
Spor aşığı ve efsanesi Halit Özdemir
Prof. Dr. Ünal Çamdalı
Yetmişli ve seksenli yıllarda; spor temsilciliği, hakemliği ve takım çalıştırıcılığı gibi pek çok görev yapmış, Ahmet Çadırlı Hocamız, geçen gün kendi Facebook sayfasında; basketbolcu arkadaşımız Fevzi Önder’in, Halit ağabey ile ilgili düşünce yazısını paylaşmış. Paylaşıma da “Bir Gazi Osman Paşa efsanesi yaratan, spor aşığı ve efsanesi Sayın Halit Özdemir’i saygı ve hürmetle selamlıyorum... Unutanları da hatırlamaya davet ediyorum!” notunu eklemiş.
Fevzi’nin Yazısı
“Sevgili Halit ağabey, gerçekten sporun çilesini çeken kahramanların, en önde gelen önemli birkaç kişisinden biridir. Halit Özdemir'i farklı kılan özelliği, amatör bir takımla ilgilenmesiydi. Arkasında herhangi bir kurum veya müessese yoktu. Kişisel ve arkadaşlarının (maddi) desteğiyle kulübü ayakta tutardı. Tüm imkânsızlıklara rağmen yıllarca emek verdi, hiç yılmadı adeta savaştı. O yüzden, Halit ağabeyi ayrı tutarım. Gazi Osman Paşa Spor ve Yavuz Spor kulüplerine yöneticilik yaptı. Hiç unutmadık. Sevgili Halit ağabey, hakkını helal et!”.
Yorumum
Fevzi’nin düşünceleri beni çok etkiledi. Bunun üzerine ben de yazının altına yorum olarak:
“Ülkemizin en karanlık dönemlerinde, terörün kol gezdiği zamanlarda, gençlere sahip çıkmış, onlara sporu sevdirmiş, özverili, candan, gerçek bir ağabey. Hatta Kayseri amatör sporumuzun (isimsiz) kahramanlarından...” ifadesini yazdım. Ayrıca Ahmet Çadırlı Hocamızın da emeklerini anmadan geçemedim. Ona da “Siz de öylesiniz Ahmet Hocam!” dedim.
Seksenli ve Öncesi Yıllar Halit Ağabey ile Tanışmamız
Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim; yetmişli yıllar ile seksenli yılların başı, ülkemizin en karanlık dönmelerindendi. O dönemler, terör ülkede kol gezmekteydi. Her yeri sarmıştı; Komşu komşuya selam veremez hale gelmişti. Herkes birbirinden korkar olmuştu. Hatta baba evladına, evlat da babaya düşman olmuştu. Tüm bunlar hızlı gelişmiş, birden bire ortaya çıkmıştı. Aslında kimse olanlardan ve birden bire gelişen olaylardan, pek de bir şey anlamamıştı. Sonraki yıllarda bilinmeyenler ortaya çıkınca, olaylar anlaşılacaktı. Yaşam da böyle değil miydi? İleri doğru gidecek ancak geriye doğru anlaşılacaktı…
O yıllarda, okullarda spora (basketbola) yatkın ve sportmen gençleri, Kayseri’de daha önce kurulan Gazi Osman Paşa Basketbol Kulübüne kazandırmak isteyen Halit ağabey ile bir vesileyle tanıştık. Daha önce birbirimizi tanımasak da sanki kırk yıldır tanışıyor gibi aramızda ilişki doğdu. Zira doğal, içten, samimi, özverili kısacası “baba” adamdı. Kimseyi üzmez, incitmez, kötü söz söylemezdi. Gençleri çok severdi. Onları adeta kötü alışkanlıklardan korumak istercesine, spora çekmeye çalışırdı. Bunu da gönüllü yapardı. O, adeta sporun eylemcisiydi (aktivistiydi)…
Basketbolda etkinliği olmayan bir takımı, Kayseri Amatör Liginde üst sıralara taşıdı. Bunda takıma kazandırdığı(mız): Mustafa Küf, Hamdi Koç, Suat Deniz ve Mustafa Kızıltan gibi gençlerin emekleri olsa da asıl başarıyı, yukarıda belirttiğim özellikleri sayesinde gerçekleştirdi. Adeta sporun özellikle de basketbolun gönüllü neferiydi. Onun gibi bir insan, şehirde belki de ülkede enderdi. Tüm ülkeler, kurumlar ve diğer yapılar aslında benzer kimseler üzerinde yükselmiyor muydu?
