Murat SERİM

Günümüze kadar yaşayan bir gelenek: KESECİLİK

Murat SERİM

Türk hamamları; arınma, temizlenme ve yıkanmanın yanında bir sosyalleşme mekanları olarak işlev görmüştür. Türk hamam kültürünün yaşayan mekanları tarihi hamamlardır. Selçuklular’dan günümüze kadar Anadolu’da pek çok hamam inşa edilmiş olsa da bunlardan bir kısmı maalesef günümüze kadar ulaşamamıştır. Kayseri’de Selahattin hamamı, Hunat hamamı ve Kadı hamamı varlığını hala devam ettiren tarihi hamamlardandır. Çifte hamam olarak inşa edildiklerinden hem erkek hem de kadın hamamı olarak hizmet vermektedirler. Tarihi süreçte kadın hamamları yıkanma ve temizlenmenin yanında konu komşuların buluştuğu, dedikoduların yapıldığı, havadislerin alındığı, gelin adaylarının beğenildiği, sohbetlerin edildiği, yemekli, hediyeli, bol bahşişli, eğlenceli birer mekanlar olarak hizmet etmiştir. Bu anlamda hamamlar kadınların hayatında sosyalleştikleri mekanlar olmuştur. Hamamlarda müşterilerini yıkayan, temizleyen ve masaj yapan kişiler keseci(tellak)lerdir.               

Yıllardır kesecilik yapan Osmanlı’daki adıyla natırlık yapan namı İstanbul’a kadar yayılan Hunat hamamının bayan kesecisi Dudu abla(Bal) ve bayanlar kısmının sorumlusu Gülşen Hanım’la(Ateş) Türk hamam kültürünü tanıyıp bu renkli dünyaya gireceğiz. 

Hunat hamamının tarihinden bahseder misiniz?

‘’Hunat hamamının tarihi 1238 yılında 1. Alaaddin Keykubat’ın eşi Hunat Hatun tarafından yaptırılmıştır. Ve günümüzde hala bu yapı geliyor.’’ 

Dudu abla bu mesleğe nasıl başladın? Biraz bahseder misin?

‘’Bu mesleğe benim annem burda çalışıyordu. Emekli oldu. Annemin golu gırılmış. Daha önceleri ara ara gelirdim. Bayram temizliklerinde ne gelir, buralarda temizlik ne yapardım, bayram araları ney. Bir gün annemin ayağı gaymış, merdivenden inerken düşmüş, golu kırılmış. Ondan sona on, on beş gün ben geldim. O zaman iyice öğrendim. Ondan sonra annem emekli oldu. Emekli olmadan önce beni istediler. Gel çalış, gel çalış. Yoh, gelemedim. Ben evde halı dohuyordum. Çocuklarım vardı. Annem emekli oldu. İki üç sene bir başkası çalışmış. Sonra annem bize geldi. Dedi ki: ‘Hacı abi!’ dedi, ‘Bizi istiyor.’ dedi. ‘Heral’ dedi. ‘Orda bayanın annesi hastaydı, o mefat etti ki!’ dedi telefonu açtı ‘Bacı gızımı al, hamama gel.’ dedi dedi. İyi, dedim. Annemnen geldik. Bir, üç ay annemnen beraber çalıştıh burda. 

Usta çırak ilişkisi gibi.

‘’Utanıyordum. Gelemiyordum. Çok utanıyordum. Önce yoh çalışmam, hep bana diyorlardı ki: ‘Sigortanı başlatah, çalış.’ Yoh abi, ben çalışmıycam. Yoh abi. Ben üç dört ay böyle sürüktürdüm. Ondan sonra ille çalış dediler. Şeyi de sigortayı da başlattılar. 17 senedir de burdayım. Anam da burdan emekli oldu.’’

Anladım. Ailenizde başka bu mesleği icra eden var mı?

 ‘’Yoh.’’

Peki, çevrenizde bu anlamda anneniz dışında bu mesleği yapmış olan natırlar ya da eğitimini aldığınız size ustalık yapan natırlar bayan keseciler var mıdır? Varsa biraz onlardan bahseder misin?

