İsmail ARSLAN

Yazılarıma dair

İsmail ARSLAN


Buradan yaptığım paylaşımlar sadece vicdan ve aklımın kabulüdür. Rahatsızlık duyanlardan rahatsız değilim, lakin bundan sebep bendenizden nefret derecesinde hissiyatı bozulacak olanlar olursa, okumamalarını dilerim. Zira fikir farklılığına tahammülsüzlük sebebi ile bir insanın başka bir insana nefreti, fikrimce insanlık suçudur ve hiç kimse için bu suçun vesilesi olmak istemem.
Devlet Teorisi
Önce korktuk komşunun tarlamızdaki üç kuruşluk arpayı çalması ihtimalinden. Enteresanı komşu da korkuyordu bizden; atı vardı, bir de ineği. Korkularımızdan yaşamlarımız çekilmez hale gelince, dedikodusunu yapmaya başladık halimizin. Duydu uyanığın biri haliyle ve zıpladı üstüne kondu korkularımızın. Dedi ki: 'Kim kime saldırırsa canına okurum. Haksızlığa gelemem. Akıllı durun, birbirinizin atına arpasına göz dikmeyin. Fena yaparım.' Ondan, birbirimizden korktuğumuzdan daha fazla korktuk. Arpa ekmeği yaptık, doyurduk onu. Atımızı peşkeş çektik. gezmelerde o vardı. Çoğaldıkça korkumuz, adına saygı dedik ve daha fazlasını verdik. Biz verdikçe, o hakkaniyetle korudu birbirimizden bizi. Biz korundukça birbirimizden, birbirimize veremediklerimizi o aldı bizden.
Bendeniz ne arabuluculuk ne de uzlaştırıcılık tornasına girmedim, düz ve özellikle vergi hukuku alanında uzmanlaşmaya çalışan bir avukatım. Bu devirde bir kişinin, bir alan ile ilgili donanım sahibi olabilmesi için envai çeşit gayrete girmesi gerekiyorken, bırakın mesleğin farklı sahalarında uzmanlaşma gayretlerini, olmadı yan mesleklere sarkma, arabulucu, uzlaştırıcı gibi sıfatları da kartvizitleme eğilimini yanlış buluyorum. Sonra hukuk eğitimi böyle böyle ayağa düşüyor, iki hukuk dersi almış iktisatçı, işletmeciler de kendilerine hukuk sahasında ünvan talep ediyorlar ve bu talep, meslektaşların özellikle bir alana yönelmeme, her mevzudan anlarızcılıklarının yetersizliğe sebebiyet vermesi nedeni ile hükümetçe de makul görülüyor. Buna kendi ayağına sıkmak denilmez de ne denilir.
Bu konuda somut çözüm önerim şudur: Hukuk eğitimi 3 yıl nosyon, 1 yıl alan tercihi odaklı uzmanlaşmaya yönelik kurgulanır ve 1 yıl da uzmanlığa yönelik staj yapılır. Avukat, hakim, savcı, arabulucu, uzlaştırıcı bu şekilde hukukçular arasından belirlenir. Bir alanı seçen o alanda devam eder.
Yarın faraza işler tamamen karışsa ve Türkiye ile ABD sıcak temasa geçse, bunlar hep Erdoğan yüzünden oldu diyerek ABD tarafını tutacak o kadar karışık var ki bu topraklarda. 
Bunlar var iken dışarıda düşman aramak da yersiz. Ülkenin öncelikli meselesi 200 yıldır çığ gibi büyüyen ihaneti çözmek olmalı.
İçkisine, fuhuşuna karışırlar kaygısını öne çıkararak, muhafazakar bir yönetimden ise, ABD ve AB mandasını kabul edeceklerden, ülke temizlemedikçe, her an ihanet söz konusu olabilir zaten ki kimsenin kimsenin içkisine fışkısına karışmadığı da ortada iken üstelik.
Yerli olun, içkinizi ben servis edeceğim, bu kadar yani.
Ege'de Türkiye ile Yunanistan şu an sıcak bir çatışmanın arafesinde. Yunan politikacılar ekonomiyi artık çeviremedikleri için Avrupa himmeti umarak bir hamle yapabilirler, çok uyanık olmak gerekiyor. Buradan adaları da alırız, ne güzel işte senaryosu filan çıkmaz bu arada, bilginize.

Aleyhisselam'ın, Murad ı İlahi'yi hayatına tatbik edebilme de, kültürünün materyalinden gayrını kullanabilme imkanı tabii ki yoktu. Yani o günün insanının yaşam levazımları dini figürler değildir, maksatlar asıldır. Yeme içmeden tutun, temizlik ve tedaviye kadar ve daha ötesi her mevzuda örfü, din telakki edip, maksadı ihmal aymazlığı dinin değil, anlayışı kıt müslümanın ayıbıdır. Kısa yoldan ifade edeyim, Kur'an'da nazil olduğu dönem ve belde insanlarının ıslahına yönelik ayetleri, mekasıt yönünden analiz edip, ilkeler ortaya konulmadan, sadece olay ve olgu odaklı bir kabul söz konusu olur ise, emin olun sizden sonraki nesilde Müslüman kalmayabilir.
Konunun özü İslam açısından sadece şudur: Allah'a hakikatli bir iman ki, bunun kapsamı oldukça geniştir, şirkten arınmış ve gerçekten nokta atış, Allah'a imanı öngören bir inanış ve dosdoğru, iyi insan olmak yani. İslam sadece bu kadardır, geride olan ne varsa örf, adet, gelenek, görenekten ibarettir ve bu netlikte dini, asla sunumlayan göremezsiniz. Sebebi dinden geçinenlerdir aslında. Zorlaştırdıkça, onların kapılarını aşındıranlar çoğalacağı için, hepsi ittifak halinde mevzuyu kabartmadalardır.
Yazımızda kışımızı yaşamak bize özgüdür ve yaşayamadığımız yaşamların öcünü yaşayanları kanatarak almak da öylece...
 

Yazarın Diğer Yazıları