Genel Davranışı ve Yapısı
Kayseri’de şehir merkezine (çarşıya) gittiğimizde, mutlaka Bankalar Caddesinde bulunan, çalıştığı kurum SSK’ya uğrar ve çayını içerdik. Ziyareti daha çok Mustafa Küf ile birlikte yapardık. Tüm sıkıntılarımızla ilgilenirdi. Çözümü için elinden geleni yapardı. Hiçbir soruna olumsuz yaklaşmazdı. Hep güler yüzlü ve olumluydu. Çözüm odaklıydı. Konu gençler olunca daha çok yardım ederdi. Hayatı maddi açıdan çok ciddiye almadığı belliydi. Maddiyata önem vermezdi. Elindekilerle yetinen biriydi. Gönlü çok zengindi ve paylaşımcıydı. Kendini adeta spora ve gençliğe adamıştı. Örneği az görülen bir yapısı da vardı…
Bir gün takımın çalıştırıcıya (antrenöre) ihtiyacı olduğunu, bunun için Sümer Lisesinin Beden Eğitimi Hocası Necdet Beye teklifte bulunacağını ve benim de kendisine destek amacıyla birlikte hocanın evine gitmemi istemişti. Sonrasında bir akşam vakti, hocanın evine gitmiştik. Hoca, tekliften memnun kalsa da ailevi sorumluluktan kaynaklı olarak kabul edemeyeceğini söylemişti. Beklemediğimiz cevaba, ondan daha çok ben üzülmüştüm.
Halit ağabey ve Kayseri’deki mevcut koşullar olmasaydı, basketbol sporuna bu kadar ilgim muhtemelen olmazdı ve bu konudaki yaşanmışlıklarım da ortaya çıkmazdı. Zira amatör spor hayatımın neredeyse tamamı, Gazi Osman Paşa Spor Kulübünde geçti. Sonrasında üniversite okumak için gittiğim İstanbul’da, zaman zaman basketbol oynama imkânını yakalasam da hiçbir zaman memleketteki gibi olmadı. Memleketteki hava oluşmadı veya ben yakalayamadım. O içten ve samimi ortamla birlikte Halit ağabeye benzer birine, pek rastlayamadım.
Termodinamik Yorum
Termodinamiğin üçüncü yasasına göre mutlak fakirlik yoktur. Tüm olumsuzluklarda bile bir potansiyel, bir ışıltı, bir kor, bir ateş vardır. Ümitsizlik yoktur…
Ekonomimizin ve olanaklarımızın sınırlı olduğu bir dönemde, formasını dahi bin bir güçlükle temin eden, o dönemler şehrin en fakir mahallesinin takımını, Fevzi’nin ifadesiyle “kişisel ve arkadaşlarının (maddi) desteğiyle” Kayserinin en başarılı takımlarından biri haline getiren; Ahmet Hocamın ifadesiyle de “efsane yaratan” bir kişi ortaya çıkmıştır.
Yaşam bu noktada tıpkı yasada belirtildiği üzere yokluğa rağmen gelişen varlık zeminindeki, farklı ilginçlikleri ve hikâyeleri barındırabilmektedir. En olumsuz koşullarda bile Halit ağabey ve benzeri kişiler; bir kıvılcım, bir ateş yakarak küçük de olsa etraflarına ışık saçabilmekte, sıra dışı veya olağanüstü işler gerçekleştirebilmektedir…
O dönemler (Sahabiye) mahallemizde, Ziyaettin isimli bir amca da futbol takımı kurmuş ve kimi gençleri başına toplayarak onları terör belasından korumuştu. Bunlar galiba belli duyarlıktaki insanların yapacağı eylemdi. Herkesin yapması da pek mümkün değildi.
İslam’ın ve tüm insanlığın peygamberi Hz. Muhammed ile Devletimizin ve Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk de (dünya ve ülke ölçeklerinde) olağanüstü işler gerçekleştirenlerdendir.
Sonuç
Yukarıda da belirtildiği üzere yaşam geriye bakınca daha net anlaşılmaktadır. Bugün pek çok eserin, zenginliğin ve varlığın oluşmasında hatta bilimin ve teknolojinin belli seviyede olmasında, geçmişteki isimsiz kahramanların büyük rolü vardır. Onların çoğunun ismi unutulsa, hatırlanmasa da eserleri ortadadır. Dolayısıyla eserler ve değerler tüm insanlığın ortak malıdır. Bazıları; günün eserleri ve değerleri daha dün oluşmuş gibi bir zanna kapılsa da gerçek farklıdır. Yaşam bu manada birikimli (kümülatif) olarak ortaya çıkmaktadır…
Bu vesileyle Halit ağabeye, Ahmet ve Necdet Hocamız ile Fevzi arkadaşımıza sağlıklı ve huzurlu ömürler dilerim. Milletimizin Cumhuriyet Bayramını da kutlarım…