İsmail ARSLAN

Unutmamak dileği ile

İsmail ARSLAN

Eskilerden Kayseri'den unutamadığım yaşanmışlıklar: 1976 yılı (6 yaşındayım) rahmetli dedem ile sabah namazından sonra Barbaros camisinden eve dönerken kurşunlanmamız. Allah korudu isabet etmedi kurşunlar.
Bir zaman sonra Sarı Camiiden dönerker bir ihtiyarı çevirip Allah hangimiz diye soran üç zibidi...
80 ihtilâli öncesi gözümün önünde vurulan ülkü derneğinden çıkan orta yaşta biri...
Ülkede böyle dönemler yaşandığını bilmeyen ve unutanlar için özellikle paylaşmak istedim.
--
Bu aralar engellilerin üye oldukları sanal plaktformlarda konuşular konuların kahır ekseri şunlar: 'Ne zaman maaşım kesilecek kaygım ne zaman bitecek, kontrol muayenesinde oranım düşerse maaşımı keserler mi?' Türkiye'de hiçbir iktidar döneminde engelli bireyler bu kadar tedirgin edilmemişlerdi. Bir türlü rayına oturtulamayan engellilik kriterleri ve raporlama mantığı sebebiyle yaşatılan problemlere siyasilerin kulakları tıkalı olsa da, bendeniz çözümü yazayım yine de: Engellilik kriterleri, her bir alan için ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Maaş alma kriteri ile vergi bağışıklığından faydalanarak araç alma kriteri aynı rapor oranlaması ile belirlenmemeli. Gerçek durum doğru tespitlerle ortaya konulmalı ve reel durum ne ise, onunla orantılı uygulama ortaya konulmalıdır. Engelli birey vardır, tek başına hayatını idame edemez, engelli birey vardır çalışabilir durumdadır, ikisine de % şu kadar engeli var tarzı bir tespitleme mantığı ile raporlama yapılmaktadır ki bu yanlış ve hatalıdır. Misallendirmek gerekirse, araç kullanamaz durumda olmasına rağmen, sırf o oran kağıtta yazılı rakama tekabül etmiyor diye vergi bağışıklığından yararlanamayan binlerce engelli var. Suistimaller bahane edilerek, hayatları zaten zor olan engellilere yeni problemler ihdas edilmemeli, suistimalin kaynağı olan liyakatsız atamalar, görevlendirmeler engellenmeli, ayakları yere basan düzgün bir mevzuat oluşturulmalıdır.
--
Devlet vergi kaçıranları ihbar edenleri ödüllendiriyor ya, bu uygulamaya kıyas ile, haksız vergi alınmasını engelleyenlere de ödül değil de, hak ettikleri ve mahkeme kararı ile hükmolunan avukatlık ücretlerini, lafı dolandırmadan, ödenek yok mazeretleri ileri sürmeden ödese ne güzel olurdu desem ayıp olmaz umarım.
--
Karayılan 'Menzil şeyhi olmasaydı Güneydoğu'yu çoktan almıştık' demiş diye gezen haber üzerine bir değerlendirme: 'Hazreti Hüseyin'in evlatlarından biri Kürtlerden evlenmiş ve onun neslinden seyyidler Kürtler arasında çok' tespiti ile bağlantılı işler bu işler. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da mehdiyyun hareketine en uygun yerler tarikatlardır ve bu lafı söyledi ise Karayılan, atayacağı mehdi vasıtası ile bölgeyi karıştırmayı planlayan Amerika söyletmiştir bu lafı. Hazreti Peygamber'e duyulan muhabbeti, emeli için kullanacaktır. PKK ve benzeri yapılarla başarılı olamayacaklarını gördüler, en sağlam yerden giriş yapacaklar. Umarım Menzil dahil tüm tarikatlar bu işten uzak olur, ama son son böyle bir levazımı da kullanmamazlık etmez tabii ki gavur.
 

Yazarın Diğer Yazıları