Resul COŞKUN

Azaptan Kurtuluş İçin İki Yol

Resul COŞKUN

Bir ayetin düşündürdükleri

Enfal Suresi 
Bismillahirrahmanirrahim.
33. Ayet: “Sen içlerinde oldukça Allah onlara azap etmez, tövbe edip dururken de Allah onlara yine azap etmeyecektir.”

 İslâm kelime anlamı itibariyle selamet, esenlik, barış anlamına geldiği gibi icraat veya fiiliyat olarak da düşündüğümüzde huzur, barış ve esenlik kaynağıdır. İbadetlerden muamelata, ferdi hayattan sosyal hayata konulmuş olan kuralların hepsi sağlık ve esenlik kaynağı olduğu gibi huzura ve barışa da vesiledir.

Örneğin ibadetleri ele alalım; günlük hayatta yerine getirdiğimiz/getirmemiz gereken Namaz. Öncesi, ifası ve sonrasıyla Namaz kişinin maddi ve manevi sağlığına vesile olan bir ibadettir. Öncesinde sağlık için olmazsa olmaz şartlardan biri olan temizlik tam anlamıyla abdestte mevcuttur. Hazırlığa taharetle başlanan abdestte sıralaması/tadil-i erkan dikkate alınarak el, ağız, burun, yüz, kollar ve ayaklar yıkanmakta, baş 1/4, kulaklar ve ense de mesh edilmektedir. İnsanın mikropla en çok temas halinde olan organları yıkanırken diğer organlar da mesh edilerek bir nevi rahatlatıcı terapi yapılmaktadır.

Namaz eda edilirken de sağlık açısından pek çok faydaları olduğu tıbbî olarak zikredilmiştir. Diğer ibadetler de böyledir. Yani insana ve insanlığa pek çok faydalar sağlamaktadır.

Yukarıda zikrettiğimiz ayette azaptan kurtuluş için iki yol belirtilmiştir. Bunlardan biri ve olmazsa olmazı Allah Rasûlü Hazreti Muhammed'in (sav) içimizde olması, diğeri de yaptığınız yanlışlardan dolayı pişman olup Allah'tan bağışlanma dileyerek kendimizi düzeltmemizdir.

Şimdi bir soralım kendimize Allah Rasûlü hayatımızın neresinde? Hayatımızın tam içinde mi yoksa dışında mı? Aile hayatımızdan iş hayatımıza, ferdi hayattan sosyal hayata, eğitimden sanata bir bir sorgulayalım. Âlemlere Rahmet olarak gönderilen bir peygamberin yaşam biçimi, getirmiş olduğu ilkeler hiç zahmet olur mu? Onun getirmiş olduğu ilkeler ışığında yaşansa aç insan kalır mı? Zira o ilkelerden birinde "Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir". (Hakim, Müstedrek, 4/183, h. no: 7307) buyurarak komşuluk ilişkilerinin nasıl olması gerektiğine dikkat çekmektedir. Örnek alıp O'nun yaşadığı gibi yaşayanlara ne mutlu! Rabbim bizi ve neslimizi hayatının her anında, alanında rızasına uygun yaşayan imanı kâmil, amelleri salih ve ihlâslı olan sevdiği ve razı olduğu salih, muttakî kullarından eylesin.

Azaptan kurtuluş için belirtilen ikinci yol tövbe etmek ve Allah'tan bağışlanma dilemektir. Tövbe kişinin yaptığı yanlışlara pişman olup doğruya dönmesi olduğu gibi terkettiği ibadet ve iyilikleri de yerine getirmeye başlamasıdır. Tövbe edip yanlışlardan dönen, doğru ve güzel iş yapmaya başlayan insan huzura kavuştuğu gibi bulunduğu ortamda iyilik ve güzellikleri de çoğaltmaya, kırdığı gönülleri onarmaya çalışır. Netice olarak huzura vesile olur. Ahirette de azaptan kurtulur, Rabbimizin lutfettiği mükâfatlara kavuşur. Rabbim nefsimizi ve neslimizi af ve mağfiretine mazhar eylesin, daima hayırla karşılaştırsın, hayırda yarışan, yardımlaşan, hayra öncülük eden ve hayırla yâd edilen salih, muttakî kullarından eylesin. Burada iyilik ve güzelliklerin yayılması için nasihat babında yazmış olduğum şiirimi sizinle paylaşmak istiyorum. Rabbim iyilik ve güzelliklerimizi çok etsin.

         YAP BİR GÜZELLİK

Toprağa ekilen tohum misali,
Tohum saç yeşersin tüm güzellikler.
Dalından dökülen yaprak misali,
Dökülüpte gitsin tüm kötülükler.

Dönüşü olmayan güne gelmeden,
Tövbe et silinsin tüm kötülükler.
Yolun sonunda eyvah deme sen,
Yılmadan yap gitsin hep iyilikler.

    (Gül Sevdası Şiir Kitabımdan)
             Dr. Resul Coşkun
 

Yazarın Diğer Yazıları