İsmail ARSLAN

Muhakeme yoksa insan da yoktur

İsmail ARSLAN

Geçen yapılan hakim savcılık sınavında umarım, adalet duygusu yüksek, hukuk nosyonu sahibi, vicdanından gayrına eyvallahı olmayanlar başarılı olmuşlardır. Aksi durum yargı sistematiğimiz için ciddi kayıptır.
--
Hap sağlık bilgisi
Vücutta muhtelif bölgelerde görülen sivilcemsi arızalar, alerjik değilse, umumen karaciğer ve bağırsak rahatsızlıkları kökenlidir. Krem mrem kortizon kullanımları baskılar, ama çözmez. İçeriyi temizlemek, tedavi şarttır.
--
Türkiye'de iktidarlar şimdiye kadar ya İngiliz ya da Amerika güdümlü olmuştur, bunun envai çeşit sebebi var ve bu tahakkümden kurtulabilme adına daha çok yolu var ülkemin. Umarım 3 5 nesil sonra milli bir idare ile muhatap olur sistemimiz.
--
Kangren olmuş uzvu okşayan mı, kesen mi merhametli sorusuna düşünerek cevap verenin beyni kangren olmuştur. Kalbi ile nereye kadar? 'Sevdiğim' dediğinde görmeyi ummadığın bir şeyi gördüğünde; ya da onda beklentini bulamadığında sen ondan uzaktaysan eğer, o diye bir şey yok demektir. Seni gidi kendiniseverkendiniöper seni. Kendi dünyasını imar etmeye bakmalı insan, yan komşunun dünyasına sarkmadan. Merak turşusu kırmızı salça kıvamında zehirdir, albenisi fena değildir; ama talepkarı tadına bakınca onu soldurur, yaşama küstürür. Birinin seninle bir paylaşımı olmayacak diye başkalarıyla olan paylaşımını engellemeye çalışman, seni çamur kardeşliğine sürükler. Çamur sıvazlarken yumuşaktır, donunca o an neyse o. Gerisi yok olur yüzünde olanların.
--
Kafaya taktığını aldığında kafandan çıkıyor mu? Bu araba, iş, karşı cins; fark etmez, aldığında, sende almadan önceki değerinde kalamıyorsa o, bu senin şişirme, üfürme, indirme, bindirme seanslarının türevi kesinlikle. Tatminsize dengesiz biçimde zarar verici bir virüs gibi etki ettiğinde ettiği, etmediğine de sokulması kaçınılmaz oluyor. Yanan canlardan canı yanmayanın yangınından korunmak çok zordur. Bu nedenle, yangını gördüğünde yüzünü koru. Herkes gider bir sen kalırsın geride Yaşamının jokeyi olmak peşindesin; ama yaşam senin sırtında dört nala sonuna koşuyor. Falanınkini beğenmeyen sen, filan için benzer perspektifte paçavra etmezsin. Ya kendine yaşa, bin sırtına. yaşamının; ya da yaşlanacağın günlerde hayal kırıklığı yap-bozunun boz faslında çürümeye başlamayı unut. Çünkü şu an bile çürüğünün kokusu burun kemiklerini sızlatıyor. Yaşlanınca senden olsa olsa asma kütüğü olur. İnsanın mutluluğuna mani olma adına kendine yaptıklarını, kimse ona yapamaz. Yaşam içinde mutluluk için kullanabileceği nice ortam ve imkanları elleriyle yok eder insan. Gülümseyebileceği bir anda surat yapmak. Verebileceği bir şeyi vermemek. Alabileceğini almamak. Kasılmak, kanırtmak, acıtmak, acımak. Kabul edeceğini reddetmek gibi zıtlıklarla yaşamı kendine zorlaştırırken üstüne üstlük bunlardan dolayı üzülmek ve kösüm kösüm köşesinde büzülmek de insana mahsustur. Aldanmayı. Aldatmayı. Akılsızlığı. Mutsuzluğu. Huzursuzluğu göre göre, bile bile kabul edebilen tek varlık insan... Aldanarak, aklı ermeme biçiminde hata etme ile değil; bilerek, azmen ve olumsuza varlığını zorlayarak bir tercih beyanı... Bu neden böyle olur? İnsan, fiilinin sıfatımsı tanrısıdır. Var'ını yok etmesinin kısa devresidir bunlar. Böylesi anlarda bir küçük teşebbüs büyük kayıplara neden olduğunda 'sana ne, bu benim hayatım' triplerindeki, bir süre sonra civarına gelmeyenlerin öcünü hem onlardan hem de kendinden alır. 