Murat SERİM

Günümüz Halı Desenlerinde Ressam İlhami Atalay'ın Yenilikçi Motifleri

Murat SERİM

Değerli dostlar, Ressam İlhami Atalay ile resim sanatı konulu söyleşimize devam ediyoruz. 

Günümüz Halı Desenlerinde Ressam İlhami Atalay'ın Yenilikçi Motifleri

1981’de Isparta Sümerbank Halıcılık Müessesesinde desinatör olarak çalışmaya başladıysanız da aynı yıl sakallı olduğunuz gerekçe gösterilerek görevinize son verildi. Sonraki 2 yıl serbest olarak halı desinatörlüğünü icra ettiniz. Günümüzde Türkiye'de dokunan halıların desenlerinde ne tür emeğiniz var hocam?

Ben, yenilik yapabileceğim diye Isparta'ya gittim. Ben Isparta'ya gitmiyordum ki! Ben, çağdaş tekstil obje üzerine çalışmıştım. Ben de projelerimi orada gerçekleştirebilirim diye devletin desteğiyle oraya gittim. Ama ondan önce Japonya bu tekstil obje üzerinde ihtisas yapmış eleman arıyordu. Japonya hükümeti ile anlaştım. Japonya'ya kaçacağım sıralarda benim mecburi hizmet borcumdan dolayı çıkış yapamadım. Düştüm mü İşletmeler Bakanlığının eline. İşletmeler Bakanlığı beni Karabük’teki Demir Çelik’e tayinimi çıkardı. Bir buçuk ay mücadele ettim. Ben teknik ressam değilim, ben şöyleyim, ben böyleyim derken anlatamadım kendimi. Oradan zor kurtardım. Sonra beni Topkapı Meslek Lisesine tayinimi çıkardılar. Uşak Meslek Lisesine tayinimi çıkardılar. Diyorum ki: Ben teknik ressam değilim. Gittiğim yere, tayinim çıkarıldığı yere diyorum ki: Beni yanlış anladılar,  ben teknik ressam değilim. 

Günümüz Halı Desenlerinde Ressam İlhami Atalay'ın Yenilikçi Motifleri

Ne oldu peki hocam?

Yazıyorlar, buraya yanlış bir eleman gelmiş derken geri alıyorlar beni, bu sefer başka yere gönderiyorlar. Hereke’ye tayinimi çıkardılar. Hereke’ye bir başkasını torpilli olarak getirdiler, benim tayin iptal oldu. En sonunda sinirlendim, evrakları adamın masasına vurdum. Siz dedim sahtekarlık yapıyorsunuz, tayinimi çıkarıyorsunuz arkasından başkasını koyuyorsunuz. Bu kadar alçaklık olmaz, lanet olsun, dedim. Beni ne yaparsanız yapın. 

Bıraktınız mı?

Bıraktım. Aynı anda İzmir'de ve İstanbul'da sergi açtım. Onu tespit ettiler. Bir memur olarak o anda yerinde bulunmamışım. Gitmedim daha, ne yapayım? Yani yerim yok, boşluktayım. Mecburi hizmet borcum var, bir yere tayinim çıkmıyor. Yükseköğretim bilmem nerede tayinim var. Bin türlü dümen dönüyor. O hikayeler uzun, oradan nasıl kurtulduk. Aynı anda sergi açtığım tespit olununca beni müstafi addettiler. Yani maaşımı kestiler, maaşımı alamıyorum. Dedim lanet olsun, almıyorum. Ben resim çalışmalarına devam ettim. 

Halı desenlerindeki ne tür motiflerde emeğiniz var?

Halı desenlerinde emeğim şu: Ben, Isparta'da delilik otundan tut, hanımelinden tut, zambaklardan, aslanağızlarından, kozalaklardan, devedikenlerinden desenler çıkartmak için çalışmalar yaptım. Masamın üzeri botanik bahçesi gibi çalışıyorum. Hatta ayrı bir masa istedim. Beş metre uzun bir masa. O masada çalışıyorum. Desenler çiziyorum. Biri geliyor, bir solcu bir müdür muavini vardı. Gelip benim çalışmalarımı çöpe atıyor. Yahu kızıyorum, bu çalışmalarımı kim çöpe atıyor? Ben yenilik yapmak istiyorum, kendim desen üretmek istiyorum. Ben boşuna mı eğitim almışım.

