Murat SERİM

Dünyayla insanın ilişkisi, kayıkla su gibidir

Murat SERİM

Kartalkaya’da Kampçı Orhan Demiral ile söyleşimize devam ediyoruz.

‘’Sohbetin güzeli kısa olanıdır. Şimdi farklı bir kampa seminere gittim.’’

Kamp hizmetleri, seminerleri vs. veriyor musun abi? Böyle almak isteyenler olsa. ‘Ya biz kamp eğitimi alacağız, kamp yeri kuracağız.

‘’Tabi, tabi. Profesyonel hizmet de veririz. Tam kurulum şeklinde kamp yeri yapıp teslim de edebiliriz. O şekilde de uygulamamız var.’’

Buyurun, devam edin. 

‘’Bahsettiğim Gençlik ve Spor Bakanlığının kampına seminer için davet etmişlerdi. Nerde? Kırşehir Kaman’da Hirfanlı Barajı’nın kenarında Ahi Evren kampı var. Baraj gölünün kenarında. Kamp alanına vardım. Baktım, kimse yok. Öğrenciler şehir gezisine çıkmışlar. Seminerde akşam zaten. Oradaki görevlilere dedim ki: ‘Müdür nerede?’ ‘Müdür dedi, kano çekiyor gölde.’ Birkaç tane lider arkadaş kampta kalmış 7-8 kişi, diğerleri göreve gitmişler. Liderleri de ona sözü var, sizi kanoya bindireceğim diye kamp müdürümüzün. Onları almış, gölde kanoya biniyorlar. Neyse göl kenarına gittim. ‘Hocam gel.’ dedim: ‘Ben gelmem.’ ‘Ya sen de gel.’

Niye?

‘’Ben şartlı gelirim. Ben gelip seninle ders yaparım. ‘Tamam.’ dedi, ‘gel’ dedi: ‘Burada seminer yapacağız. Biz kanoya bindik. Gölün ortasındayız. 7-8 tane lider arkadaş. Onların hepsine düdük çaldı. Hepsi toplandılar. Kanoları birleştirdik. Dedim: ‘Ben seminer yapmadan kanoya bindirmem sizi.’ Sohbet yapacağız burada. İmam Gazali’nin kayık hikayesi var. Dünya diyor, bir kayık gibidir. Kayık da su gibidir. Dünyayla insan ilişkisi. Su diyor, kayığın dışında kaldığı sürece kayığı havada tutar, yüzdürür. Ama diyor, kayığı delip o suyu kayığın içine alırsanız batırırsınız. Bu dünya insanın Hizmetine verilmiştir. Dünyanın sevgisi kalbinize dolmadığı sürece sizi yüceltir. Ama dünya sevgisi kayığı delip kalbinize dolarsa sizi batırır. Orada kano sohbetimiz iki dakika bunu konuştuk. Sohbetin güzel olanı kısa olanıdır. Yalnız o lider arkadaşlarla bahsettiğim 2013. Önceki sene bir yerde karşılaştık bir tanesiyle. Ben tanımadım tabi. ‘Su hâlâ kayığın dışında durmalı değil mi hocam.’ dedi. :)) Onu deyince hemen anladım o olduğunu. Hirfanlı Barajı’nda kano sohbeti yaptığımız arkadaş olduğunu. Hayat paylaşımlardan ibaret güzel dostlar biriktirelim.’’

İnşallah. Sosyal medyayı kullanıyorsunuz. Biraz önce söylediniz. Sizi bulmak isteyenler facebook’tan, instagram’dan, YouTube’dan.

‘’İnstagram’dan @kammçıorhan yazarak mesajla bana ulaşabilirler veya oradan faaliyetlerimiz hakkında haberler alabilirler. Facebook’tan kampçı Orhan Demiralabalık şeklinde Orhan Demiral şeklinde şahsi hesabımızla veya kurumsal hesabı takip edebilirler. Henüz web sayfasını aktif hale getirmedim.’’

Sosyal medya zaten sitelerin daha önüne geçti.

‘’Facebook’tan, İnstagram’dan bulabilirler. Youtube’da da eski hadis sohbetlerimiz vardı üniversitelilerle yaptığımız. Gençler onu kırk bölüm halinde Youtube’a koymuşlar. Kampçılıkla ilgili ben elimden geldiğince kampı seveni severim. Öyle söyleyeyim. Elimden gelen her türlü desteği, yardımı yaparım. Bilgiyi paylaşmak hakikaten çok mühim bir şey. Bildiğimizi paylaşırız çünkü bildiğini yanında götürmek hesabı verilmesi zor bir şey. Bugüne kadar ne bilgi edindiysek onu gençlere paylaşırız. Bizden sonraki bir adım daha ileriye taşıyabilirse boynuz kulağı geçerse çok memnun olacağım.’’