'Gidin başımdan' diyen aslında 'var gücünüzle gelin' demek istediğini sessizce haykırır; ama diğeri de aynı kulvarın aksağı ve sağırı haline gelmiştir. Bir nefeslik kendine sus payı vermesi gereken bir anda, bütün nefesiyle kustuğu zaman istemediği çok şey olur ve ceremesini çekmekte de başarılı değildir insan. Bunalır ve bulantısı çoğalır. Neden insan, olmak ve yapmak istediğini ile tenakuza düşer? Bir var oluş sorunudur bu. Var olmaya kafa erdirememe alakalıdır. Zehirlemek kendine yaşamı. Üç vakitlik hayatın bulanıklığına pipet sallamak... Kısaca mutsuzluğun özünde irade ve fiil ehliyetinin çarçuru vardır ve harflerin işe yaramadığı alanlarda sabır ve tahammül sahipleri, kararlılık ve denge ile yol alır. Sakin kalmak, hastalığı fark etmek ve gerekeni yeterli dozlarla verebilmek... Terse yatacağını fark ettiğinde düze yapışmak ve kıpırdamamak... Erdemli mutluluk, dananın kuyruğunda; ama ya dananın kuyruğu yoksa!? Senaryosunda kendine sokak kalabalığı figüranlığı yazarken. Canı sıkılınca birden bir dev olmak isterse yazar. O devleştikçe cüceleşeceklerini unutmamalı kalabalıkların ve yalnızlığın turşusunu kurmak hiç de hoşa gider bir şey değildir. Olsa olsa yazarını gerer senaryo ve kalıbından çıkamamak boğdurur cücelerin ellerinde onu.
--
Esad ne kadar canavarca halkına karşı hainlik içerisinde ise, ondan geri kalmamak üzere, fikrince olmayanların kanlarını, mallarını, ırzlarını kendilerine helal sayan selefi bozuntuları da şerefsiz ve haindirler. Kendilerini kurtarmak için şehirlere sızıp, en görünüründen İdlip gibi bir şehirde her gün bombalarla, nice masumun ölmesine sebep olan bu alçakların, göç bahanesi ile ülkeme gelmelerine izin verilmesi de kabul edilemez bir ihanet olacaktır. Ne yapılması gerekiyor? Göç yoluna düşenlerin Suriye içerisinde kalmaları, sınırı geçmelerinin önlenmesi için tedbirler alınmalı. Suriye'de kanı çoğaltan ve başarısız olan Davutoğlu mirası politikalardan hemen vazgeçilmeli ve meşru bir yönetim zemini için gerekenler yapılmalı. Bunun için ilk adım, Suriye'nin dünyaca tanınan idaresi ile bağlantı kurulması ve gerekiyorsa muhaliflere, Türk askerinin kontrolündeki alanların yönetiminin bırakılarak, hızlıce düzen kurulması için gayret sarfedilmeli ve göçmenlerin ülkelerine dönüş süreçleri hızlandırılmalıdır. Madem sınırları kabul ettiğini dünyaya deklare ettin, tek yapabileceğin, uyumlu çalışabileceğin bir idare kurgusudur.
--
Üniversite talebesi kızı, emeli için burs murs vaadleri ile kandırarak bir otel odasına atmadan önce imam nikahı kıydıran, şu Yahudilerin cumartesi yasağını kırmak için çevirdikleri dümendeki ameli işleyenden farksız, şerefsiz bir münafık olması gerekmez mı?
--
Özellikle muhafazakar bilinen stk faaliyetlerinin siyaset ile ilgili meyilleri bendenizi ziyadesi ile kaygılandırıyor. İdarenin, ülkeyi yönetme sevdasını önceleyen bu yapıların referesini kadro için iman şartı kıvamında görmesi de, fetövari zihniyetleri kesinlikle iştahlandırmaktadır kanımca. Devlet kapısından içeri adım atarken mensubiyetini dışarıda bırakamayan herkes potansiyel haindir, ya cemiyeti, cemaatinin menfaatleri için konumunu kullanacaktır, ya da kullandırtılacaktır, bu kadar net. Çok acil şekilde siyasi etik yasasının hayata geçmesini sağlamak gerekmektedir bu gün. Siyaset ile heves tatminine mani olunmaz ise bu millet sömürülmekten kurtulamayacaktır.
--
Birleşik Krallığının idarecileri ile ABD'nin idarecileri arasında oynanan oyunda top edilmez umarım ülkem. Dün Suriye'de iç savaş çıkartıp üç kuruşluk emelleri için ülkemi muhaliflerin yanında konuşlandıran ve sayısız ölüme, sefalete, göçe insanları mecbur bırakanlar, yarın da Libya'daki karmaşanın kucağına yine ülkemi iteliyorlar. Amerikan deniz savaş aygıtlarının Karadeniz'e rahat geçebilmesi için yaptıracakları kanalın civarı da İngiliz tebası Araplara ve liman işletmeleri de Çinlilere verilerek bir denge kurduruyorlar olmasın inşallah. Allah sonumuzu hayr eylesin.
 

Yazarın Diğer Yazıları