Bağımsızlığın sembolü idi her ülkenin kendine özgü olan marşı. Bağımsızlığını ilan eden Türk milletinin neferlerinin hep bir ağızdan gururla, coşkuyla, gür seda ile söylediği anlamı derin sözcüklerdir İstiklal Marşı.
1921 yılında, Mart ayının on ikinci gününde, milletin meclisinde, milletin bağımsızlığını haykırdı, Hamdullah Suphi Bey. Kaleme aldı Akif, geceler boyu yazdı, öyle ki duvarlara kazıdı o kutsal kelimeleri. Bayrağın göklerden düşen gölgesinde, milleti birleştirdi Mehmet Akif Ersoy.
On kıta, kırk bir mısra... Bir yarışma ile birinci seçildi zamanında, ancak kabul etmedi Mehmet Akif, milletime armağanımdır dedi, ödülü reddetti. Halbuki o gün giydiği ceketi bile arkadaşından emanetti.
Korkma! Diyerek seslendi Akif... Korkmadı sancak, korkmadı millet, dalgalandıkça gökte bayrak...
Hamdullah Suphi Bey okurken meclisin kürsüsünden gururla İstiklal Marşı'nı, ayakta alkışlandı dakikalar boyu. Tüyler diken dikendi, gözlerde süzülmeye hazırdı yaşlar, ardı ardına geldi protokolden alkışlar...
Bir daha okundu, bir daha ve bir daha... Öyle ki her bir mısrasında binbir anlam vardı, her bir kıtasında milletin tarihi vardı...
Akif bir yıldızdı parlayan, o gün milletin gözünde, sancaktaki hilalin yanında. Ve milli şairdi bundan böyle, tarihte yazıldı altın sayfalarda...
"12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma" günü sebebiyle kaleme aldığım şiiri de eklemek istiyorum: Bağımsızlığın İfadesi: İstiklal Marşı
O sözler ki manası yüce, millet şeref-resan,
Mağlup edilmiş düşman, hepsi yerle yeksan,
Akif kazımış duvara, tek tek, tam on kıta,
Seslenir öyle ki ulusa, sancağa ve hak-i vatana.
Takvim yaprakları 1921, Mart'ın on ikisi,
Mecliste okunuyor bağımsızlığın şiiri,
Akif der; "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak."
Bu marş milletime armağanımdır ancak.
Gözlere dolar yaşlar, okunurken o marş,
Gür seda ile titrer, yedi katlı arş,
Akif'ten armağandır, Asım'ın nesline,
Vurgunuz kırk bir mısrasına, delicesine.
Bayrak ki gönderde, gönüldedir gurur,
Neferler ayakta, saygıda durur,
Gözlerden yaş akar, sebebi sürur,
Yediden yetmişe herkesçe okunur.