Murat SOYTÜRK

Kur'an'da İnsanın Yaratılışı

Murat SOYTÜRK

Arapça ins kelimesinden türetilmiştir. “Beşer, insan topluluğu” anlamına gelen ins, daha ziyade insan türünü ifade etmekte olup bu türün erkek veya dişi her ferdine insî/enesî yahut insân denmektedir.

 Kelimenin aslının “unutmak” mânasındaki nesyden, insiyân olduğu da ileri sürülmüştür. Böyle düşünenler İbn Abbas’a nisbet edilen, “İnsan ahdini unutması sebebiyle bu ismi almıştır” şeklindeki rivayete dayanırlar.

 Bu kelime üns masdarı ile de irtibatlandırılmıştır. “Alışmak, uyum sağlamak” anlamına gelen üns Türkçe’de ünsiyet olarak kullanılmaktadır. Teennüs “insan olmak” mânasına gelirken isti’nâs “cana yakın olma, vahşi hayvanın evcilleşmesi” anlamı taşımaktadır. Nitekim enes vahşetin karşıtıdır. Ayrıca insânü’l-ayn tabirinin “göz bebeği” anlamına gelmesi dikkat çekicidir (Cevherî, III, 904-906; Lisânü’l-ʿArab, “ins” md.)

 Râgıb el-İsfahânî ins kelimesini cinnin, üns kelimesini de “ürkmek” anlamındaki nüfûr masdarının karşıtı olarak gösterir. Müellife göre insana bu ismin verilmesi, hemcinsleriyle birlikte uyum halinde yaşayabilmesiyle ilgilidir; insanın “yaratılışı itibariyle sosyal varlık” olarak tanımlanması da bundan ötürüdür (el-Müfredât, “ins” md.).
Gerçekten insan (henüz) anılır bir şey değilken (yaratılmamışken) üzerinden uzunca bir zaman geçti. (İnsan 1)
Buradan anlaşılıyor ki, ilk insan henüz yaratılmamışken insanın yaşayabileceği ortam meydana getirilmiştir. 

Kur'an-ı Kerim'deki insanın yaratılış sürecini anlatan ayetlerdeki anlam ilişkisini ve insanın yaratılış sürecinde yirmi birinci yüzyılda bilim dünyasının geldiği son noktayı karşılaştırmalı okumadan "İnsanın Yaratılış Sürecini" ve varlık sahnesine çıkış aşamalarını doğru anlayamayız. Sonra "İnsan maymundan mı geldi, ilk atalarımız maymun muydu? veya

"Hayır, insan yaratıcı bir kudret tarafından tarih sahnesine çıkarıldı." veya "Yaratılış yok evrim var." gibi insanları kamplaşmaya ve fanatik tarafgirliğe iten tartışmaların bir tarafında kendimizi bulmak zorunda hissederiz. 
İnsanlar isterse tamamen bilimsel verileri dikkate alarak "İnsan, evrimsel aşamaların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır." tezini savunsun, isterse de tamamen Kur'an ayetlerini referans alarak "İnsanı Allah yarattı. Yüce bir kudret tarafından ortaya çıkarıldı." inancı üzerinden hareket ederse etsin buradan bir netice almak mümkün görünmüyor. 

" Allah varsa evrim yoktur veya evrim varsa Allah yoktur." inancı bizi hakikati arama yolunda sağlıklı bir yola ulaştırmıyor. 

İnsanın ortaya çıkış konusu spekülatif, ön yargılar, çatışmacı ve kavgacı bir dil üzerinden gerçek, objektif, arabulucu bir zemine taşıyamıyor maalesef. O halde hepimiz bir konuda fikir sahibi olmadan bilgi sahibi olmalıyız. İnsan ister inanç sahibi olsun ister olmasın söylenen sözleri dinlemeli, anlamalı, karşılaştırmalıdır. Kabul etmeyecek olursa bile neden kabul etmediğinin bilincinde olmalıdır. 


