Murat SERİM

İslam Medeniyetinden Beslenerek Resim Sanatı Nasıl İnşa Edilir?

Murat SERİM

Değerli dostlar, Ressam İlhami Atalay ile resim sanatı konulu söyleşimize devam ediyoruz. 

Resim sanatında kültür emperyalizmi nasıl olmuş hocam? Açıklar mısınız?

Türkiye’nin tarihi dört evre geçirmiş. İslamiyet öncesinde, Şamanizm döneminde, Şaman ve göçebe kültürünün hakim olduğu bir zaman. Şamanizm inancının getirmiş olduğu düşünceler, davranış biçimleri var. Mesela, işte paçavralar bağlamak, nazar buncukları filan hepsi Şamanizmden geliyor. Takılar makılar. Şimdi mesela bir arabaya biniyorsunuz. Kaplumbağa kabuğu, nal, bir nazar boncuğu arabanın aynasında sallanıyor. Niçin diye kimse sormuyor. Orada püskül sallanıyor. Minibüse biniyorsun, habire sallanıp gidiyor. Niye sallanıyor bunlar? Şamanizmden kalan bir şey bu. Nal asmış. Kaplumbağa asmış aynasına. Niye? Hâlâ daha Şamanizmden kalan batıl şeyler var. Bu Şamanizm dönemi var. Türklerin bir kısmı Budist olmuş, Budist olanlar kendi kültürlerini kaybetmiş, Budizm kültürü içinde erimiş. Şimdi Doğu Türkistan freskleri Berlin’de. Berlin’de Doğu Türkistan mağaralarının freskleri orada. Ama hangi bölümde gösteriliyor? Sen, ben bunu Doğu Türkistan’da Türkler yapmış diyemezsin. 

Hint kültürüne ait gösteriliyor. 

Türk kültüründe Budist olan Türkler Budizm kültürünün içinde erimişler. Yok olmuşlar yani kendi kültürüne sahip çıkamamışlar. Şamanizmde kendi kültürlerine sahip çıkmışlar ama yine batıl bir inancın peşinde koşmuşlar. Türkler ikinci aşamada Müslüman olduklarında Anadolu’ya geldiklerinde farklı kültürlerle karşılaşmışlar. Onlar o kültürlerle kendi kültürlerini yoğurmuşlar. Onların tesiri altında kalmadan onları kendi kültürlerine mâl etmişler ve başarmışlar. Avrupa’ya ve Afrika’ya doğru açılınca değişik kültürlerle karşılaşmışlar ama yine kendi kültürleri içinde kendi kültürlerine mâl etmesini bilmişler. Kombinasyon yapmışlar ama kendi kültürlerinden vazgeçmemişler. Müslüman olduklarında bile ama Türkler Avrupa’ya açıldıktan sonra Avrupa ile iyice komşu olduktan sonra Batı kültürünün etkileri başladığında dediğim gibi bizde 16. yüzyıldan sonra aşağılık kompleksiyle ekonomik borçlanmanın neticesinde imparatorluk içten çökertildi. 2. Beyazıt İspanya’dan Yahudileri Selanik’e, İstanbul’a, İzmir’e, Bursa’ya Antalya’ya yerleştirdi. Selanik’te ilk Mason teşkilatlarını kurdular. Aşkenaz teşkilatını kurdular. Sefarad Yahudilerinin kurduğu Mason teşkilatlar var. Masonluk gizli bir şekilde Siyonizm Osmanlı kültürü içinde ur gibi gelişti, büyüdü ve imparatorluğu Abdülhamid’den sonra yok ettiler. 1. Cihan Savaşı Osmanlıyı parçalamak üzere düzenlenmiş bir savaş. Tarihi unutmamak lazım. Tarihi iyi okumak lazım. Bizi yok etmişler ve Batı kültürü bize hakim olmuş. Batı kültürü bize hakim olduktan sonra eğitim sistemi, hukuk sistemi, bütün kıyafet, yaşam biçimi Batı kültürünün etkisi altına girmişiz. Her şey Batı’ya göre şekillenmiş. Ölçü Batı olmuş. Batı’nın standardından geçmeyen hiçbir şey kabul edilmemiş. Batı’ya uyum sağlamayan hiçbir şey moda vb. ne olursa olsun, renk seçimini Batılı yapıyor, ne giyineceğimizi, modamızı kendimiz yapamıyoruz. Bizim adımıza karar veren başka birileri var.                   

Tam da burada araya giriyorum hocam. Batılı sanatkâr Avrupa'nın kültüründen yola çıkarak sanatsal bakış açısını oluşturuyor dediğiniz gibi. Türk resmi ise Batı anlayışının etkisinde veya Batı’nın kötü bir taklidinin esiri olduğunu söylüyorsunuz. O zaman sanatkârlarımız, şu anda yeni yetişen sanatkârlarımız nasıl bir bakış açısı geliştirerek yeni sanat anlayışını inşa edecek? 

Önce bir kere kendini eğitmek lazım. Eğitim sistemi yok. Ben korsan olarak sanatkâr yetiştirdim. 

Eğitim sistemimizden mi başlamak lazım önce? 

Evet, evet. Önce akademindeki eğitim sisteminin değişmesi lazım. Bu değişmiyor. Liselerdeki eğitim aynı akademinin modeli. Şimdi güzel sanat lisesinde de önce Yunan heykelleri konuluyor. 

Tamam, birincisi bu.

Yunan heykellerinden bir kere vazgeçmek lazım. 

Başka ne olacak hocam? 

