Özgen Eşel

İKİNCİ BEYNİMİZ: BAĞIRSAKLAR

Özgen Eşel

Son günlerde katkılı ürünler, organik olmayan meyve sebzeler arttıkça insan sağlığı da riske giriyor. Artan kanser vakaları, obezite sorunları ve diğer metabolik rahatsızlıklar ortaya çıkıyor. Bağışıklığımız için de önemli olan bağışıklık sistemi hücrelerimizin yüzde 70'i bağırsaklarımızda bulunduğu için bağırsaklarımız da etkileniyor..
Sindirimimiz için elzem olan bağırsaklar beynimizle ortak çalışmaktadır. Bağırsaklarımızda milyonlarca sinir hücresi vardır. Bu yüzden ikinci beynimiz olarak adlandırılmaktadır.

PROBİYOTİK-PREBİYOTİK TAKVİYESİ
Sindirim sisteminde yaşayan bakteriler, sağlığımızı çok yakından etkiliyor. Bu bakteriler belirli gıdaları sindirmemize yardımcı oluyorlar. Her bir farklı bakteri grubu farklı gıdalarla gelişiyor. Dolayısıyla farklı gıdalar tüketmek bağırsak sağlınızı geliştiriyor.
Bir de probiyotik-prebiyotik  bakteriler var ki bağırsaklarımızın çok sevdiği bakteriler grubundadır..
Sindirim sisteminde belli sayılarda bulunan ve konakça da yararlı etkiler oluşturan canlı mikroorganizmalara probiyotik denir. Probiyotikler, patojen ve zararlı bakterilerin sayısını azaltmak, bağışıklık sistemini iyileştirmek, bağırsak duvarının fonksiyonlarını iyileştirmek gibi etkileri vardır. Anne sütü başta olmak üzere lifli sebze ve meyvelerin birçoğunda doğal olarak bulunur.
Prebiyotik gıdalar ise probiyotik bakterilerin üremesini ve aktivitesini teşvik eden, bağırsaklarımızın dostu besinlerdir. Bağırsak fonksiyonlarını düzenlemede, hazmı kolaylaştırmada besinlerden aldığımız faydayı artırmada oldukça etkililer. Her ikisinin düzenli alınması bağışıklık sistemimizi koruma açısından son derece önemlidir.
Yüksek lif içeren enginar, kereviz, kuşkonmaz, pırasa, soğan, sarımsak gibi sebzelerde, fasulye, mercimek, bezelye, nohut gibi baklagillerde, tam buğday, yulaf, kara buğday, arpa, kepekli pirinç gibi tahıllarda, ceviz, badem, fındık, keten tohumu ,zeytin gibi yağlarda, muz, üzüm, çilek, elma gibi meyvelerde bulunur. Ayrıca yine anne sütünde bulunan prebiyotik bebekler için oldukça önemlidir. İlk günlerde alınan anne sütü büyüme dönemine kadar bağırsaklardaki etkisini sürdürmektedir.

PSİKOLOJİMİZLE İLGİSİ VAR..
Mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin yüzde 90'ı sindirim sisteminde bulunmaktadır. İnsanların stresliyken veya mutsuzken belirli gıdalara yönelmesi bu şekilde açıklanmaktadır.  Psikolojik durumumuzu tek başına beynimizin belirlemediğini, ikinci beyin gibi çalışan bağırsaklarımızın da büyük rolü olduğunu düşündürmektedir. Yapılan araştırmalara göre depresyonda olan hastaların sindirim sistemi yavaşladığı gözlemlenmiştir.

ANTİBİYOTİKTEN UZAK DURUN..
Antibiyotiğin faydalarının yanı sıra zararlarının olduğunu da unutmamak gerekir. Bilinçsiz antibiyotik kullanımı bağırsak florasını bozmaktadır. Bağırsakta bulunan probiyotik kaybına neden olur. Zorunlu antibiyotik kullanma durumunda ise probiyotik takviyesi alınması gerekir.

BAĞIRSAKLARIMIZ İÇİN NELER YEMELİYİZ?
Tam tahıllı buğday unu ile hazırlanmış ekmek, bulgur gibi besinler tüketmeliyiz. Kuru baklagiller de içerdiği lif ve bitkisel proteinler ile faydalı ve bağırsaklardaki bakterilerin daha uzun ömürlü  olmasını sağlıyor. Mevsimine göre sebze ve meyve tüketilebilir. Mümkünse hiç şeker tüketilmemeli. Daha az tuz tüketilmeli, yanmış yağlardan ve kızartmalardan uzak durulmalı. Fazla protein tüketilmemeli. Bu önlemler alındığında bağırsaklardaki faydalı bakterileri arttırmak ve korumak mümkün. Turşu tüketilmeli ancak az tuzlu olması gerekiyor. Yoğurt tüketilmeli, evde yapılan yoğurt öneririm. Ama böyle bir şansınız yoksa probiyotik ilaveli yoğurt yiyebilirsiniz. Kefir, ayran tüketebilirsiniz. Kefirin tadını sevmeyenler için meyveli içmenizi tavsiye ederim. Ayrıca su tüketimi ve fiziksel aktivite de bağırsaklarımız için önemlidir.

Bağırsaklarınıza iyi bakın. Çünkü sindirim sisteminin sağlıklı ve mutlu olması demek tüm vücudun sağlıklı ve mutlu olması demektir. Sindirim sisteminin sağlıklı olmasının yolu ise dengeli ve sağlıklı beslenmeden geçmektedir.
Sağlıklı Günler..
 

Yazarın Diğer Yazıları