Murat SERİM

Kayseri'de Gelin Hamamı

Murat SERİM

 Tarihi Hunat hamamı bayan kesecisi Dudu Bal ve bayanlar kısmının sorumlusu Gülşen Ateş ile söyleşimize devam ediyoruz. 

Tabi acılar paylaşıldıkça azalır, sevinçler de paylaşıldıkça artar demişler atalarımız değil mi? Şimdi Dudu abla hamam müdavimleriniz mutlaka ki vardır. Ne tür müşterileriniz, hamam müdavimleriniz var? Sürekli gelen müşterileriniz kimler?         

‘’Sürekli gelen müşteriler alışkın olanlar. Hamamı sevenler, alışkın olanlar. Dinleniyoh diyorlar. Buraya gelince her şeyimiz bitiyor diyorlar. Bir tane müşterimiz geldi üç dört sene önce. Yurt dışında yaşıyormuş. Orda doktora gitmiş bayan. Hiç terlemiyordum, diyor. Doktor demiş ki: ‘Sizin Türklerin hamamı olur, demiş. ‘Git, orda kese yaptır, terlen.’ Burda söyledi, ben kesesini yaptım, iki üç gün sonra geri geldi. Dedi ki: Ben dedi göklerde uçuyom. Ben kesesini yapıyom. Dedi ki: Bir soğokluh geliyor, dedi. Üstüme bir karlar yağıyor, bir rüzgar esiyor, dedi.  iki üç gün sonra geldi dedi ki: Benden böyle ter boşalıyor, dedi.”

O zaman yabancı turistler de geliyor sizin buraya.

‘’Geliyor. Bir gün bir turist masaj yapıyom. Turist önümde uyudu. Korhdum. Göbek taşında yatıyor, masaj yapıyom akşamüstü. Dedim ki orda üç dene varlar. Dedim ki: Bu, öldü mü, bayıldı mı, bir şey oldu. Korhdum inan ki. Şöyle şi ittim uyudu. Elini şöyle ediyor(tamam işareti) garşısındaana. İyi mi yapıyor diyor artıh. Onlar da bahtılar, bayıldı, gitti. Artıh şöyle salladım. Şöyle yapıyor.(tamam işareti)’’

Nasıl anlaşıyorsunuz bu yabancı turistlerle?

‘’İşte ben onların işaretlerinden anlıyom. Onlar da beni.”

Peki, hamamların toplumda daha ilgi çekici hale gelmesi için neler yapılabilir? Hem Gülşen Hanım hem de Dudu abla. Elbette ki evlerimizde banyolarımız var. Yeni spa merkezleri var. Otellerin kendi hamamları var. Ama tarihi hamamlara gelmek, buralarda yıkanmak, biraz önce sizin bahsettiğiniz psikolojik anlamda da rahatlamak... İnsanlara burayı tekrar ilgi çekici hale getirilmesi için neler yapılabilir?

Gülşen Hanım: ‘’Aileler çocuklarına anlatacaklar. Ben nasıl annemden duydum hamam kültürünü. Daha çok büyüklerin anlatması gerekiyor yeni nesile. Öğretmesi gerekiyor, anlatması gerekiyor.’’

Kültürümüzün aktarılması konuşulması gerekiyor.

Gülşen Hanım: ‘’Büyüklerimizin hepsi bilirler hamam kültürünü. Onların yani torunlarına anlatması, çocuklarına anlatması, bence böyle olması gerekiyor.’’

Tabi bu mesleği sabahtan akşama kadar burda icra ediyorsunuz. Bir gününüzü anlatır mısınız? Sabah kaçta başlıyorsunuz? Akşam bitene kadar ki bir günü.                     

