Tarihi Hunat hamamı bayan kesecisi Dudu Bal ve bayanlar kısmının sorumlusu Gülşen Ateş ile söyleşimize devam ediyoruz.
Bu keseyi yaparken kişinin kilosu, boyu, cildi hani nelere dikkat ediyorsun?
‘’Yağlı ciltler çok bastırılmak istiyor. Çok bastırıp da derisini aldırmamak şartıyle. Guru ciltler daha hafif. Ben şimdi herkeşin cildine göre kese yaparım. Bilirim. Gözüm yumuh olsun elimi şöyle şi idiyim bura keselenmemiş, bura kirli olduğunu bilirim.’’
Maşallah. Peki, Dudu abla bahşiş alıyor musunuz?
‘’Bahşiş verirlerse alırım. Herkeş vermiyor da bazen verenler oluyor, alıyoh ama.’’
17 yıllık mesleğinizde farklı bir bahşiş veya hediye aldınız mı?
‘’Aldıh. Hediyeler de oldu.’’
Mesela ne tür hediyeler?
‘’Hediyeler… gıyafet getirenler oluyor. Onları alıyoh. Çok memnun oluyoh. Lokantaya çağırıyorlar oraya gidiyoh.’’
Gülşen Hanım: ’’Yurt dışından gelen müşterilerimiz çikolata getirirler yani ne bileyim. :))’’
Şimdiye kadar aldığınız farklı bir hediye sizi şaşırtan bir hediye oldu mu?
Gülşen Hanım: ‘’Şaşırtan bir hediye çiçek falan geliyor müşterilerimizden. Gelin hamamlarında mesela adettir bohça yaparlar. Ayrı ayrı bohça yapılır. Onun haricinde farklı bir hediye aklıma gelmiyor şu anda. :))’’
Dudu abla, bu mesleğe başladığınız zaman ki mesleğinizin durumuyla şimdiki durumu kıyasladığınızda ne tür farklılıklar var?
‘’Önceleri daha iyiydi. İlgililerdi. Çok şeyler yohudu. İyi insanlar varıdı. Yaşlılarıdı. Her şiyi biliyorlarıdı. Şimdiki gençler o gadar bilmiyorlar. Benden büyük belki annannem yaşında hanımlar bana anam diyordu. Anam, anam, anam diyordu. Şimdikiler yoh…’’
Biraz daha saygısız mı?
‘’He he…gençler. Öncekiler daha…’’
Anladım. Yeni kuşak, genç nesil öyle. Yeni yeni atlattığımız pandemi süreciyle temizliğe olan ilgi daha çok arttı. Temizlik ve hijyen konusunda nelere dikkat ediyorsunuz?
‘’Valla biz her gün çamaşır suyu yapıyoh içerlere. Mikrobu alsın diyi.’’
Onun haricinde?
Gülşen Hanım: ‘’Zaten biz genel temizliği yapıyoz. Çamaşır suyuyla yıkıyoruz.’’
Neden insanlar eskiye nazaran hamamlara ilgi göstermiyor?
Gülşen Hanım: ‘’Şimdi tabi ki eskiden tabi ki doğal gaz yoktu, şartlar belliydi. İnsanlar hani sobayla ısınma yöntemi… Şimdi daha da yani çok geliştiği için sıcak su olsun, doğal gaz olsun biraz ondan dolayı talep arttı. Önceleri yani dediğim gibi kış sezonlarında falan daha yoğun olurmuş. İnsanlar hani sobayla ısınmaz, sıcak su kullanmayanlar hamama gelirlermiş. Haftalık gelirlermiş.’’
‘’Diyorlar ki biz ezan okunarkın gelirdik diyor bir tanesi evden büyüklerin biri gelirmiş. Bir gurnayı alırımış, arhadan öbürleri gelirmiş. Ahşama gadar diyor, bir tas suyu alah diyi diyor, beklerdik diyor.’’
Kendinize tabi natır denmesini mi tercih ediyorsunuz yoksa bayan keseci mi?
‘’Keseci denmesini. Natır denmesi biraz ağır gimi geliyor. Öyle şey gimi oluyor.’’
Daha ağır mı geliyor? Aslında orijinal bir isim. Kitaplarda öyle bahsediliyor. Bu mesleği öğrenmek isteyenlere bu mesleği yapmak isteyenlere tavsiyeleriniz neler olabilir?
‘’Öğrenmek isteyen öğrensin.’’
İşte kimler bu mesleği yapabilir?
Gülşen Hanım: ‘’Herkes bu mesleği yapamaz Murat Bey. Bir kere sabırlı olması gerekiyor. Müşteriye karşı şöyle bir durum var. Müşteri her daim haklıdır. Yani ailesiyle kavga edip hamama gelenler de var stresli gelenler de var buraya. Yani ne olursa olsun müşteri karşı sabırlı olmamız gerekiyor.’’
‘’Herkeşinen biz burda aileyik. Öyle şey olanlara arkadaş oluyoh. Anne oluyoh yerine göre. Şey oluyoh… ailemizden çok burda zaman geçiriyoh.’’
Gülşen Hanım: ‘’Burası bizim evimiz gibi. Müşterilerimizi bizim ailemiz gibi görüyoz onlar da bizi öyle görüyor.’’
Size şöyle katılıyorum. İnsan aslında kendisinin geçmişini bilmeyen birileriyle böyle konuşmak istiyor. Neden? Yargılanmasını istemediği için. Aslında en önemli sebep de bu olabilir. Hem rahatlama diyoruz. Rahatlama hem suyla rahatlama hem de psikolojik rahatlama. O anlamda siz psikolojik destek sağlıyorsunuz.
‘’Konuşuyoh. Dertlerine dinliyoh. Yerine göre şöyle ol, böyle ol diyoh.’’
2. bölümün sonu
