İsmail ARSLAN

Neden bitmiyor

İsmail ARSLAN

Sıkı bir filyasyon şart. Görülen o ki aslında virüs dar bir kitlede çift kale maç yapmada şu an ve tüm toplumu, sıkı takip yapılmamakla diken üstünde tutmak, sanki özel bir tercihleme gibi görülüyor.
1000 vaka tespiti, esasen sıkı takiple 2 3 000 vaka tespitine çıkartılarak, bu kitle toplumdan izole edilse, 2 hafta sonra, günlük vaka tespiti 500ün altını rahat görecek ve sistem böyle işlese, sıkı filyasyon uygulaması ile, yurda girişler de sağlam denetim altında olursa, tüm yurtta bu illetten tamamen kurtulma ile sonuçlanacak. Lakin dün Ayasofya’nın müze olmasının zorladığı şartların benzeri şartlar da, günün idaresine zorlanıyor olabilir mi demeden de geçemiyorum. Aşıyı piyasaya süreceklerin hesaplarına göre hareket etme zorunluluğu hiç de absürt gelmiyor bendenize.  
--
Bu dünyada en büyük vurgunları umumen 'bu dünya kimseye kalmaz' söylemini dillerinden hiç düşürmeyenler yapmışlardır, bundan ötürü ilkeye inanıyorum, insana değil. Mailis Nalars
--
Konu bir aile, klik, cemaat veya yapının herkese ait olanı, kendi hevasına tahsisinden rahatsızlık duyma konusu ise, rahatsız olmayanlarda sorun vardır, asla olanlarda değil. Mailis Nalars Sarpust Yazıtları MÖ 3421
--
Kainatın işlerini görmeye Allah'ın Kudreti kafidir. O dilediğinde, ol demesi kafi olandır. Benim gavsım kainatın işlerini çekip çevirir gibi sapkın bir şirke bulaşarak cennet ummak ahmaklıktır. Bunu ifade edene düşmanlık beslemek ve efendisinin esasen sadece bir insan olduğunu, insanın da nefis sahibi olduğunu söyleyeni itibarsızlaştırma hamakatına girmek de şapşallıktır.
--
Ebrehe, Kabe'yi yıkmak için ordusu ile Mekke önüne vardığında, Kureyşliler, Abdulmuttalib'e dediler ki: Sen olgun, karizmatik ve sözü etkili bir insansın. Şuna söyle Kabe'ye saldırmasın.
Mevzu şu: Kabe, o devirde de bir cazibe merkezi ve Kabe'nin varlığını ticari ve siyasi rant için kullananlar, ona zarar gelmesini istemiyorlar. Ayrıca tüm Arabistan'ın faiz işleri de Mekke'de dönüyor.
Abdulmuttalib, Ebrehe'ye gitti ve dedi ki: Benim 100 tane devem var, develerime dokunmaman için ricaya geldim.
Ebrehe, şaşırdı ve: Sen buraya Kabe için eman dilemeye gelmedin mi? dedi.
Abdulmuttalib: Hayır, ne münasebet! Bana ne Kabe'den. Kabe, Allah'ındır; onu koruyacak olan Odur. Develer ise benimdir ve tabii ki ben onlar için geldim.
Bu kıssa tüm tefsirlerde üç aşağı beş yukarı aynı formattadır ve Kur'an'da Kureyş suresinde ise, Allah'ın, Ebrehe'nin ordusunu darmadağın ettiği anlatılır.
Diyeceğim o ki:
Kim ki mukaddesat, din, diyanet savunuculuğu yaparken zenginliyor, dünyevi anlamda gürbüzleşiyor, yani girişimciliğini inancı üstüne kurguluyor ise bu kıssayı bilenlerin suratlarının ekşimemesi mümkün değildir.

Yazarın Diğer Yazıları