Sizi istemeyen birisi.

İstemiyor. En sonunda müdüre çıktım dedim ki: Benim çalışmalarımı biri çöpe atıyor. Yahu sen diyor deve dikeninden diyor halı yapmaya kalkıyorsun, adam dikenli halıya ayak basar mı? Kozalaktan halı yapmışsın, böyle bir şey olur mu? Dedim sen ne istiyorsun ya? Ben eskiyi istiyorum, başka yeni bir şey istemiyorum. Eskilerden dedim benim bir sürü Victoria Koleksiyonu’nda bile desenlerim var. Halıcılık üzerinde çalışmışım. Ben de bir sürü şeyler var. Göstereyim dedim hangisini istiyorsun. 

Günümüz Halı Desenlerinde Ressam İlhami Atalay'ın Yenilikçi Motifleri

Siz yenilik istiyorsunuz.

Ben yenilik istiyorum. Biz yenilik istemiyoruz diyor bana, herkesin içinde toplantıda. Yenilik mi? Dedim her şey belli. Bana dedim film parasını verin, ben kendi fotoğraf makinelerimle gideceğim. Kayseri’yi, Konya’yı, İstanbul’u ne varsa bütün eskiyi çekeceğim, sana getireceğim. Hatta Beşiktaş'ın üstündeki seramik atölyesine bile gittim. Oraya çıktım, oradan da desenlerde neler yaptıklarını aldım. Bütün çekimleri yaptım. Konya, Kayseri hepsini topladım. Gönderdim filmleri Japonya’ya, Almanya’ya, İsviçre’ye. Tab ettirdim, getirdim, onlara bir gösteri yaptım. Ha! İşte bu, dediler. Bu çok kolay dedim. Nasıl olacak? Projeksiyon makineleriyle onları duvarda büyüttüm. Delikli seramiklerde nasıl yapılıyor, görmüştüm. Onu böyle deldim. Benim pigment vardı, siyah pigmenti pamukla soydum, altına geçti. Kızlara dedim ki: 50 tane talebe var. Bu çizgileri birleştirin. Al sana eski. Eskiyi yapmak 6 aylık bir çalışma dedim. Sen bana yenilikten bahset. Eski ise bu kadar kolay yani. Bu kadar kolay olur mu? diyor adam. Bu kadar kolay işte. Bunun şimdi tabanını mı yapacaksın, heykelini mi yapacaksın ne yaparsan yap. Yani eski için bu kadar kafa yormaya gerek var mı? Bana yeni ne yapacağım onu söyle. Yeniliklerimi çöpe atıyorsun. 

Sonra o desenleriniz boşa mı gitti?

O yaptığımız desenler gitti. Bir sürü desenler türettik. İran'dan bir katalog ele geçiriyor. Onu yapmak çok kolay. Yani eski bir şeyi yapmak çok kolay, kopyacılık. Yani eski geleneksel sanatta yenilik yapılmıyor. 

Sizin yaptığınız desenler halılara dokundu değil mi?

Dokundu tabii, dokunuyor, bütün milletin evinde var, bu evde aşağıda var benim yaptığım halı desenleri. Ama eski tarzda, lalelerden filan biraz farklılık var ama tamamen yeni bir desen yapamıyorsun. Geleneksel sanatta yenilik olmaz. Geleneksel sanatta böyle bir anlayış var. Geçmişte böyle yapılıyordu, şimdi de böyle yapacağız, gelecekte de böyle yapılacak anlayışı var. Geleneksel sanatta bir donukluk var. Hatta da, tezhipte de, her şeyde bu böyledir, halıcılıkta da böyle. Bunu değiştiremezsin. Geleneksel sanatlar yıllarca öyle devam edecek. Onun için hattatlar yeni bir şey yapamıyor. Tezhipçiler bir şey yapamıyor.

Tezhipte bu yönde çalışmalar var hocam. 

Ne var ya? Değişiklik yok. Hatta bir kapışmamız bile var tezhip bölümü başkanı Çiçek Derman’la, Marmara Eğitim Güzel Sanatlar Bölümünde. 

Faruk Taşkale ve Emel Türkmen tezhip bölümünde bu tarz yeni çalışmalar yapıyorlar hocam.

Ufak yenilikler. Ona ben yenilik demem.

10. bölümün sonu

Yazarın Diğer Yazıları