Murat SERİM

Vartanca Kelimesinin Anlamı Nedir?

Murat SERİM

Değerli dostlar, Vartancayla ilgili söyleşimize Erkilet Dayanışma ve Kültür Vakfında devam ediyoruz.  2009-2019 yılları arasında Erkilet Dayanışma ve Kültür Vakfının başkanlığını yapmış Erkiletli Hasan Arıcan abimizle benim de araştırmalarım sonucunda sınırlı sayıda sözcüklerden oluşan Vartancadaki kelimeleri ve Türkçe karşılıklarını konuşmaya devam ediyoruz.  

Vartanlı; hemşehri, Erkiletli. Eskiden Vartan’a mı gidiyon? Vatan köyü var, ona vartan derler halk ağzında. Vatan nerde, Erkilet nere? Erkilet’e bağlı bir köy. 

Bir kere varta ve varda kelimelerinin Ermenice ve Arapçada gül anlamına geldiğini söyledik. Dolayısıyla Vatan köyünün Vartancayla bir alakasının olmadığını söyleyebiliriz. Zaten anlam olarak da bir yakınlığı yok. Erciyes Üniversitesi Ermeni Dili ve Kültürü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Gaffar Mehdiyev ile görüşmemde vart kelimesinin Ermenicede gül, vart kelimesine -an eki eklenip çoğul yapılarak güller anlamına geldiğini ifade etmişti. 

Evet. Bağda konuşmuştuk hocam. Köyün adı Vatan. Erkilet’e uyar. Niye? Ermeni yaşamış.

Böyle düşünülebilir ama Vatan anlamına gelmediğini ifade edelim. 

Ermenilerin bağları, Rumların, Türklerin hep birbirinin içinde, iç içe. O kadar şahane komşuluk. 

Bu bağlarda güllerin olduğunu bahsettiğiniz için bu kelimenin gülden geldiğini düşünmek gayet doğal. 

Has gül derler hocam. Reçel yapılan gül. Bu, süs gülleri değil. Mesela benim bağda gördük işte yediveren gül. Az bir kokusu olur, reçel falan yapılmaz. Ama has güller var. Bunların reçeli yapılır. Isparta’daki güller mesela. Has gül dediğimiz gülden her bağda olurdu. Şimdi ne kadar kaldı bilmem.

Yıkmak esasında çok kullanılıyor satışta, ticarette. Tezgahtar malı çıkartıyor, müşteri pazarlığa giriyor. Tezgahtar 10 lira istediyse adam 5 lira veriyor. Tezgahtar ısrar ediyor. 9’a iniyor. Adam 6’ya çıkıyor. Belirli satış fiyatını bulduğu zaman patron yık diyor. Yani ver diyor. Şimdi bunu müşteri ne bilsin yık olayını? Yıkmak; uyuşmak, anlaşmak, pazarlığı bitirmek. Gene yakın bir anlam aşağı yukarı. 

Yiv, kadınlarda tenasül uzvu. 

Yoz, bit anlamında yani. İnsanlarda oluşan bit anlamında Erkilet dilinde. Bizim toplayıp biriktirdiğimiz kelimeler bunlar. 

Bu kelimeler takriben 100 civarında, Türkçedeki yapım ekiyle çoğaltıldığında sanırım 130- 150 kelimeye ulaşabilir en fazla diyebiliriz.
 
Şöyle bir geçmişte 100 yaşında veya daha önce yaşayanlardan öğrenmiş olsaydık bu artardı. 150 deniyor ya belki 150, 150’den fazla. Bizim elimize geçen, araştırmacıların eline geçen şu anda bu. Bu, yarın daha da artabilir. 

Bu söyleşi için yaptığım araştırmalar neticesinde de elde ettiğim ve sizin de derlediğiniz kelime sayısı 100 civarında. Daha önce de söylediğim gibi yapım ekleriyle eklenerek tahminimce bu sayı en fazla 150 kelimeye çıkabilir. Zamanında konuşulmuş ticari bir dilden bahsediyoruz. Şu anda uydurma da olsa bu dilin kelimelerini bilen az kişiden birisi Hasan Arıcan abimizle biz de bunu kayıt altına almak, tarihe not düşmek adına bu söyleşiyi yaptık. 

Ben tarihimizi, geçmişimizi çok severim. 

Erkilet Vakfının duvarındaki bu eski yazı dediğimiz Osmanlıcaya ait bu yazının ne olduğunu açıklar mısınız?

