Ömer Faruk ÖZCAN

Yürüyen hikmet Peygamberimiz

Ömer Faruk ÖZCAN

Hayatı anlamlı kılan unsurlardan bir tanesi, belki de ilki hayati kavramları asli kaynağından öğrenip yaşamaktır. Asli kaynaklar da hayati kavramlarımızın başında gelmektedir. Hani ideallerimizi konuşurken hep referans aldığımız ya da artık alışık olduğumuz sohbet ve konferanslarda en çok duyduğumuz ikili kaynak: Kur'an ve Sünnet.
Günlük hayatta çokça kullandığımız bu iki kaynağı sözlerimize referans yaptığımız kadar, yaşantımıza rehber yapamıyoruz. İşte hem birey olarak hem de toplum olarak ihtiyacımız hayati kavramların bize hayat olması, bizim hayatımızda aktif olmasıdır. Bu kavramlardan bir tanesi de Kur'an-ı Kerim'in bildirdiği, Rasulullah efendimiz aleyhisselam'ın yaşayarak gösterdiği, bizim de hayatımızın eksik taraflarından olan mübarek kavram: HİKMET.
Hikmet; İlim, fıkıh, adâlet, sebep, felsefe, kâinatın inceliklerini üstün ilimlerle bilmek, lâfzı az manası engin... gibi çok çeşitli manalarda kullanılan geniş mefhumlu bir kelime.
İslâm âlimleri, hikmet için çeşitli tarifler yapmışlardır. Fakat çoğunluğun üzerinde ittifak ettiği tarif şudur: "Hikmet; faydalı ilim ve salih ameldir." (Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, I, 915) Merhum Hamdi Yazır, çoğunluğun bu tarifi üzerine "Hem ilim hem amel, hikmetin en esaslı manasını teşkil eder." diyor.
Bazı âlimlere göre hikmet, Kur'an-ı Kerîm'de dört manada kullanılmıştır:
1. Kur'an'ın nasihatleri: "Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği kitabı (Kur'an'ı) ve Kur'an'daki hikmeti düşünün ..." (Bakara, 23). Bu âyetteki hikmet; nasihat ve öğütmanasınadır. Bu manayı ayetin siyak ve sibakından anlamaktayız.
2. İnce anlayış ve ilim: Lokman suresinin 12. ayetinde şöyle buyruluyor: "And olsun biz, Lokman'a hikmet verdik. ..." Yani ince anlayış ve ilim verdik.
3. Nübüvvet-Peygamberlik:Bakara suresinin 251. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: "Allah, Davud'a saltanat ve hikmet verdi." Bu ayetteki hikmet, Peygamberlik manasındadır.
4. Kur'an'ın incelikleri ve sırları:"Allah hikmeti, kime dilerse ona verir. Kime de hikmet verilirse muhakkak ki ona çok hayır verilmiştir." (Bakara, 269) "İnsanları Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle dâvet et." (Nahl, 125)
Rasulullah'ın sünnetine hikmet denmesinin bir sebebi; O'nun hikmet sahibi olmasıydı. Yani her sözünde ve fiilinde bir incelik ve mana vardı. Hakka uymayan söz ve fiil kendisinden meydana gelmezdi. O, az sözle engin ve çok değerli manaları dile getirirdi. O'nun hadislerini okuyan ve sünnetini inceleyen bunu rahatlıkla müşahede eder.
Peygamber Efendimiz aleyhisselam bir hadis-i şeriflerinde "Ben hikmetin şehriyim, Ali de kapısıdır."buyurmuştur. (Feyzul Kadir 2, 46) Peygamberimiz az sözle çok şey ifade ettiğini yani cevamiul kelimolduğunu bildirmiştir. Peygamberimiz aleyhisselam'a hikmetin yurdu manasında Darul Hikme diye de hitap edilmektedir. Rabbimiz En'am suresinin 89. ayetinde diğer peygamberlere de kitap ve hikmetin verildiğini bildirmektedir. Genelde peygamberlerin, özelde de Efendimiz aleyhisselam'ın hayatını okuduğumuzda yaşantılarının tamamında hikmeti görürüz.
Peygamberimiz; hayatının tamamında, farklı zamanlarda ve zeminlerde yaşadığı dönemin sorunlarını çözmede, bir pedagog, yerine göre bir psikolog ve çoğu zamanda bir sosyolog gözüyle meseleleri çözmüş ve toplumunu kaotik durumlardan felaha çıkarmıştır.
Peygamberimizin insani ilişkilerinde, toplumsal olaylarda ve müstesna kulluğundaki hali bize hikmetin pratiğini de öğretir. Değer verdiği insana sevgisini ifade etmesi ve bizlere de "Allah için sevdiğinizi, o sevdiğinize söyleyin" buyurmaktadır. Yine kan davası yaşayan Medine'nin iki büyük kabilesini kardeş yapması da insanlık tarihine ve toplumsal hikmete vurulan bir mühürdür. Toplumun görüşlerini genç-yaşlı demeden alması ve alınan karara uyması, kendi görüşünün kabulü için ısrar etmemesi, söylediklerinin hakikati anlaşılınca da "Bir Peygamber giydiği zırhı çıkarmaz." diyerek kararlılığını göstermesi ve sonraki istişareler için de nasıl hikmetli karar alınması gerektiğini muhataplarına öğretmesinde elbette hikmetler vardır.
Hudeybiye barış anlaşmasının içeriğine itiraz edilmesi ilk bakışta makul görülebilir. Fakat bu sözleşmenin altına, hayatı hikmet olan efendimiz imza atıyorsa o zaman semiğna ve etağna demekten başka bir şey düşmez, o asrın ve bu asrın yiğitlerine. Rabbine kullukta da her daim hikmetle yaşayan efendimiz aleyhisselam çok ve devamlı ibadeti hayatının vazgeçilmezi yapmıştır. Saymakla bitiremeyeceğimiz örneklerle dolu hayatı hikmetle okumak bizim yapacağımız en güzel amel olacaktır. Bizim okumalarımızın da hikmete dönüşebilmesi, helalleri yapmak, haramlardan ve şüphelilerden kaçınmakla olacaktır.
 
Hikmeti, edebi ya da felsefi motifli satırlarda aramaktansa; karanlığı aydınlatan, insanı düştüğü derin sefalet bataklığından kurtaran ellerde, dillerde ve yüreklerde aramak gerekir.
Rabbimizin mübarek ismi Hakîm'dir ve bize lütfettiği en büyük hikmetleri de Kur'an ve Rasulullah Efendimizdir. Bu hikmetleri, vücudumuzun her hücresinde, hayatımızın her saniyesinde hissetmek ve yaşamak duasıyla.
 
 

Yazarın Diğer Yazıları