İslam düşünce tarihine baktığımızda Cabir bin Hayyan, Nazzam, Câhiz, Birûnî, İbn-i Miskeveyh, İbn-i Tufeyl, İbn-i Haldun gibi bilgin, filozof, düşünce ve bilim insanları da yaratılış, tekamül ve evrime dâir görüşlerini belirtmişler. Fikirleri daha çok Batı dünyasında ilgi görmüştür. Buradan anlaşılıyor ki İslam kültür ve medeniyeti modernizmden etkilendiğinden değil,daha çok onu etkilediğini söylemek mümkündür. Örneğin Câhiz (öl. 869): Kelamcı, antropolog ve zoolog… Cahiz, Kitabu’l-Heyavan adlı kitabında biyolojik evrimi açıkca savunmuştur. Ona göre evrenin yaratılışını başlatan Allah, aynı zamanda onu evrimleşme yoluyla teşekkül edici, hem de türleri devamlı evrimleştirici kılmıştır. Bu bakımdan evrimin gerçek sebebi Allah’tır. O, yaratılışı yaratıcı tekamül süreci olarak irade etmiştir. Türler kendi içlerinde taşıdıkları potansiyel kuvvet sebebiyle evrimleşmektedirler. Bu potansiyel kuvvet onlara Allah tarafından konulmuştur. Türlerin içindeki potansiyel kuvvet, fiziksel çevre, iklim şartları, hayat mücadelesi ve doğal seçilimin etkisiyle ortaya çıkmakta, yaratıcı tekamül birbiri ardı sıra türleri ortaya çıkarmaktadır.

Kur'an-ı Kerim bize aşağıda paylaşacağım kavramlar üzerinden insanın yaratılış süreçlerini anlatıyor.İlk insan türünün yaratılışında bir süreçten söz edildiği kesindir. Ancak bunun türler arası bir"evrim"le hiçbir ilgisi yoktur. Sadece kendi türü için söz konusudur. 
İnsan türünün yaratılışından söz eden ayetlerde "insan" ve "beşer" kelimeleri kullanılmaktadır. 

Kur'an-ı Kerim'deki insanın yaratılış sürecine baktığımızda iki tür aşamadan bahsetmek mümkündür. Birincisi, insanın canlı hâle gelmeden önceki tabiattaki cansız durumu yani elementer yapısı, ikincisi insanın tabiattaki aşamaları geçtikten sonraki biyolojik ve embriyolojik aşaması. 
Şimdi bu aşamaları Kur'an'daki ayetler ışığında tanımaya çalışalım. 

1.İnsanın Elementer Yaratılış Süreci 

A. el-Mâ(su) 
Su, bütün canlıların yaşam kaynağıdır. 
Allah, her canlıyı sudan yaratmıştır (Nur-45)

B.Türâb(toprak) 
Allah nezdinde Îsâ’nın durumu Âdem’in durumu gibidir. Onu topraktan var etti; sonra ona “ol” dedi ve oluverdi.
İnsanın yaratıldığı kaynak olan toprağı çağrıştıran "arz, yeryüzü" gibi anlamlara da kullanılmaktadır. 

C. Tîn(çamur) 
Su ve toprağın karışımıyla oluşan aşamadır. 
Sizi bir çamurdan yaratan O'dur (En'am 2)

D.Sülâleh min Tîn(çamurdan bir öz) 
Andolsun ki biz insanı çamurdan(süzülüp çıkarılmış) bir özden yarattık (Mü'minun 12)İnsanın su, toprak ve çamurdan yaratılışın bir başka aşaması. 

E. Tîn-i Lâzib(yapışkan çamur) 
Bu ayetteki yapışkan çamur tamlaması (balçık) özlü, esnek ve kopmayan çamur mânasına gelmektedir. 
Şüphesiz ki biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık (Saffat 11)

F. Salsal min Hame-i Mesnûn(kupkuru kara balçık) 
Salsâl, kendisine vurulduğu zaman ses çıkaran, pişmiş çamur manalarına gelmektedir. 
İnsanın yaratılışındaki bu özellik hem yaratılışındaki kaynağa işaret etmekte hem de kırılgan özelliğine işaret etmektedir. 

G. Salsâl ke'l Fehhâr(pişmiş çamur) 
Allah, insanı pişmiş çamur gibi ses çıkaran bir balçıktan yarattı (Rahman 14)

2.İnsanın Biyolojik Yaratılış Süreci 

A. Nefs-i Vahideh(ilk can, ilk cevher, ilk öz) 
Ey insanlar, sizi tek bir nefisten yaratan Rabbinize karşı duyarlı olun (Nisa 1)
İlk insan türü bu ilk cevherden, ilk özden yaratılmıştır. Bu ilk cevherin insanın potansiyel olarak bütün özelliklerini içerdiğini söyleyebiliriz. Zirâ genetik bilim de insanda genetik bir kodlamanın olduğunu göstermektedir. 
O sizi bir tek nefisten yaratmış, sonra ondan eşini de var etmiştir; hayvanlardan da sizin için sekiz eş lutfetti. Sizi annelerinizin karnında üç karanlık içinde türlü yaratılış safhalarından geçirerek yaratmaktadır. İşte bu yaratıcı, Rabbiniz Allah’tır. (Zümer 6)
İnsanın biyolojik hali olan ilk can'dan da eşinin yaratıldığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla burada bir hücre bölünmesi veya hücre çoğaltılmasından da bahsedebiliriz. Buradaki detay benim ilgi alanlarımı aşmaktadır. Dolayısıyla bilim insanları bu bilgiler doğrultusunda araştırmaları yapmalıdır. 