 ‘’Annem nasıl öğrendi? Kendinden mi öğrendi? Yoh, kimseden şey almadım. Çok zamanda kendi şeyiminen yapmaya çalıştım. Kendi üretiminen yapmaya çalıştım.’’

Peki, bayan kesecilik mesleğinin zorlukları neler?

 ‘’Zorluhları da var. Golların yoruluyor. Memnun etme zorunda galıyon. Onu memnun ediyim müşteri diye. Ondan sonra içeri sıcah. Onun zoru var.’’

Tabi. Aslında yaptığınız iş bir anlamda masörlük gibi yani. Masaj yapıyorsunuz aynı zamanda. Peki, masaj yaparken nelere dikkat ediyorsunuz? 

‘’Masaj yaparkeen çok dikkat etmemiz yerler var. Her yerine göre ayrı masaj yapılır. Her yerine göre ayrı kese yapılır.’’

Günde ortalama kaç kişiye masaj ya da kese yapıyorsunuz daha doğrusu? 

‘’Günde on beş, yirmi de olabilir. Yedi de olabilir. Üç de olabilir. Müşteriye göre yapıyoh.’’

Gülşen Hanım: ’’Yaz sezonlarında biraz daha yoğunluk var. Bu üç ayda daha yoğun oluyoruz.’’

Havaların soğuk olduğunda yani kış aylarında insanların hamama ilgisi daha fazladır diye düşünüyorum. 

Gülşen Hanım: ‘’Hamam kültürünü bilenler zaten vazgeçmezler. On beşte gelirler, haftada gelirler, ayda gelirler. Yani kar kış demezler. Kesin yani hamama gelecekler. O yani hamam kültürünü bilen yaz sezonunda daha da çok işimiz artıyor. On bir de çıktığımız da oluyor. Yeri geliyor saat ona kadar da beklediğimiz oluyor. Bu üç ay daha yoğun oluyoruz.’’

‘’Şimdi Ramazan Bayrama bir hafta on gün gala gündüz o gadar da olmaz da ahşam gelir burda iftarlarını açarlar. On ikiye bire gadara içerdeler. Gurban Bayramında da öyle olurlar. Ahşamları da olur. Yoğunluh oluyor o zaman.’’

Köpük ve kolonya masajları yapıyor musunuz?

Gülşen Hanım: ‘’Kese yapıyoruz. Köpük masajı yapıyoruz. Kolonya masajımız yok. Yağ masajı yapıyoruz tabi ki müşteri istediği zaman. Yağ masajımız oluyor. Onun haricinde yani kolonya masajı falan olmuyor bayanlarda. Erkeklerde oluyor.’’

Bu natırlık, bayan kesecilik mesleğinde tabi ki cilt, kas ve iskelet sistemi bir bütün olarak nelere dikkat ediyorsunuz?

‘’Oynah yerlere dikkat ediliyor. Ne diyim sana gaba şeyli yerlere daha bir değişik oluyor.’’

Gülşen Hanım: ‘’Bel bölgesi, oralar hassas olduğu için yani.’’ 

‘’Ayak topuhları, diz kapaklar, oynah yerlere çok dikkat etmemiz lazım.’’

Kese ve su dökme ritüelleri nasıl? Biraz bundan bahseder misin Dudu abla? Kese yapmanın incelikleri neler? 

Mutlaka ki mesleğin incelikleri vardır. Herkes aynı keseyi yapmıyordur.                            

Gülşen Hanım: ‘’Hele bu pandemi karantina da kimse bu keseyi yapamaz. Hani burda, diyom ya Kayseri’de hamam deyince ilk akla gelen Dudu’dur. Hunat hamamında Dudu’dur.’’

       1.bölümün sonu
 

Yorumlar 6
mb 13 Temmuz 2022 13:58

Murat bey, sağolasınız az bilinen ya da unutulmaya yüz tutumuş meslekler hakkında bizleri aydınlatıyorsunuz.

EngerçekO 13 Temmuz 2022 12:11

Özel ve özgün, güzel bir ropörtaj olmuş. Teşekkürler

Yazarın Diğer Yazıları