Her yıl, Kurban Bayramı, Müslüman dünyasında sevinçle ve heyecanla beklenen, ailelerin bir araya gelip bayram namazıyla başlayan, kurban kesimleriyle süren, çocukların neşe içinde koşuşturduğu, dostların ve akrabaların ziyaretlerle birbirini hatırladığı bir bayramdır. Ne var ki, bu yıl pek çok coğrafyada Kurban Bayramı, savaşın ve çatışmaların gölgesinde buruk bir şekilde idrak ediliyor. Ne yazık ki ilk sırada zulmün yağmur gibi yağdığı Filistin var.
Bombaların altında bayramı karşılamak, ne kadar ironik ve acı verici bir gerçeklik. Bayram sabahı çocukların bayramlıklarını giyip şeker toplamaya çıkması gereken sokaklar, şimdi bombaların izleriyle dolu. Bayram namazı için camilere gitmek yerine sığınaklarda dua etmek zorunda kalan insanlar, umutlarını yitirmeden ellerini semaya açıyor ve sessizce haykırıyor.
Savaşın, özellikle de sivil yaşam üzerindeki yıkıcı etkileri, bayram gibi özel günlerde daha da belirgin hale geliyor. Bir zamanlar şen kahkahaların yankılandığı evler, şimdi boş ve yıkık dökük. Aile büyükleriyle dolu sofralar, şimdi kayıpların yasını tutan insanların gözyaşlarıyla ıslanıyor. Kurban kesimlerinin yerini, maalesef ki açlık ve sefaletin pençesinde hayatta kalma mücadelesi almış durumda.
Bu bayramda aklımızdan çıkarmamamız gereken en önemli şey, barışın ve insan hayatının değeridir. Savaşın olmadığı, bombaların yerini çocuk kahkahalarının aldığı bir dünyayı inşa etmek, hepimizin sorumluluğu olmalıdır. Bayramın anlamı sadece ibadet değil, aynı zamanda paylaşmak ve yardımlaşmaktır. Savaş bölgelerinde yaşayan kardeşlerimize yardım eli uzatmak, onların acılarını bir nebze olsun hafifletmek, bizler için insani bir görevdir.
Bayramın getirdiği sevinç ve huzur, savaşın ve çatışmaların gölgesinde dahi yaşatılabilir. Bunun için barış çabalarına destek vermek, insan haklarını savunmak ve dayanışma içinde olmak, en büyük bayram hediyemiz olabilir. Bombaların gölgesinde geçen bu bayramda, barış ve huzurun egemen olduğu günlere olan özlemimiz ve inancımız bir kez daha tazeleniyor.
Bu Kurban Bayramı, dualarımızda ve dileklerimizde başta Filistinli kardeşlerimiz olmak üzere savaş mağduru tüm kardeşlerimizi anarak, onlara destek olmanın yollarını arayarak geçsin. Bayramın ruhunu, gerçek anlamda yaşatmanın yolu, paylaşmanın ve yardımlaşmanın gücüne inanmaktan geçer. Her şeye rağmen, bayramın huzur ve bereketi, dünyanın her köşesine ulaşsın ve barış dolu yarınlara vesile olsun.
Umarım, dünya üzerinde buruk geçen son bayram olur.