Murat SERİM

Sanatın Ruhu Dijitale Sığar Mı?

Murat SERİM

Değerli dostlar, Küçük Ayasofya’da Hattat Fuat Başar ile hüsn-i hat konulu söyleşimize devam ediyoruz.

Sanatın Ruhu Dijitale Sığar Mı?

Hocam, günümüzde yabancıların geleneksel sanatlara yani İslam sanatlarına daha ilgili olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Hat sanatına en çok hangi millet ilgi göstermektedir?

Millet söylemek mümkün değil de bugün Batı epeycene bir ilgi gösteriyor. Yani bugünkü bu tabiri caizse kitle iletişim araçları sayesinde çok kişi bu sanatları tanıdı. İlgi duyan çok, ilgi duymaya ihtiyacı olan insan çok. İslam dünyasında da zaten bu son aşağı yukarı otuz yıldır 86’dan bu yana özel bir ilgi başladı. Ödüllü yarışmaların yaygınlaşması sayesinde bankalar olsun, belediyeler olsun, yurt dışındaki bazı uluslararası kalitedeki kuruluşların yarışmaları olsun, bunlar sayesinde ilgi duyan çoğaldı. İlgi çok, üniversitelerde kürsüsü olan nice ülkeler var. Bunları 1980'lerde söylediğimde o zamanlar harf inkılabı kanunu yürürlükten kalkmamış tabii, herkes üstüme yürüyordu. Yahu yazı yasak, yazı sanatına kim ilgi duyacak, serbest olacak, üniversitede kürsü olacak, akademisyen yetişecek, inanılmıyordu. Ama ben hem inanıyordum hem hissediyordum. Nitekim bugün düşündüğümüz gibi de oldu. Yurt içi yurt dışı büyük çapta akademik araştırmalar da var. İlgi fazla Batı’dan öğrencilerimiz var.

Hangi ülkelerden öğrenciler geldi hocam?

Amerika'sından tut, Avrupa ülkeleri, Japonyası, Malezyası, Arap ülkelerinin çoğusu hatta demin biz otururken gelen iki kişi, onlar yurt dışından gelmişlerdi. Arapça filan konuştuk. İcazetlerini yazmamı bekliyorlar. Ben de Sultanahmet gibi bir semtte, turistik, İstanbul'un göz bebeği dedikleri bir semtte, elektriklerin gelmesini bekliyorum. İşte ucubelik burada başlıyor, maalesef. 

Yabancı ülkelerden gelip hat sanatına ilgi gösteren Müslüman öğrencileriniz var mı hocam?

Var tabii, çok oldu. Hatta şimdi şey de var mesela Libya'da. Benim adıma gitmiş, orada bir kültür merkezi bile açmış. Burada yetişti. Çok öğrenciler çok yani. Neredeyse her İslam ülkesinde en az bir öğrencim var ve oraların hocaları kabul ediliyor bunlar. 

Hristiyan olup da Müslüman olan öğrencileriniz oldu mu hocam?

Var, o da çok var. Hatta hem ebruda hem yazıda. İspanya Üniversitesinden gelen iki bayan vardı. Hatta birisinin ismi Ana Labarta. Şu an geldi aklıma. Bunların isimlerini filan değiştirdik. Müslüman oldu, gittiler 87-88 yıllarında. 

Şu an İspanya’da hat eğitimiyle uğraşıyorlardır.

Şu an orada Ortadoğu İslam Coğrafyası hakkında araştırma falan yapılan kürsüdeler. Arapçaları vardı, çat pat işte Arapça anlaşıyorduk. Epey bir kaldılar, öğrendiler, icazetlerini de aldı, gittiler. Yalnız tabii o aralar acı bir şeydir. Kapı komşularımız bile ne iş yaptığımı bilmiyorlardı. 

Evet, burası üzücü hocam.

Orası öyle.

Hocam, belediyelerin açtığı kurslar var ve birçok vakıf, dernekte de hat kursu verilerek hat sanatına ilginin arttığını görüyoruz. Bu anlamda son yıllarda hat sanatına olan ilginin sebepleri sizce ne olabilir?

