Murat SERİM

İsmail Ediz: Müzik aleti çalmayı isteyen kişi emek verecek

Murat SERİM

4.Bölüm

Hocam kendinize ait güfteniz var mı?

‘’Güftem yok da çocukluk arkadaşım vardı. O da müziği çok sever. Beden Terbiyesi müdürüydü burda. Aydemir Doğan. Onun çıkarttığı şiirler vardı. Rahmetli oldu. Hayatını da bildiğim için onun birkaç şiirini şarkı olarak besteledim. Daha ziyade beste yapmaya zaman bulamadım ders vermekten. Bunların bana hepsi hobi. Benim asıl işim ders. Yani ders vermeye 57 senesinde başladım daha halen veriyorum.’’

O zamandan bu tarafa 1949’dan bu tarafa müzik enstrümanları ve müzik öğretmek size neler kattı?

 ‘’Şimdi benim tahsilimi ne düşünüyorsun sen?’’

 İnanın bilemiyorum hocam. :) 

‘’En azından lise mezunu falan zannediyorsun değil mi? İlkokulu bile bitirmedim ben.’’ 

Öyle mi hocam. Ama bu kadar tecrübe bu kadar bilgi üniversite mezununda olur ancak. Daha doğrusu üniversitenin güzel sanatlar bölümündekiler hem bu kadar bilgiye sahip değil hem de bu kadar uğraşmıyordur. Okula neden gitmediniz hocam?

‘’İlkokul 4. sınıfta kaldım. Bizim zamanımızda sınıfta kalma vardı. 4. sınıfa geçince normal ders çalışmadığım için çalışamadık çünkü efenim iş yerinde babama yardım ediyorduk. Bir de benden üç yaş küçük kardeşim var. İkimiz babama yardım ediyorduk falan. Derslerimize normal çalışamadığımızdan 4. sınıfta kaldık. Efenim ikinci sene devam ederken babam tüberküloza hasta düştü. Babam çalışamaz oldu. Maddi sıkıntıya düştük tabi. Zaten fakir aileydik. Ondan sonra ustabaşı bir komşumuz vardı.’’

Hangi mahalle hocam?

‘’Yeni İsmail Mahallesi. Hacı Kılıç Camisinin arkası. Kayseri’nin yerlisiyiz. Ustabaşı komşumuza annem rica etti. On üç yaşından gün alınca hemen müracaatını yaptırdı. Fabrikaya aldı beni. Okul yarıda kaldı. Okul bitmeden fabrikaya iş başı yaptım. Yani 4. sınıfı bitiremedim. Sümer bez fabrikası 3500 kişilik.’’

Biraz önceki sorumun amacı şuydu: Diğer insanlardan farklı olarak müzikle uğraşmak müzik enstrümanları çalmak size neler kattı?

‘’Müziğin birinci derecede bir kere sağlık, beyin.’’

 İnsana sıhhat veriyor yani. 

‘’Tabi. Şimdi mesela ben sabah geliyorum. Uyku sersemliği yaşlılığın getirdiği miskinlik falan filan var. Talebemin bir tanesiyle oturup iki tane parça çaldım mıydı efenim gayet rahatlıyorum. Bir tane parça çaldığın zaman rahatlarsın.’’

Musiki insanı duygusallaştırıyor mu hocam?
     

‘’Tabi canım, tabi. Müzikle uğraşan bir adamın ben cemiyete pek zararlı olduğunu hiç sanmıyorum. Eğer varsa bir zararı hep kendinedir.’’

Daha nazik daha zarif oluyorlar değil mi hocam? Duygu yüklü insanlar.

‘’Hele ilmi olarak profesyonel olarak eğitim yaptıysa onlara doyamazsın. Kişilik bakımından doyamazsın sohbet bakımından doyamazsın efenim hatıra bakımından doyamazsın Ben sana şimdi hatıralarımı anlatsam eğer ohooo. Anlatabiliyor muyum? Hangi birini anlatayım sana.’’ 
                          4.bölümün sonu


 

Yorumlar 1

Yazarın Diğer Yazıları