Trump ve 15 Temmuz
Mehmet KESER
Bu hafta fincancı katırcılarını ürkütmemek için çaba sarfedeceğimi baştan söylemek istiyorum.
Niye derseniz, birincisi beni tırsıttılarda onun için, ikincisi artık elimde mikrofonda yok ki ökelenip (Öfke) birilerine bişeyler soyleyip en azından bildiklerimi ifade edip, böylelikle sorumluluğumu bir nebze olsun hafifletmiş olayım.
Ama bu demek değildir ki, yazmayalım söylemeyelim, sadece işaret taşları ile yazmak istedim.
Şuradan başlayalım,
Ohhh Trump'a suikast düzenlenmiş ama suikastcı beceriksizin biriymiş!
Pardon bu türkü böyle başlamamalıydı değil mi?
Dünya liderleri ABD eski başkanı Trump'a yapılan suikast girişimini kınayan açıklamalar yapmak için sıraya girdiler. Japonya başbakanı demiş ki; "demokrasilerimizi tehdit eden her türlü şiddete karşıyız."
Şiddet sizin "Demokrasinizi" tehdit ederse o zaman karşısınız değil mi?
Trump denen bu adam! tam bir Siyonizm kölesi ve Yahudi aşığıdır... Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyarak oradaki kan ve gözyaşının çok daha artmasına sebep olmuştur... İsrail'in Gazze'deki katliamına gözünü kırpmadan destek vereceğini açıklayan bir adamdır...
Gazzede 40 bin insanın katledilmesi ne demokasinizi nede insanlığınızı tehdit etmez, ama başından beri herşeyi kurgu olan aslı arası kulağı kopartmadan sıyıran, iki kurşun sizin demokrasinizi tehdit eder!
Ama hadi Cumhuriyetçilerin gözü aydın olsun, attırdığınız kurşun kulağı bulduysa başkanlık böylelikle, çantada keklik oldu. ABD de hep suikastler başkanlara yapılmış, ilk defa başkan olacak adamada yapıldı böylelikle işi şansa bırakmadılar ve ABD de yapılacak seçimlerde Trump böylelikle açık ara yeni başkanı seçilecektir.
Türkiyeˆde bir 15 Temmuz daha geldi, bildiğiniz gibi 15 Temmuzla birlikte yeni bir Bayramımız oldu.
Bir arkadaşım bunu şu sözlerle gündeme taşımış;
"15 Temmuz; hiçi hiçine ölen 253 masumun bayramı değildir. 15 Temmuz, bu tezgahı organize ve koordine edenlerin bayramıdır!"
Acaba öylemi?
Avrupada geçmiş zamanlarda olan önemli siyasi gelişmeleri bir kaç sene geçtikten sonra, dönemin siyasi aktörlerinden bazıları "Ben de yazdım, hatıralarım" gibi başlıklarla kitap yazıp o dönemin gizli kalmış gelişmelerine ışık tutarlar. Bizim ülkemizde bunlar çok zordur, yakın tarih ya kanunla korunarak dokundurtturulmaz yada konuşacak ve yazacak adamda kalbur gibi yürek olması gerekir.
İşte tamda burada
Merhum
Yazıcıoğlu başkanı rahmetle minnetle yadediyorum.
Selam ve dua ile...