‘’Sabah sekizde bir gün ben açıyom, bir hafta arhadaş açıyor. Anlaşıyoh aramızda. Sabah geliyoh, gapımızı açıyoh. Önce çayımızı demliyoh. Ondan sonra burda peştamallarımız neyimiz yıhanıp seriliyor, onları topluyoh. Gatlayıp yerine goyuyoh. Merdivenleri silip süpürüyoh. Ondan sonra ben açarsam bu geliyor. Gahvaltımızı oturup yapıyoh. O ara müşteri geliyor. Onlarınan giriyoh, kese isteyenlerin kesesini yapıyoh. Masaj isteyenlere masaj. Çıkıyoh burda dinleniyoh. İsteyenlere bir daha giriyoh. Su isteseler su götürüyoh. Orda hastalanan olsa hemen müdahale ediyoh. Yardımcı oluyoh. Gahamıyanın elinden tutup galdırıp getiriyoh. Bahıyoh başını yıhayamıyor ihtiyar saçını daramıyor sırtına lif süremiyor. Onları vicdanen yardım ediyoh he. Onların dualarını alıyoh ihtiyarların.’’

Çok güzel. Şimdi geçmişimize, tarihimize baktığımızda hamamların farklı adlarla anıldığını görüyoruz. İşte damat hamamı, gelin hamamı, bayram hamamı, kırk hamamı, lohusa hamamı buna benzer hamamlar. Günümüzde bunlardan hangileri devam ediyor? Ve bunlarla ilgili varsa anılarınız tabi.

’Gelin hamamları, kırk hamamı da.. asker hamamı yapıyorlar arada bir. Ondan sonra hepsi de devam ediyor. Şimdi günümüzde ayda iki dane tüm tutma gelin hamamımız var.”

Gelin hamamı nasıl oluyor? Biraz ayrıntılarından bahseder misin Dudu abla?                   

‘’Gelin hamamı önceden ödemelerini yapıyorlar. Bir gün ayarlıyorlar. O gün dışardan müşteri alınmıyor. Gendi misafirleri. Misafirlerine sabun, üstünü yazdırıyorlar. Tarihini, gününü sabunun üstüne yazdırıyorlar. Davetiye dağıtırlarmış o sabuna. Davet gelen ev horantacah geliyor.’’

Sabunlu hamam davetiyesi.

‘’He, üstü yazılı. Onlar o gün geliyor. Gız annesi dutuyor bu hamamı. Seni tutuyor. O yiyecek içecek getiriyor. Oğlan evi öğlene doğru geliyor, sonra geliyor. O biraz şeyleri yiyecek ortaklaşa getiriyorlar. Misafirleri en yahınları getiriyor. Masaları açıyorlar. Yiyor içiyor çalıp oynuyorlar. İçeri giriyorlar göbek daşı süsleniyor. Orda oynayarah giriyorlar içeri.’’

Bu eğlenme meydan dediğiniz bu alanda mı oluyor, yoksa sıcaklık dediğimiz hamamın asıl yerinde mi oluyor?

‘’Göbek daşında da oluyor. Gelin gız burdan giriyor. Hep beraber giriyorlar. Bir iki arası giriyorlar. Hemen girmiyorlar misafirleri yıhanıp gidiyor. Çoğu gidiyor. Çoğu bekliyor burda. Gelin gızı içeri dıhıyorlar. Ondan sonra gelin gızı sandalyeye otutturuyorlar. Gayınvalide gelin gızı yıhıyor. Güzel gova yapıyorlar. Tüllü, çiçekli miçekli. İçi güllü müllü. Gelin gızın ayrı şeyi oluyor, banyo tahımı oluyor, he.’’

Tabi, siz de bunlara katılıyorsunuz değil mi?

‘’Bilmeyenlere göstertiyoh. Bazenleri bilmiyor. Çoğunu yönlendiriyoh. Şöyle şöyle yapah. Gayınvalide gelini yıhıyor. Sonra ordan herkes su getiriyor taslarınan. Gelin gahıyor, gayınvalide oturuyor. Gelin de gayınvalideyi yıhıyor. Ondan sonra daha önce biraz oynuyorlar, ondan sonra herkes gidiyor. İşte yıhanmasını yapıyor, çıhıyor. Gene burda da oynuyorlar. Ahşama gadar sürüyor o.’’
                                    3. bölümün sonu
 

Yazarın Diğer Yazıları