Bir defa bu kursların çokluğu. Kursa gidenlerin çevrelerinde kurstan bahsetmeleri. Bunların internet siteleri, arada bir haberlere konu olmalar, sergiler açılıyorsa sergi haberleri derken çığ gibi büyüdü. Sanat yaygınlaştı fakat sanat geriledi. Bir şeyin yaygın olması çok önemli değil. Yani sanat enflasyonu başladı tabiri caizse. Biraz aleyhte oldu. Çünkü öylesini bilirim ki ebru teknesine şöyle uzaktan bir bakıp ben işi kaptım, gidiyorum, akşama ben de yapacağım diyorlar. Yani çok sık rastladığımız bir şey maalesef. 

Hat sanatında hocam, yeni üslup nasıl ortaya çıkar yani farklı yazı çeşidi geliştirilebilir mi? Bu, ne kadar kabul görür? Sizin bu konuda çalışmalarınız var mı?

Yeni yazı çeşidi bulunur, geliştirilir. Ancak işte üstünde birkaç asır çalışılır, emek verilirse. 

Birkaç asır mı?

Tabii. Yazının gelişmesi birkaç asrı alır. 

O zaman bir kişinin ömrü yetmez hocam.

Bir kişinin ömrü hayatta yetmez. Belki temellerini atar, geliştirmek zoraki nesillere kalır. Yani ben bir zaman denemiş birisi olarak bunu söylüyorum. İşin mantığını, tarihi seyrini, kullanılış sahasını… Hani edebi bir sahada mı kullanılacak, tezyini sanatlar sahasında mı kullanılacak, ilmi bir sahada mı, o işin muhtevasına uygun bünyedeki şekiller kullanmak lazım. Yazıda dik olan harfler dik mi yazılacak, yatık mı, sağa mı yatık, sola mı yatık, ölçüleri neler olacak, ölçüler ahenkli olacak mı? Uzun müddet işi gücü bırakıp üstünde çalışmaya bağlı ama bu bir kişinin yapacağı bir iş pek değil. Ortak bir akılla, ortak çalışmayla. Ortaya çıktıktan sonra tabii bunu bilenlere arz etmek, topluma arz etmek, onların tensiplerini almak ondan sonra toplumun zevkine uyarsa ayakta kalır ama bizim toplumumuza uydu da diyelim ki İran coğrafyasındaki sanatkâr zümrenin zevkine uymadı. Oralarda gelişmez tabii. Araplarda uydu, orada gelişti. Bu sefer ekolleşme başlayacak. O yazıda ekolleşme başlayacak.

Bu da tabii 200 yılı 300 yılı bulur.

Yani 200 yılı 300 yılı rahat bulur. 

Hocam, dijital bilgisayar alanındaki gelişmelerle illüstratör, photoshop, indesign gibi programlar var. Bu programlar aracılığıyla yapılan çizimlerin üzerinde kolaylıkla oynanabiliyor. Vektörel hâle getiriyorsunuz veya üç boyutlu tasarlıyorsunuz. Sonra da çizimini manuel şekilde uygulayabiliyorsunuz. Bu anlamda sizler gerçi eleştirdiniz ama teknolojik gelişmelerin hat sanatı üzerinde ne tür olumlu ve olumsuz etkileri olmuştur?

Bence olumlu bir etkisi yok. İşin ruhunu öldürüyor. Sanatın arka planını tamamen ortadan kaldırıyor. Sanat insan işidir, makine işi filan değildir. Makineyi yapmak teknolojik bir şeydir ama bir makinenin sanat yapması ucube bir şeydir. Öyle şey olmaz. Yani hangi makine bir ayet yazarken zaten şuuru yok, Besmele ile yazmaya başlasın. Öyle bir şey yok yani. Bir de bilgisayarlarda üretim yapıldığında aharlı kağıda veya benzeri bir kağıda toneri iyi ayarlanmış bir yazıcıyla yazı çıkartılıyor ki üstünde çalışılmıyor bile. Programnan uğraşan kişi altına bir imzasını, tarihini bir zahmet atıyor, sonra bakın ben böyle güzel bir yazı yazdım. Acep o mu yazdı, makine mi? Orada işler karışıyor. Yakında eli kulağında ‘’Sanat kim tarafından icra edilir?’’ ciddi bir soru olacak ileride. Yapay zekaya sanat yaptırın. Acep sanat mıdır o yoksa bir cihazın sanata benzettiği bir ürün müdür? Yakında bu tartışmalar başlar.

19. bölümün sonu

 

Yazarın Diğer Yazıları