Akademideki çıplak eğitim sisteminden, bedene dayalı bir eğitim sisteminden kurtulmak lazım. Bu benim işim değil ki milli eğitimin işi. 

Başka ne yapmak lazım hocam. 

Başka, İslam Sanat Akademisinin kurulması lazım. 

Çok önemli bir öneride bulunuyorsunuz.

İslami sanat eğitimi verecek. İslami sanat yani burda put üretmeyeceksin, Allah'ın resmini peygamberin resmini yapmayacaksın, çarmıha germiş İsa yapmayacaksın işte çıplak peygamber resimleri yapmayacaksın. Bunun dışında Cennet Cehennem resimleri yapmayacaksın, düşüneceksin, yasak olmayan yollar arayacaksın. Bu, fikir üretmekle geçiyor. Eğitim lazım. 

Temelde ordan başlıyor. 

Temel ama bu temel şimdi bir kişiyle oluşmaz tabii. 

Bir irade lazım hocam. 

Bunun için kitap yazmışım. Bir türlü yayınlanmıyor, basılmıyor kitap. 

İnşallah ben onu da okuyacağım. Faydalanacağım inşallah hocam. Türk resminin tarihine geldiğimizde Türk resmi diyebileceğimiz bir felsefemiz, bir estetik anlayışımız var mı? 

Minyatürlerimiz vardı ama biz minyatür eğitimini terk ettik. Minyatür anlayışını terk edince tamamen Batılı anlayışlara göre manzaralar, bir ara boğaz manzaralar yapmak sanattı.  Şimdi Ziraat Bankasının koleksiyonun televizyonda reklamlarını yapıyor. Bakıyorsun işte. Boğaz manzarası yaptı mı ressam oluyorsun. Bu kadar basit anlaşılmış bu işler. Bir ara empresyonizmin kötü taklitleri yapılmış. Paris’te sergi açmışlar. Bizimkiler rezil olmuşlar. Demişler ki: Bunlar empresyonizmin kötü taklitleri, çirkin şeyler. Bunlarla mı siz sergi açtınız diye dalga geçiyorlar. 

Nasıl bir anlayış hocam empresyonizmin sanatı? 

Batı anlayışındaki empresyonizm izlenimcilik. Tabiat izlenimciliği. Bizimkiler bunu da yanlış anlamış. 

Peki hocam, Abdülhamid 1882 yılında Türk milleti sanatkâr millettir düşüncesiyle bu milletin içinden yeni sanatkârlar yetişmesi için bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinin temelini oluşturan Sanayi-i Nefise Mektebini kuruyor. Mektebin kurucusu ve müdürü ressam, arkeolog ve diplomat sizin de söylediniz gibi Osman Hamdi Bey ile nasıl bir sanat anlayışı ortaya konulmuştur? 

Osman Hamdi’yi Ragıp Paşalar, başka paşalar, Mason paşalar tavsiye ediyor. Osman Hamdi Rum olduğu için Rum kültürünü muhafaza etmek için arkeoloji müzesini kurdu. Kendisi Rumdur aslında. Kendi Rum olduğu için Rum kültürünü muhafaza altına aldı. 

Ragıp Paşalar neden teklif ediyor onu?

Ragıp Paşa mason, başka mason paşalar var. Abdülhamid'in etrafında başka paşalar var. Bir sürü mason paşalar, siyonist paşalar var. Onlar Osman Hamdi’yi tavsiye ediyorlar, başa geçiriliyor. Abdülhamid’in çevresinde adam yok ki onu geçirmiş. O da arkeoloji müzesinin yakınına güzel sanatlar akademisini kuruyor. Önce şimdiki yerde değil. Orda kuruyor. O müzede eski tarihi eserleri vardı. O akademiyi yaktılar. Yaktılar ki o tarihi eserleri yok etmek için. Yanmayanları bir kere daha yaktılar. 

İkinci defa öyle mi? Eyvah ki eyvah!

İki defa. Mesela Kültür Sarayı’nda bir yangın çıktı bir zamanlar. 1971'de. O da dördüncü Murad'ın eserleri, kıyafetleri ve eşyaları da sergileniyordu. Onları yakmak için çıkarttılar aslında o yangını. 

Tarihine bu kadar düşman bir anlayış nasıl olur hocam ya? 

Tarihine düşman bir anlayış şu anda halen mevcut. Bir sürü hain var içimizde. 

Peki hocam, Batı sanat anlayışının gölgesinde bir sanat eğitimi sürecinden kendi estetik anlayışımızla bakan bir sürece Abdülhamid zamanında geçilemez miydi? 

Geçirebilirdi ama akademinin eğitim sistemi Eski Yunan eğitim sistemine göre kuruldu. 

Neden müdahale etmedi Abdülhamid sizce? 

Abdülhamid zaten tahtan indirildi, ondan sonra nasıl müdahale edecek akademiye? İş işten geçti. Abdülhamid tahtan indirilip yetkileri de alındıktan sonra bir yetkisi kalmadı ki!  

Kalsaydı müdahale ederdi, diyorsunuz. 

Bu sefer çıplak eğitim modellerini eğitimle yapılan resimleri hiçbir yerde sergileyemediler ressamlar. Ancak İngiliz Konsolosluğu Rum Ortodoks Kilisesi’nin desteğiyle bir sergi açabildiler. Bu aynı zamanda bugünkü hainlik o zamanda da vardı. Hainler her zaman vardı ve gittikçe çoğalıyor. 

5. bölümün sonu

Yazarın Diğer Yazıları