İsmail ARSLAN

Zikir üzerine

İsmail ARSLAN

Seçenlerden önce seçilmeye talip olanların dikkatine. 

Bu topraklarda hayat daha iyi olsun, adalet, hakkaniyet olsun, insana yakışır bir idare olsun diye, tercih yapanların kısm i azamisi ilkelerden habersiz, sadece oy verdiğine duyduğu itimat ile reyini kullanmaktadır ki size düsen, bu garibanları uyandırmak, sizin de zaaf sahibi beşerler olduğunuzu zihinlerine kazımalarını sağlamak ve insan haklarını önceleyen idarelerin, ancak ilkeler ile kaim olduğunu izah etmektir. Seçilirsin, seçilmezsin sen bu niyet ile yola çıkarsan hiç önemli değil, en kötü ihtimalle aldatmamış olmanın onurunu yaşarsın.
*
Tüm mevzu idare işinde, sadece şudur: Samimiyet ile kendine yapılmasını istemediğini, gayra yapmamak ve kendine müstehak gördüğünden, gayrı mahrum bırakmamak ki geride kalan her tarif ve tasnifleme teferruattan ibarettir.
*
Türkiye'nin Batı bloğunun Ortadoğu planlarını bozabilmesinin en makul yolu, Kuzey ve Güney Kore'yi Pakistan aracılığı ile birleştirmektir.
*
Kim Aptal?

İnsanın, tenkitçisine duyduğu hoşnutsuzluğu çiğliğinin, övgücüsüne rağbeti ise aptallığının eseridir.

Olgunluk, tenkitçi ve övgücüye değil, tenkit ve övgünün içeriğine itibar etmektir.

Övgü isabetli ise, hamd ile övülen hale devam; tenkit isabetli ise hatayı terk ve hali ıslah aslolandır.

At-Arpa

Bir atın ancak yiyeceği arpayı aç gözlü farenin önüne koymak arpayı çürütür, fareyi öldürür.

Lezzet, şerbeti kıvamınca ayarlamaktadır.

Fazla şişen patladığında içi ortalığa saçılır, siperi olmayanın vay haline...
*
Hazreti Muhammed aleyhisselam'ı sevmek ve anmak, onun libası ile libaslanıp, Onun yediklerini yeme ile değil, Onun ahlakı ile ahlaklanma iledir, örnek insana tabi olmak, Onu yere göğe sığdıramamak, Adını her daim anmak ile değil, Onun değer verdiği ilkeleri hayata taşımak iledir.
*
Zikir üzerine bir mülahaza

'Kalpler Allah'ı anmakla huzur bulur' ayeti, sadece kuru bir Allah Allah zikrini vird edinmeyi tavsiye demek asla değildir. Insan, yaşarken envai çeşit halta isteyerek, veya istemeyerek özne olabiliyor. İlişikli olduğu nice hayat sahibine eziyet etmiş ve dolayısıyla haklarına girmis olabiliyor. İşte insan başına gelen bela ve musibetleri de bu bakış ile tefekkür ettiğinde, başına gelen menfi ahval ile, Allah'ın kendisini temizlediğini idrak eder ise, kanaatimce işbu tefekkür ve idrak hakikatli bir anmak ve oturaklı bir zikir olmus oluyor ki, bu anmak, iç huzura ve Rabbinden razılığa, Ona teşekküre vesile oluyor. Yani oturup bir köşeye Allah Allah demek değil, Allah'ın azametini kavrayabilme adına, yaşadıkları ile muhakeme ederek Onu anmak, kalbi mutmain eden ve sonucunda Ondan razı olmayı talim eden zikirdir. Bu anmak dil ile değil, tamamen kalbi idrak iledir ki, dilin kalbe bu anlamda yardımcılığı da asla reddolunamaz. Ancak gaye bu olsa gerektir.

Kanaatimce cami görevlilerinin maaşlarını cemaatten tahsil gibi bir uygulama mevcut Diyanet bütçesini oldukça rahatlatacak ve insanların vicdanları da serinleyecektir. Her cuma toplanan paraların da cemaat nezdinde bir meşruiyeti oluşacaktır böylece. İşte bu öneri dahi bir zikir tarzıdır.
*
Bir İmam Hatip Lisesi mezunu olarak ifade etmem gerekiyor ki bizim zamanımızda bizi, bu okula yönlendirenler, dinini diyanetini bilen, ahlaklı, münevver insanlar buralarda daha iyi yetişir kanaati ile, bizleri buralara teşvik etmişlerdi. İmam olmamız değildi gayeleri. Bugün de aynı saik ile veliler, bu okullara yönlendiriyor evlatlarını. Ancak bir meslek lisesi olaraķ var olması gereken İmam Hatip Liselerine, var oluş gayelerinin çok üstünde bir misyon yüklemenin bir çok probleme sebep olduğu da aşikar. 
Bu okulların ismi değişmeli ve ilahiyat lisesi gibi daha makul bir isimle anılmalı vizyon itibarıyla diye düşünüyorum. Öyle ya neredeyse öğrenci mevcudunun yarısını kız çocuklarının oluşturduğu ve mezunlarının artık onda biri kadarının bile imam hatip olmadığı, vizyonu misyonunu çok aşmış bu okulları, en önce tanımlama sıkıntısından kurtarmak gerekmektedir.
Bu arada diğer liselerin ahlaki olmayan bir eğitim ile meşgul oldukları tarzı saçma algılara da vesile olmayacak tanımlamalar yapılmalı.
Evet, etik eğitimi okullarda felsefe ve mantık dersleri ile birlikte verildiğinde, gençlerimize sağlam temeller hediye etmek mümkündür.

Av. İsmail Arslan

Yazarın Diğer Yazıları