Mehmet KESER

Yolumu kaybettim!

Mehmet KESER

25 Eylül 2012 de kaybettiğimiz büyük usta Neşet Ertaş'ı hem rahmetle anıyorum. Hem de bir şiiri ile giriş yapmak istiyorum.

"İnsanın derdi ne kadar büyük olursa, gülüşü o kadar sıcak olurmuş, o dert güzelleştirirmiş onun yüreğini. öyle derler, bizim buralarda. O derdin büyüklüğü neye göre ölçülür biçilir bilmem ben. Fakat birinin gülüşünün sıcaklığını hissettim mi, anlıyorum ki derdi çok. güzelleşmiş derdiyle"

Geçtiğimiz hafta günübirlik Ankara'ya gidip gelmem gerekiyordu. Giderken de açılışı epey oldu ama bizim için bugüne kısmetmiş Kırşehir-Ankara otobanından gittik.

Biliyorum, bazı dostlar diyecekler ki iki de bir de temcit pilavı gibi otoban ve hızlı tren konusunu çok gündeme getiriyorsun. Ama doğrusu çok zoruma gidiyor. İnsan kendi kendine diyor ki, hem büyükşehirsin hem Anadolu'nun göbeğinde ticaretin merkezisin ama bu şehire başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere birçok üst düzey  bakan ve bürokratlarimız söz vermelerine rağmen maalesef şu ana kadar hiç bir mesafe alınamamıştır. 

Başta belediye başkanlarımız olmak üzere, OSB başkanları, Sanayi ve Ticaret oda başkanları, sizlere soruyorum? Sizler benim gibi ayda yılda bir kez yolunuz düşüp te Ankara ve diğer şehirlerimize gidiyor değilsiniz. Maşallah sizin için Ankara'ya gitmek eskilerin tabiri ile bağ yolu gibidir. Kayseri'den çıkıp Kırşehir otobanına girdikten sonra hiç içiniz sızlamıyor mu? Niye bu otoban Kayseri-Ankara arası olmuyor diye kendinize sormuyormusunuz? 

Artık sizlerden umudumu kestim. Çünkü görmeyen gözlere birşeyleri göstermek çok zordur. 

Benim bir tek umudum vekilimiz Sayın Çopuroğlu'na kaldı.

Hoca Nasrettinin, eşeği kaybolmuş güle oynaya eşeğini aradığını gören bir vatandaş diyor ya, hocam böyle de eşek aranır mı? Hoca diyorki, bir tek umudum karşı tepe kaldı eğer eşeğim o tepenin ardında da yoksa, seyreyleyin bendeki gümbürtüyü!

Ankara'da ki Kayserimiz için çalışmalarını biliyorum ve ben sayın vekilimizin bu konuyu memleket meselesi haline getirip Ulaştırma Bakanımız Sayın Uraloğlu'nun bu konuyu çözene kadar tabir yerindeyse kapısında yatacağından hiç şüphem yoktur.

"Uzayan kol bizden yana"

Onda bir sıkıntı yok ama yanarım da yanarım bunca birikiminizin ve ticari kazanımlarınızın daha düne kadar Kırşehir, Niğde, Yozgat  Nevşehir Sivas gibi şehirlerimizle ticaret kapasitemizin ne kadar büyüdüğümüzü bilen ve gören biri olarak bugün geldiğimiz noktada saydığım şehirlerin adeta bizlere "yar saçların lüle lüle"  şarkısını söylüyor olmaları... Bu şehrin sevdalısı biri olarak zoruma gidiyor arkadaş!
Selam ve dua ile...

Yazarın Diğer Yazıları