Murat SOYTÜRK

Çıkış Yolu Arıyorum

Murat SOYTÜRK

Eğer siz de benim gibi bir arayış içindeyseniz, sonu gelmez bir maceranın peşindeyseniz aşkınız, umudunuz, gayretiniz, hedefe ulaşma arzunuz hiç bitmeyecektir.
Hedeflerimiz zamana, şartlara göre değişse bile bitmek tükenmek bilmeyen bir amacınız hiç tükenmeyecektir. 

Arayışımızın özünü varolan koşullardan daha iyisini yakalamaya çalışma çabası geliyor. Bu şartları gerçekleştiremesek bile göstermiş olduğumuz çabanın kendisi takdire şayandır. 

Aşk denilince aklınıza hemen karşı cins geliyorsa bu yazıyı okumaya gerek yok, kendinizi hiç yormayın. Ben aşkı geçici bir süreliğine insanı tatmin eden işler değil, insanı yapmaktan dolayı sıkmayan, yapıldığında insana sürekli huzur ve mutluluk veren eylemler diye tanımlıyorum.
Mesela hayatı daha anlamlı kılmak için yaptığımız iyi, güzel, doğru işler gibi... 

 Yaptığınız işinize karşı sevginiz, aşkınız ne kadar güçlüyse işinizden verim alma dereceniz de o kadar güçlüdür.

Hayatı, anlamlı yaşama arzusu çoğu zaman hayatımıza giren  insanların, anlamsız davranışlarından dolayı hayal kırıklığına uğrar. Hayal kırıklığı yaşayan insanların bu çaresiz durumları hayattan bekledikleri yüksek anlamdan kaynaklanır. 

Kimine göre evin geçimini sağlamak, rızkının peşinde koşmak en büyük yaşam sebebi iken, kimine göre ânın zevkini çıkarmak en büyük yaşam sebebidir. 

Kimine göre dünya yansa da kendi konfor alanının bozulmaması en büyük problem iken, kimine göre sen mutluysan ben de mutluyum anlayışı en güzel çözüm yolu. 

Kimine göre farklılıklar zenginlik kaynağı iken, kimine göre düşmanlığın sebebi. 

Hayatta bir çıkış yolu ararken karşımıza bir çok engeller çıkacaktır. Bu engellerin bazıları maddî – ekonomik engeller olabileceği  gibi bazıları da manevidir. Paranızın olmadığını çok iyi anlarım ama ideallerinizi gerçekleştirmek için önünüze konan engelleri aşma konusunda göstermiş olduğumuz davranışları anlamakta güçlük çekiyorum.

İnsan idealleri ile yaşarmış. Hayal aleminde yaşamadan hayallerini gerçekleştirmenin yolları yok mudur? 

 Hayallerimizin önündeki en büyük engelin kendi kişisel zaaflarımızdan kaynaklandığını düşünüyorum. 

Sağlam bir karaktere sahip olmayan insanlarda bu zaaflar daha ön plandadır. Sağlam bir karaktere sahip olmamayı karaktersizlik olarak düşünmeyin sakın. Sağlam bir karakterin temelinde korkusuz, cesur, ne yaptığını bilen, çizgisi net bir tavır akla gelir. 

Böyle bir karaktere sahip olmanın en önemli şartlarından birisi de hayatı yaşarken ben merkezli bir anlayışla yaşamaktan geçiyor. Ben merkezli olmakla bencilliği karıştırmadığınızı biliyorum.

 Bencil olmayıp da biraz daha kendine dönük olan insanlar, dışarının söylediği şeylere fazla önem vermezler. Hep başkalarını memnun etme gibi bir tutum içinde olmazlar. Toplum düzeni, birlik ve beraberlik duygusu ile hareket etme, sürekli kendinden feragat etme gibi bir fikirleri yoktur.

Herkesin bir arayışı vardır. Buradaki arayışı hayatta gerçekleştirmek istediğimiz hayaller olarak düşünüyorum. 

Bu hayalleri gerçekleştirmek istiyorsanız bu yola girmeden önce hayallerinizi kiminle veya kimlerle gerçekleştireceğinize iyi karar vermeniz gerekiyor. Sakın acele etmeyin. Düşünün, taşının, sorun, soruşturun. Bilmiyorsanız bir bilene sorun. 

Aynı ideallere sahip olmadığınız insanlarla yola çıkarsanız hayal kırıklığına uğramanız mukadderdir. İdeallerinizle hayatın pis gerçekleri arasında kalıp da psikolojik buhranlar yaşayacağınıza, ideallerinizle hayatın gerçeklerini iyi realize edin. 

Gerçekçi yaklaşımlar her zaman iyidir. Kaldıramayacağınız yükün altına girmek, gerçekleştiremeyecek hayaller kurmak bütün umutlarınızın bitmesi demektir. Hayattan zevk almadığınızda ne kendinize ne de başkalarına fayda olamazsınız. Hem kendinize hem de başkalarına zarar verdiğinizde bunların sıkıntısını bir ömür boyu yaşamak durumunda kalırsınız. 

Peki ne yapmalı? 
İçinde bulunduğumuz bu stresli ortamdan çıkmalı. Nefes alabileceğimiz bir ortama sığınmalıyız. Bu nefes bazen bir arkadaş, bazen doğada bir yürüyüş, boşluğa doğru bir haykırış, Allah’a yönelerek bir yardım talep etmek, işin uzmanından (psikolog) gerekli yardımları almak... şeklinde yollar olabilir. 

Alternatif yollar üretmeden yaptığınız her hareket çamura saplanmış bir aracın sürekli aynı yerde debelenmesine, patinaj çekmesine benzer. Aynı sorunları aynı çözüm yolları ile ortadan kaldıramayız. Ya bireysel olarak bu soruna karşı kendi tutumumuzu değiştireceğiz ya da değişimi sağlayacak yol ve yöntemlere başvuracağız. 

Umutlarımızı gerçekleştirmenin yolu kaygılarımızı ve korkularımızı yönetebilmekten geçiyor. Sınav korkusu, geçim korkusu, aile korkusu, iş korkusu, can korkusu, mal korkusu... 

Bir sürü gerekli gereksiz korkular yaşarız. Endişe ve korkularımızı yönetebilmenin yollarından birisi de endişe ve korku hissettiğimiz durumların veya anların geçici olduğuna inanmaktır. İçinde bulunduğun durumun kalıcı olduğuna inanmak insanın yaşamla bağlarını kopmasına neden olabilir. Bu noktada sabır ve irade çok önemlidir. 

Sözün özü çıkış yolu arayanlar için alternatif çözüm yolları üretmek ve daha iyisi, daha güzeli için denemekten vazgeçmemek gerekiyor...


 

Yazarın Diğer Yazıları