İnsanoğlu her zaman ve her alanda büyümeyi ister. Çocuk olur büyümeyi ister, üniversite okumayı, meslek sahibi olmayı, askere gitmeyi, ister. Evlenmek yuva kurmak ve çoluk çocuk sahibi olmak ister, iş yeri açar büyütmek ister, memur olur şef olmak ister, müdür olmak iyidir ama genel müdür olmak da fena olmaz der ve yine büyümek ister.
Siyasi hareketlere katılır, gençlik kollarında çalışır, büyümek ister şehir temsilcisi olmak, milletvekili olup bakan ya da başbakan olmayı hedefine alır. Yani hep büyümek ister.
Aslında insanın niyetini sağlam aldığında, amellerini samimiyetle yaptığında büyümenin çok da sıkıntısı olmayabilir, ama insanın unutmaması gereken bir şey daha var büyüyen, büyüteni hep aklında tutacak. Büyümemesi gereken yönlerimiz ve duygularımızda var. Hatta hiç büyümesin diyebileceğimiz bir kalbimiz olmalı. Yürekte diyebiliriz bu küçük kalsın diyeceğimiz organa.
İnsan doğduğunda vücuduna göre kalbi küçüktür et parçası olarak tabii, zamanla büyüdükçe o et parçası da büyür, çocuk yüreği gibi hiç büyümese yüreğimiz nasıl olur?
Yalan söylemeyi sevmeyen, beceremeyen, annesinin babasının aleyhine dahi olsa hep doğruyu söylemeye çalışan çocuğa, bu eylemi yaptıran küçük kalbidir. Büyüklerin duasıyla küçüklerin duasını hiç kıyasladınız mı? Büyükler çok büyük dualar yaparlar, bazen kendi inanmadıkları duaları dahi yaparlar, ama küçükler ne de güzel dua ederler değil mi?
Dünya mazlumları için dua ederler. Dinini, ırkını, rengini ve cinsiyetini ayırmadan ve katkı maddesi kullanmadan hep iyilik ister bizim küçüklerimiz.
İşte o küçük yürekler lazım bize. Yüreklerde kin yok, nefret yok, iftira yok, fitne yok, fesat yok düşünsenize!
Düşünsenize bizde böyle birer küçük yürek sahibi olsak güzel olmaz mı? Ben bazen diyorum bedenim büyüdü tamam, ama kalbim büyümeseydi, hep çocuk kalsaydı ve görmeseydi, hissetmeseydi, bu kadar günahı ve bu kadar zulmü.
Ne dersiniz küçük Ali'nin yüreği bizde olsaydı küçük Ayşe'nin yüreğindeki güzellikler bizde kalsaydı ve dünya hep küçüklerin yüreği ile yönetilseydi, hiç değilse büyük hesapları için büyük bombalar patlatılmaz ve o küçük yürekler paramparça yapılmazdı.
Büyümeseydi kalbimiz (saçma hedeflerimiz) insanlığı öldürecek kimyasallar üretip, bu küçük güzelliklerin hayattan ayrılmasına kullanılmazdı lanet olasıca büyüklerin oyuncakları.
Hepimiz öleceğiz, ölümden kaçış yok. Hiç düşündünüz mü büyüdükten sonra ölüyorsanız, büyük hesaba da hazırlık yapmanız gerekiyor? Küçükken ölürseniz büyüklerden çok alacaklı oluyorsunuz. Ben de dünyanın dört bir yanına bakıyorum ve diyorum ki bu küçüklerin çığlıklarından, feryatlarından ve isyanlarından ben de hesaba çekileceğim. Bunu göreceğime küçük olarak ölseydim cennette olacaktım şimdi bi iznillah. Cennette olamayacağım ya da büyükler cennet olamayacaklar anlaşılmasın, kendileri büyükse de yürekleri küçük çocukların yüreği kadar temiz olan ve aşkla çalışan ve hesap verme korkusu ile yaşayan elbette cennete gidecek ama küçükler kestirmeden gidecek direkt gidecek Allah'ın izniyle.
Buradan bir çağrıda bulunuyorum.
Bir feryat, bir isyan dillendiriyorum.
Dünya da büyük olduğunu zanneden zavallılar biraz küçülür, biraz küçük düşünün biraz küçükler gibi masum olmayı deneyin.
Değilse işiniz zor!