Bizimde şu anda bu sohbetimizin amacı bu. Sizin o değerli birikimlerinizi, bilgilerinizi yani gelecek nesillere ve şu an yaşayan nesillere aktarmak, ulaştırmak. Eğer bir kişinin sıkıntısına çare olmuşsak ne mutlu bize.

‘’Elhamdülillah. Gönlü daralmış bir adama hakikaten ona anahtar olabilecek bir cümle belki bizim ağzımızdan çıkacaktır. Söyleyene değil söyletene bakmak lazım. Allah kime ne söyletecek, ne zaman söyletecek, onu en iyi takdir edendir.’’

Bu arada belki bizi izleyenler merak ediyordur. Bu masanın üzerindeki enstrümanın ismi nedir? diye. 

‘’Üstadım, bu benim ah keşke becerip de çalabilsem dediğim santur.’’ 

Sesini çok beğendim. Birkaç tane şöyle bir çalsanız sesini duymaları açısından. 

‘’Melodi çıkaramam ama en azından sesini duyabilirler. Santur diye internette aratırlarsa çok dingin, dinlendirici tınısı var. Bizim Orta Asya’ya doğru özellikle İran, İran’ın kuzeyi İran Azerileri tarafından yaygın kullanılan çalgı aletlerinden bir tanesi. Santur şekil olarak bizim kemana benziyor. Yaylı bir çalgı ama mızrakla vurularak değil kanun gibi üstten vurularak çalınan bir çalgı.’’

Belki izleyenlerden birisi santur çalmasını biliyordur. Buraya gelince ‘Gideyim de onlara santur çalayım.’ diyebilir. Buyursun gelsin. Öyle diyelim. 

‘’Onu arada söylemedim ama programlı kamplar yaptığım zaman paketin içerisinde İstanbul’da çok sevdiğimiz bir dostumuz var. Youtube’da da bulabilirler Kenan Dağlar. Kenan hediye etti zaten bunu bana. Kenan’ımız sağ olsun programlı bir şekilde geliyor. Öğrenci grupları veya grup kampları yaptığımız zaman akşam ateş başında solist kendisi zaten. Grup Mira’da söylüyor zaten. Burada bir saat iki saat santurla canlı müzik Kenan’ımızla yapıyoruz. Hakikaten müzik de apayrı bir şifa kaynağı.’’

Mekanda soba var. Büyük bir soba, odun sobası. O da ayrı bir renk katmış buraya.

‘’Kışın onun üzerinde ekmek kızartıp üzerinde tereyağı ve balı sürüp çay eşliğinde yemek… bekliyoruz. :))’’

Yani burada doğal olmak isteyen için ne varsa her şey mevcut. Mekanda hakikaten cıvıl cıvıl kuş sesleri. Ormanın içerisinde. Kampçı Orhan, Orhan Bey hakikaten sizi tanımaktan çok memnun oldum. 

‘’Estağfurullah Murat abicim.’’

Sizin tecrübeleriniz, birikimleriniz, bilgi birikiminiz ayrıca bizim için toplumumuz için gelecek nesillerimiz için çok daha değerli olduğunu düşünüyorum. İyi ki varsınız.

‘’Allah razı olsun. Ayaklarınıza sağlık.’’  

İyi ki bu işi yapıyorsunuz. Allah diyor ya: ‘’Siz bana yürüyerek gelin, ben size koşarak gelirim.’ Yani sen yürümeye başlamışsın Rabbim de sana koşarak geliyordur.

‘’Allah razı olsun. İnşallah, Allah sizin zannınız üzere muamele eylesin bizleri. Ben bütün arkadaşlarımıza en başta söylediğimizi bir daha söyleyelim. ‘Doğayla barışık olun, fıtratınızla bağışık olun.’ diye tavsiye ediyorum. Çünkü fıtrata aykırı her şey aslında bizim vereceğimiz hesabı zorlaştırıyor. Yani bu dünyanın bir üstü var bir altı var. Ben maden mühendisiyim. İşim yerin altıyla, onun için uğraşıyorum. :)) Yıllar önce öyle demiştim. ‘Anne ben yer altıyla ilgili çalışıyorum.’ demiştim. Hâlâ ona devam etmeye gayret ediyorum. İnşallah hepimize hayırlı, bereketli, huzurlu, bol oksijenli, bol cıvıklı bir hayat diliyorum. Rabbim utandırmasın.’’

Amin. Çok sağ olun, çok sağ olun.  

Söyleşinin sonu
 

Yazarın Diğer Yazıları