Allah bilir, paranın, yan tesirleri üzerine yazılacak olsaydı gazete kadar olması gerekirdi.
Para, hayata atıldığında temizdi. Üzerinde henüz devlet işine yeni girenlerin vefa duygusu, şükrü, acemiliği, utangaçlığı varken değişimi kolaylaştırmak için büyük bir kolaylık sağlamıştır. Yani gerçekten insanın ihtiyacı olan mal ve hizmetlerin değişimini sağlarken… Yoksa bugün bir besicinin doktora: “Ameliyatım için kaç dana getirmem gerekiyor?” dediğini; bir çiftçinin de çocuğuna ders aldırabilmek için kaç şinik mercimek getirmesi gerektiğini sorduğunu düşünün.
Sonra paraya illüzyon karıştı. Para, vekil olmaktan çıkıp asalete sıçradığı gibi kendine vekil tutmaya, sanal değerler üretmeye başladı. Daha önce uyanığın biri Memmet Emmi’me:
-Memmet Emmiiii! Ben top oynasam sen bana kaç urup buğday verirsin? deseydi, Memmet Emmim:
-Manyak mısın oğlum sen? Get, topunu cehennemin dibinde oyna, ben sana buğdayımı neden vereyim ki? derdi.
İşte şimdi kapitalist dünyada paranın rol değiştirmesiyle Memmet Emmi’mim buğdayını garibimin haberi bile olmadan alıp sadece top oynayana değil; top oynayanı bekleyen, içip sarhoş olanı toplayan polise… bile veriyorlar.
Bir Batı’lı: “Para iyi bir uşak, fakat fena bir efendidir.” der. Gerçekten de para ile insan arasındaki efendilik yarışı paranın icadıyla başlar.
Paranın efendisi olabilen çok az sayıdaki insan için para değişimi kolaylaştıran iyi bir araç olmuştur. Bu kimseler para sayesinde tercihleriyle daha özgür, infaklarıyla daha huzurlu olmuşlardır. Şu yalan dünyada ihtiyaçlarını kendilerine göre seçebilmişlerdir.
Atilla Roma’ya dayandığında Roma’nın yağ tulumları bu çelik insana sorarlar:
-Roma’ya dayandın; daha nereye kadar, ne zamana kadar gideceksin?
Atilla cevap verir:
-Biri beni durdurana kadar!
Parayı yenmek, Atilla’yı yenmekten daha zordur, o da biri onu durdurana kadar gider. Dolayısıyla da genelde zaferi para kazanmıştır. Para, zaferi kazandıktan sonra paranın zulmü, Atilla’nın değil, Cengiz Han’ın zulmü gibidir. Fena bir efendi olur, çünkü para kâfirdir.
Para kâfirdir çünkü birçok gerçeği örter. Mesela gerçek dostlarınızı örter. Gerçek dost, zengine çıkar ilişkisiyle bağlı olmadığı için ya zengin dostunun şamatasından, taşkınlığından, tuğyanından sıkılıp kendini uzaklara atar ya da zenginin hemen etrafında halelenen çıkarcıların arkasında görünmez olur. Ya da dar günlerin adamı olduğunun bilincinde olduğundan kendisine ihtiyaç kalmadığını düşünür ve gözden kaybolur. Ta ki paralı dostunu en yakınındakiler sırtının üstüne getirene kadar…
Para kâfirdir, çünkü size en yakın olanların niyetini örter. Parasız insanın dostu da düşmanı da açıktadır. Ancak paranız varsa en yakınınızda pusuda bekleyenlerin de var olduğundan emin olmalısınız. Para onları da kapatmaktadır. Bunların kimler olduğunu anlamasanız bile böyle insanların çevrenizde olabileceğini sezmenizle de tedbir gerekçesiyle iyiyi kötüyü ayırmaksızın herkese karşı yalan söyletebilir.
Para kâfirdir, çünkü sizi örter; kişiliğinizi, seçimlerinizi; yani iradenizi örter.
Allah’a yakinen iman etmeyen zenginler için para şeriktir. Fakirken size ait olan tercihleri “Herkes” tanrısıyla da ittifak kurarak ele geçirir; sizi siz olmaktan çıkarır. Evinizi, otomobilinizi… kendisi seçer. Artık evinize alacağınız eşyaları bile alan aslında siz değilsiniz, sadece parasını ödeyen sizsiniz.
Para büyütmez ama hacminizi her anlamda genişletir. Eviniz genişler, otomobiliniz genişler, çevreniz genişler; bulunduğunuz yerde daha çok ışık, daha çok ses vardır; ancak bu ışıklar disiplinsiz, sesler gürültüdür. Sesler, temsil ettiği anlamlardan uzaktır, temsil etmediği anlamlar, temsil edilmesi gerekenleri kapatmaktadır. Fakirin hakkı, vücudunuzu genişleterek girdilerin gereğinden fazla olduğunu ilan ettiği gibi size de kolesterol, şeker olarak daha bu dünyada dönmeye başlar. Siz hiç ayaklarını yana açıp genişleyerek yürüyen bir fakir gördünüz mü? Ya da otomobilini yolun ortasına, hatta bir başka otomobili hapsedecek şekilde… Hayır, fakir yürürken de büzülür, otomobilini de elinden geldiği kadar büzer, otomobilin küçüğünü aldığı gibi park ederken de kaldırımla jilet girmez yapar. O bilir ki beşerî hukuk kendisine acımasız ve tavizsiz çalışır. Paralı insan, sadece kas yerine yağ koyarak değil, az ama nitelikli dost yerine de çok ama niteliksiz dost kazanarak genişler, şişmanlar.
Para huzursuzluktur, yüktür. Para, rüya âleminden ibaret olan bu dünyamızı genişletirken asıl dünyamızı daraltabilir. Bu dünyanın bir devre mülk olduğunu unutturur ve belki de babamızın katiline kalacak mal için bizi it gibi koşturur.
Yorumlar 2
Muharrem maraşi 19 Kasım 2020 12:12
Muaviye Aliye derki Allah. ahireti size dünyayı bize verdi çünkü. Muaviye zengindir. Ali ise parasızdır
Atila TÜMER 28 Aralık 2017 11:52
Para ateşten bir kor dur herkes elinde tutamaz