Ben belediyede 10 yıl çalıştım. Elektrik fen memuruydum. Orda onu öyle bir saklarlardı ki belediye başkanlarının kasalarında kitliydi. Bazen çıkar böyle rule halinde. Gözleri gibi saklarlar. Aman aman aman açmayın! Bir de açıldığında bir bakarık. O ne? Merak edersin. Ya bunu bir dene Türkçeleştir de herkes bilsin ne olduğunu. Yok, böyle bir şey de yok. Şöyle derlerdi: Sadrazam Mehmet Paşa Erkiletli. Nişancı Mehmet Öksüz Paşa Erkiletli. Bu kaynaklarda yazıyor. Onun belgesi.

Onun beratı olarak geçiyor. Padişah Abdülaziz zamanında verilmiş bir berat. 1860’lı yıllarda.

Aklıma düştü bu. Belediye kapatıldı. Belediyemiz yine söyleyeyim 1912‘de kurulmuş. İlk belediye başkanı Hacı Münip Hoca. Çok otoriter bir adam. Bağlı köylerle 52 köyü olduğu söyleniyor. Himmetdede’den Güneşli’ye kadar olan köyler Erkilet’e bağlıymış. Yani katillik de olsa bu adama haber vermeden merkeze gidip şikayetçi olamıyorlar. Öyle otoriter bir adam. İlk belediye başkanı 1912’de. O günkü belediye başkanı Mehmet Taşoğlu. Toplantı yaptı personel. Asker kökenli, sert bir adam. Ya amca derdik, çocuğu da yoktu. Erkilet’in tarihine ne yapıyon? Belediye başkanları bugüne kadar kim? deyince: Görevlendirdim seni, dedi. Ara, bul, yap, getir önüme, dedi. Tamam, seve seve. Özel idareye gittim, tarihini çıkarttım. 1910’da Talas 1912’de Erkilet belediye olmuş. İlk belediye başkanı hanımın da büyük dedesi ondan sonrakilerin resimlerini de buldum. Şimdi belediye kapandı. Hepsini aldılar, caminin altı bizim.

Büyükşehir statüsüne geçince Erkilet belediyelikten düşürülüyor. 

Bu belgeleri ben aldım. Caminin altına orda depo gibi o günkü resimler falan orda duruyor şimdi. Bir de geliyordum vakfa, o zaman başkanım. Karşıdaki bina şimdi KAYMEK yaptılar. Orda çalışan işçiler var. Belediye sarayı diye yazıyordu pirinçten. Onu söküyorlar. Ne yapıyorsunuz? dedim. Sökeceğiz bunu, dediler. Sökmeyin de dedim ben belediyeyle görüşeyim, bunu saklayalım. O bizim hatıramız. Geldim, Kocasinan’a telefon ettim. Yetkililerle görüştüm. Tamam, alın, dedi. Dedim ki: Düzgün sökün. Düzgünce söktürdüm, onu da kutuladım. Depomuzda duruyor. Belediye başkanı Mehmet Şereflioğlu’nu aradım. Başkana dedim ki: Bir belge vardı. Kasada öyle saklanırdı. Ne olduğunu da kimse bilmiyor. Sadrazam Mehmet Paşa’nın belgesi diye söyleniyordu. Bun ne oldu diye, sordum. Dedi ki: Abi, ben aldım onu, dedi. Sakladım, bende dedi. Aman başkanım bunu gönder, dedim. Allah razı olsun, gönderdi. Aslı gene bizde. Benim yakın akrabam İstanbul’da tarih coğrafya fakültesinde öğretim görevlisi. Hanımı da Osmanlıca biliyor. Fotokopisini çektirdim, gönderdim. Türkçesini de gönderdi. Getirdik, Türkçesi ve Osmanlıcası astık, içerde duruyor. 

Hasan abi ağzınıza sağlık. Söyleşimizi burada sonlandıralım. Değerli dostlar Erkilet’te Erkilet’e mahsus zamanında konuşulmuş ticari bir dil olan Vartancayı diğer adıyla Erkilet dilini konuştuk. Bize bu bilgileri veren değerli Hasan Arıcan abimize çok teşekkür ediyoruz.

Ben teşekkür ederim. Zahmet ettiniz. Elimizdeki bilgilerle, elde ettiğimiz kelimelerle bilgi açısından bir şeyler ikram ettiysek ben de memnunum. Çok teşekkür ederim bundan dolayı.

Biz de öncelikle vakfın şu anki başkanı Ahmet Gümüşcü Bey’e, vakfın müdürü Mustafa Kayapınar Bey’e ve yönetim kuruluna bizi ağırladığı için çok çok teşekkür ediyoruz. Değerli dostlar kalın sağlıcakla.   
          
Söyleşinin sonu
       

Yazarın Diğer Yazıları