isterse, onun göğsünü İslâm’a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe çıkıyormuşçasına daraltır, sıkar. Allah, inanmayanlara azap (ve sıkıntıyı) işte böyle verir." buyurarak göğe çıkmaktan bahsetmektedir. Bu gün yapılan uzay yolculuklarında oksijen tüplerinin kullanılması da göğe oksijensiz çıkılamayacağını göstermektedir. Yine bu gün gökyüzünü uydu vs. şeylerle parsellemeye çalışan insanlık göklerden habersizken Yüce Rabbimiz: "Lokmân, “Sevgili oğlum” (dedi), “Yaptığın iş bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde saklansa veya göklerde yahut yerin dibinde bulunsa yine de Allah onu açığa çıkarır. Kuşkusuz Allah her şeyi bütün gizlilikleriyle bilir, O her şeyden haberdardır.” (Lokman: 31/16) buyurması oldukça manidardır. Yüce Allah hidayet rehberi olan kelamı Kur'an-ı Kerim'de insanlığa yeni ufuklar açmıştır. 

Okumak bizi dinden, imandan, manevi değerlerden uzaklaştırıyorsa bu nasıl okumadır? Tıpkı Yunusun şiirinde 
İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsen, bu nice okumaktır" dizelerinde belirttiği gibi insan okumakla önce kendini keşfetmeli, tabiri caizse haddini, hududunu bilmelidir. Ömrünün bir saniyesine bile hakim olamayan insan Allah'ın vermiş olduğu sayısız nimetlere şükredeceği yerde, isyana sürükleniyor ve küfürde yarışıyorsa Onun okuması Yaratan Rabbinin adıyla değil, şeytanın ve şeytan dostlarının adıyla okumaktır. İnsanlığa yakışan hidayet rehberi olan Kur'an-ı Kerim'i yasaklamak değil, onun rehberliğinde yol almaktır. Zira hem dünya da hem de ahirette kurtuluşun yolu odur. Gerek sosyal, gerek siyasi, gerek ekonomik ve teknolojik yönden gelişmenin ve huzurun kaynağı odur. "Temiz ve helal olanlardan yiyin" (bkz. Bakara: 2/168) emr-i ilahisi sağlığımız için, "Yiyiniz içiniz israf etmeyiniz" (bkz. Araf: 7/31) emr-i ilahisi ekonomik yönden, "Hep birden barışa girin" (bkz. Bakara 2/208) emr-i ilahisi sosyal yönden Kur'an'ın ne kadar önemli olduğunu ve nasıl okunması gerektiğini gösteren âyetlerdir. "Varlığımızın delillerini, (kâinattaki uçsuz bucaksız) ufuklarda ve kendi nefislerinde onlara göstereceğiz ki, o Kur’an’ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin, her şeye şâhit olması yetmez mi?" (Fussilet: 41/53) Bir ateist gencin hidayetine vesile olan bu ayette belirtildiği gibi insan okurken ibret nazarıyla bakmalı, imanını yıkmak için değil kuvvetlendirmek için okumalı. Bunca deliller varken okudukça sapıtanlara sözüm: 'İster inan ister inanma ama sonunda çetin bir hesap var unutma'. Bu vesileyle konuyla ilgili yazmış olduğum bir şiiri de paylaşmak istiyorum.

HERGELE

Rahimdeki hilkatini unutur,
Cürmü ile cürufatı savurur,
Küfre düşüp kafirleri savunur,
Haddin bilmez, kafa tutar hergele.

İlim irfan yol gösterir insana,
Şu alemde Hakk yolunu bulsana!
Dön aynaya bir nefsine baksana!
Haddin bilmez, yoldan çıkan hergele.

Et ve kemik yığınıdır bedenin.
Nakış nakış dokunmuştur her yerin.
Bir damladır senin özün bilesin.
Haddin bilmez Hakk'tan dönen hergele.

Mucizeyi uzaklarda arama,
Kullan aklın, sakın küfre saplanma!
O bedenin kendi oluştu sanma!
Haddin bilmez, Hakkı görmez hergele.

Dünyaya açılan kapı gözlerin,
Konuştuğun ağzındaki o dilin,
Kudretini kimden alır bilsene?
Haddin bilmez, Kadir görmez hergele.

Vatanıma göz dikenle bir olur,
Dost sanıpta düşmanlara tav olur.
İnancıma dil uzatır, bak hele!
Haddin bilmez, kinin kusar hergele.
  
Muhibbi Rasulü söyletene bak!
Şeytan kuklaları kurmuşlar tuzak,
Hakkın kitabından olursa uzak,
Haddin bilmez, nara düşer hergele

       Dr. Resul COŞKUN
(Gül Sevdası Şiir kitabımdan)

      Allah'ım! Bizi ve neslimizi, HAK kitabını okuyan, Hakikati araştırıp Hakkı savunan, ömrünün sonuna dek Hak dinin üzere olan, Hakk aşığı salih kullarından eyle. Haddini bilmeyip, Hak'tan yüz çeviren, nefsini ve batıl şeyleri ilah edinen, kâfir olup cehennem azabını hak eden nankör ve zalim kullarından eyleme. Âmin.

Yazarın Diğer Yazıları