Sosyal Medya
Mehmet KESER
Ünlü ilahiyatçı Şaban Ali Düzgün hocam diyorki; 'sosyal medya alanı bilgi değil, dezenformasyon alanıdır.'
Bu gerçeğe rağmen toplumumuzu gerek bu mecradaki, bir iki adına fenomen dedikleri insanların ve de gerekse bir kaç ırkçı siyasetçinin dolduruşu ve söylemleri ile öylesine yönlendirilmeye müsait insan kitlesi var ki tahmin bile edemezsiniz!
Son olarak geçtiğimiz hafta yine bir balon uçurup bunu günlerce algı yapıp işlediler. Neymiş efendim, Ruandadan 66 uçak dolusu insan geliyormuş! Adamlar ayda yılda Türkiye'ye turist olarak bile bu aklı evvellere göre gelemezler! Niye? Türkiyede zaten yeteri kadar yabancı var bunların ne işi var?
Yine bunlara göre, ülkemize Dünyanın her yerinden hokkabazı, hippisi, lgbt'lisi her türlü insan gelebilir ama Müslüman olan gelmesin? Hatırlarsanız, "Suriyeliler niye Ülkemize geliyorlar?" diyenler mavi gözlü sarı saçlı Ukraynalılara karşı çok misafirperver oldular. Demek ki maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmekmiş!
Yine hiç kimse Çanakkale'de bu ülkeyi bugün sevdalandıkları batılılar işgal etmeye kalkıştıklarında canlarını feda etmekten çekinmeyen Müslüman kahramanlar olduklarını bile anlamak veya bilmek istemiyorlar.
Yine Kurtuluş savaşında özellikle Pakistan ve Afganistan gibi Ülkelerin o yiğit cefakar ve fedakar insanlarının özellikle hanım din kardeşlerimizin kollarındaki bileziklerini Turkiye'deki kardeşlerimizin ihtiyaçları var diyerek gönderdikleri herkesçe malumdur.
Dünyada batılı ülkeler artık birbirleri ile sınırlarını açmışken para birimlerini ortak para birimi olarak kullanırken adeta "eller gider Mersin'e, biz gideriz tersine" anlayışını bize kimler empoze etmeye kalktı dersiniz?
Bizler ne ara unuttuk ahde vefayı?
Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir, düsturunu?
Haydi bakalım yeniden köklerimize özlerimize donmeliyiz çok aramayada gerek yok kaybettiklerimiz kaybettiğimiz yerde bizi bekliyor.
Selam ve dua ile...