Değerli dostlar, Küçük Ayasofya’da Hattat Fuat Başar ile hüsn-i hat konulu söyleşimize devam ediyoruz.
Tuğra çektiğiniz devlet başkanları arasında hangileri var hocam?
Malezya'dan tutun da Arabistan kralına kadar.
Japonya var bildiğim kadarıyla.
Japonya yani şu an isimlerini bile unuttum çoğunun. Tuğralarını çektim. Altınla hazırlamış olduğumuz tuğralar oldu. İki binin üzerinde şahsın ismine küçük çapta tuğra çektim.
Bunlar hep yabancı değil mi? Yoksa yurt içi yurt dışı dahil mi?
Yurt içi ve yurt dışı hepsi karışık. Yani o konuda da çok enteresan hatıralar yaşadım.
Bir tanesini buyurur musunuz hocam?
Uzun, pek anlatılacak kısalıkta değil yani.
Kısa olanından bahsetsek hocam. :))
En son kime yazdım? Herhalde bir ilaç firmasının sahibiydi. En son ona yazdım.
Ne oldu?
Aldı, götürdüler, götüren kişi çok memnun oldu. Ben de isteyeceğim kendi adıma bir tuğra, dedi. Bekliyoruz, cevap bekliyoruz. Bir de insan seviniyor. Eskilerin hatıralarına sahip çıkma düşüncesi var. O yönden güzel. Ha, bu sadece şahıs isimlerine mi çekiliyor? Yok. Ayet-i Kerime metinleri, Hadis-i Şerif metinleri tuğra şeklinde resmedilmiş hatta bazı hazreti pir isimleri de tuğra şeklinde. Tuğranın yazısı kendine hastır. Lakin Kazasker Mustafa İzzet Efendi talik yazıyla tuğra çekmiş. Yalnız metin kısmı tuğranın diğer kısımları böyle yan yana bakınca bence biraz sırıtıyor. İlla tuğra yazısıyla olması lazım.
Onun özel yazısı var. Devlet bakanları ve başkanlarından ne tür tepkiler aldınız?
Teşekkürlerin bini bir para da, bazı özel durumlar var. Onlar anlatılır gibi değil.
Hocam, bizimle ölüp gitmesin. Onun için bir tanesini buyurur musunuz?
Yok, kayıtlara girmiş. Anlatamadığım kayıtlara giren vakalar var. Yalnız işte şahıslarda herhangi bir aksilik bir şey yok fakat devlet başkanları olduğunda tahmin ediyorum Osmanlı padişahlarının büyük bir kısmı halife oldukları için ve tuğra onların adına çekildiği için hilafet makamında olmaları hasebiyle yabancı devlet başkanlarına tuğra çektiğimizde hayırlarını görmediler. O kadarını söyleyeyim.
Vefat ediyorlar bilgisi var bende.
Hatta George Bush için, onun için dediler ki: Bu, Körfez'de filan çok can yaktı. Şu adamın bir tuğrasını çek. Çekeyim mi çekeyim mi diye epeycene derin derin düşündüm. George Bush rüyama girdi.
Nasıl bir rüyaydı hocam?
Yani teferruatı epey fazla vaktimiz çok dar olduğu için anlatamıyorum. Benim tuğramı ne zaman çekeceksiniz dedi?
Çekseydiniz hocam. :)
Sonra rüyamda onun hanımını gördüm. Hanımı Müslümanmış. Kapalı, beyaz elbiseler içinde benim bulunduğum oda, odanın zemini yeşil bir halıfleks. George Bush gitti. Odasındaymışım da kadın kucağında çocuğuyla geldi, emzirecekmiş onu. Yav! Elalemin hanımı. Buna bakmam caiz olmaz. Halıfleksi kaldırdım. Altına kıvrılıp yatıp uyuduğumu hatırlıyorum. Ertesi gün uyandım, dedim yok tuğra çekme. Dünyanın gidişatına müdahale etme yetkin yok diye. Aynen bu cümleleri düşündüm.
Peki, şu andaki mevcut dünya küresel durumu düşününce İslam coğrafyasındaki sıkıntıları da görünce kimin tuğrasını çekmek isterdiniz? Çünkü bazen hayra alamet oluyor. Hele hele Filistin ve Gazze savaşı gündemdeyken.
Kimsenin tuğrasını kendi isteğimle çekme yetkim yok. Bana talep gelecek ki olsun. Talep doğrultusunda olur. Tuğrası çekilecek kişi eğer müstehaksa onu manevi yoldan yollarlar. Hiç endişe etmiyorum.
Ben de onu soruyorum. O isimler kimler hocam?
İsim söyleyemeyiz şu anda. Müstehak olan kimse onu tayin edecek Cenab-ı Hak’tır. Bazen Cenab-ı Allah kendi dinine isyan edenleri, ettiği tavsiyeleri tutmayanları bir zalim eliyle cezalandırır. Haccac-ı Zalim de öyledir. Devrin velilerinden birisi gidiyor. Haccac’ın da hürmet gösterdiği birisi. Ya Haccac! Ettiğin zulüm arşa dayandı. Her gün bu kadar kişiyi astırıp kestiriyorsun. Artık yeter! Haccac-ı Zalim eğiliyor buna diyor ki: Bana bak! Ben diyor alemi manada Resulullah'tan emir almadan kelle kestiğimi mi zannediyorsun? Ya!! Görünüş başkadır, işin hakikati başkadır. Manevi yoldan bir tembihat gelirse o zaman başka.
10. bölümün sonu
