İsmail ARSLAN

Neden olmuyor?

İsmail ARSLAN

 
Niçin sevilmiyorlar?
Müslümanların evlerinde olan mobilya Firavunların saraylarında bile yoktu. Bu değil diyeceğim. Diyeceğim o ki:
 
Kitaptaki iman, imkan devşirmek değil ağız tadı ikramından ibaret olmasına rağmen, tadı tuzu yerinde, yaşamından razı müslüman neredeyse yok denecek kadar az.
 
Kendinden, hayatından razı olmayan birinden Allah razı olacak sanıldı ve yanlış ata oynandı.
 
Lafta kalan her söylem, özü kuruttu. İslamı kurtarma dillerde pelesenk oldu, İslam ile kurtulma tarafına hiç yanaşılmadı.
 
Göz ayrı, dil ayrı, kalp ayrı, kafa ayrı iman ederse olacağı işte sadece bu.
 
Sevilmeyecek ve olmayacaksın.
--
İslam, Ortaçağa diri diri nasıl gömüldü?
 
"Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin?"
 
Peygamberimizin İslam ile insanlık alemine doğmadan önce de var olan meziyetlerini, kılığını kıyafetini din diye sunmak ve İslamın onun ve onunla gelene inananların yaşamlarına kattıklarını, terkleri, kabulleri kaale almamak, alır görünüp uygulamamak dini, İslamdan daha hızlı yayılmıştır.
--

Bir vaiz çıksa ve sadece şunları deseydi, hoş olurdu:
 
Allah, Allah'tır.
 
Allah ile aldatanların, dini, emeline katık yapanların dolduruşuna gelip, öfke nedeni ile Allah ile aranı bozma...
 
Allah vardır ve Onun rızasına uygun bir hayat için sağına soluna insanüstü rehberler doldurmaya ihtiyacın yoktur. Sadece vicdanını dinle ve kendine dahi izah edemeyeceğin haltlardan uzak dur kafidir.
 
Biri sana "Allah adı ve rızası" ile geldiğinde, önce bir muamelesine bak. Senden bir beklentisi var ise popişine tekmeyi bas. İslamı kurtarmaya çalışanlardan vebadan kaçar gibi uzak dur. Sen İslam ile kurtulmaya bak."
 
Gözlerim ufukta bu vaizi bekliyorum diyemem, zira hiç ihtiyacım yok onun sözlerine, lakin ihtiyacı olanlar da hiç az değil...
--
Birlikte yaşlanmayı düşündüğüne tav teknikleri uygulamamalısın evlat. Neysen ve ne ise o kadar, eksiği olabilir; ama fazlası değil. 
 
Her meziyetin olmadığı halde bir hesap ile doğal halinmişcesine sergilediğin edayı yemesi, yer görünmesi; işin ilerisinde senin onu basit ve değersiz görmene neden olacağı gibi, onu da senin bu ters köşe aşağılamana karşı bir yerlerde acısını çıkaracağı ortamı kollama operatörü yapacaktır.
--
Evren, Kayseriye gelmişti. Tüm okulumuzu karşılama için eski terminal önüne sıraya dizmişlerdi. Bendeniz sıradan çıkıp Sivas yolu üzerinden alt geçide doğru giderken, konvoyu geldi ve Evren sağı solu selamlayarak tam önümden geçerken arabası yavaşladı, bana seslendi, nereye gidiyorsun dedi. Eve gidiyorum dedim. Baktı baktı ve bir şey diyemedi. Arabası yola devam etti. Bekledi ki koşacağım eline kapaklanacağım. Bendenizse çantamı sallaya sallaya oralı olmadan yoluma devam etmiştim. Allah o gün beni aziz kıldı, insallah zamane gençlerimizde de mevkiye makama künde atmayanlar çoğalır.
--
Onda olmayan sıfat ve vasıfları, sırf bir ihtiyaçtan ona giydirdiğin bir gün kendi olarak gözüne göründüğünde kaç milyon hücren aynı anda ölüyor, biliyor musun?
Baktığınca değil gördüğünce kabullenmeli. Az olsun öz olsun senin olsun. Zamanı gelince de akışına bırakmak lazım, kasıp durmamalı ki kasılıp kalınmasın.
Hiç bir şeyimiz değerli değil, değer vermedikten sonra biz ve insan kendini zavallılaştırdıkça değer kazanmaya çalışan bir varlık. Bir beklentisi var: Ona değer gördüğü kişiler ’iyisin’ , ’hoşsun’ desin. Bilse, değer gördükleri de aynı tezgahın yan dokumaları, belki kendi zavallılılığını onların aynasında seyreder.
Sen iyiysen iyisin. Senin iyi olma ölçütün falan olmamalı. Falan kendini iyi hissetmek için sana iyi hissettirendir. Sen kötü olamazsın. Sana kötü diyenler kendi iyilikleri için seninle çelik çomak oynayanlardır. Şimdi bırak şu ideal insan ayaklarını da olduğun insan olarak yaşamdan ne koparabiliyorsun ona bak.
Sanal sermaye gaz gibidir. Bir pohpoh ile gelen bir fıs ile çıkar. Bakide sen sana kalırsın. Bencillik bir ölçüde iyidir. Kendini iyi hissetmen için onu sanallaştırmamalısın. Olmadığın kadar iyi hissettiren senden çarpan gaspçıdır, olduğundan kötü hissettiren de öylece...
Kim sana sen olarak muamele ediyor, ona bak derim; ama öylesi de tatsız tutsuz yemek gibi değil mi? İlgini çekmiyor. Çünkü formatın civarınca. Civarda ne gördüysen onu talep ediyorsun. İşte bu nedenle sürü sürü doğup yığın yığın gömülüyor zamane insanı. Bir farkın olsun istiyorsan kendini fark et, yeter.
 
 

Yazarın Diğer Yazıları