B. Nutfeh(zigot, cenin) 

Gerek şu ki biz insanı katışık bir nutfeden yarattık (İnsan 2)
Bilimsel ifade ile anlatılan insanın zigottan yaratılması, nutfe-i emşac (döllenmiş yumurta) ile ifade edilmektedir. 23 kromozom erkekten, 23 kromozom da kadından birleştiğinde 46 kromozomlu minik insan anlamında zigot meydana gelir. 
Taberî, Fâtır 11'deki "nutfeh" kelimesini yorumlarken, erkek ve kadının nutfesi ifadesini kullanarak, erkekten gelen sperm ile kadının yumurtasının birleşmesinden meydana gelen "döllenmiş yumurta" anlamında zigotu tarif etmektedir. 
C. Alakah(embriyo) 
Allah ,insanı asılı/yapışkan bir varlıktan (embriyodan) yarattı (Alâk 2)
Biyolojik aşamada üçüncü merhale zigotun rahimdeki halidir. 
D. Mudğah (bir çiğnem et) 
Alakayı bir parçacık et haline soktuk (Müminun 14)
Mudğah,henüz tam şekillenmemiş bir çiğnem et, cenin halidir. 
E. Izâm(kemik) 
İnsanın bir çiğnem et parçasından sonraki kemik durumudur. 
Bir parçacık eti kemiklere çevirdik. (Müminun 14)
F. Lahm(et, kas) 
İnsanın altıncı aşaması, kemiklerin kaslarla kaplanmasıdır. 
Bu kemikleri etle kaplayıp giydirdik (Müminun 14)
G. Halk-İ Âhar (bambaşka bir yaratılış) 

Zümer sûresi 6.ayet insanın "ana rahminde üç karanlık" içerisinde bulunduğu belirtilmekte ve "burada yaratılıştan yaratılışa geçildiği" beyan edilmektedir. Bugünkü bilimsel ifadeyle burada sözü edilen üç karanlıktan maksadın "amniyon, koriyon ve decidua zarları" olduğu dile getirilmektedir. 

İnsanın topraktan ve nutfe aşamasından sonra insanların "çiftler" haline getirildiği ifade edilmektedir. 
Sizi çifter çifter yarattık.(Nebe 8)
Bu ayette "ezvac" şeklinde ifade edilmesi ilk türün pek çok insan çifti şeklinde yaratıldığının bir delilidir. 
Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.(Hucurat 13) 
Bu ayetteki "zeker" ve "ünsa" kelimelerinin başında eliflam takısı (belirteç edatı) kullanılmaması maksadın bir kişi değil, bir tür olduğunun delili olarak görülebilir. 
İşte Kur'an'da ilk insan türünün ve sonrasında insanın ana rahminde geçirdiği aşamalar bunlardır. İnsanın yaratılış süreci hakkında pek çok ayet vardır. Her bir ayet yaratılış aşamalarının yüce bir yaratıcı tarafından gerçekleştiğinin isbatıdır. 

Kur’an’daki açıklamalara bakarak insanın maddî ve ruhî hayatını başlıca dokuz evreye ayırmak mümkündür. Çamurdan süzülmüş hulâsa (sülâle) ilk aşama olup aynı zamanda maden, bitki ve hayvan oluşumlarının da esası olan fiziksel ve kimyasal süreçleri ifade eder. Rahimde karar kılan nutfe aşamasında döllenme gerçekleşir. Alaka aşamasında oluşum halindeki canlı rahime tutunmuş, asılmış durumdadır. Mudga denilen dördüncü aşamadan sonra çeşitli organlar belli belirsiz oluşmaya başlar. Beşinci aşamada kemik, altıncısında kas sistemleri oluşur. Yedinci evrede artık insan organizmasının gelişimi en güzel yaratılmış haliyle tamamlanmıştır. Sekizinci evrede ölüm, dokuzuncu ve son evrede öldükten sonra diriliş gerçekleşir (Elmalılı, V, 3431-3437; krş. Fahreddin er-Râzî, XXIII, 6-10; bk. ÂDEM)
 

Yazarın Diğer Yazıları