İsmail ARSLAN

İyilik yap ve görünme

İsmail ARSLAN

Şu bakkallardan veresiye defterlerini kapatan isimsiz kahramanlardan Allah razı olsun. İyilik yap ve görünme ilkesini hayata geçiren bu insanlar, en sahih kayıt tutanın hıfz u emanındalar. Bakkal veresiyesi modern insanın unuttuğu bir yöntem. Hiper süper markete gidemeyen hakiki fukaraya ancak ve sadece semtinin bakkalı, parasını sonra ödeyeceği kabulü ile, mal verir ve işte cebinde parası olmayan ve kart mart bilmeyen bu hakiki fakire, dokunabilmenin kontrol istemeyen orijinal metodu da, veresiye borçlarını kapatmak iledir. Bu tarz, Batı işi olamaz, zira Batı, suistimal eder bir şekilde, bu iş, Şark kültürü mahsulüdür. Bize lazım olan ise esasta bir tezat gibi görülse de fakire değil, fakirliği ortadan kaldırmaya hizmet eden projeler geliştirmektir.
--
Bu 'yeni normale alışın, bundan sonra böyle' söylemini reddediyorum. Tamam bir vakte kadar, bu illet sonlanan kadar, tedbirli yaşamak makul ve makbul, lakin bu yaşam tarzını süreğenleştirmeye dair her algı, kesinlikle ardniyetli bir projeye meşruiyet için bir çalışmanın ürünü olabilir. Yeni dünya düzeni 'eve gir denilince sokakların boşaldığı, çalış denilince çalışıldığı, öl denilince ölündüğü' bir düzen olmasa gerektir, ya da tam olarak bu mudur yoksa?
--
Vaka takip sistemi ile test olayı bu aşama itibarıyla artık yeterli görülmemeli ve yaygın, rastgele test mantığına geçilmelidir. Aksi durumda virüsün yayılımı analizi gerçekçi olmayacak ve belki yıllarca vaka üstüne vaka takibi yapılması ve dolayısıyla kısıtlama ve yasak üstüne yasak mecburiyeti hasıl olacaktır. Test kiti yerli üretilebiliyor madem, insanları sürekli tedirginliğe mahkum etmek ve ortamı sosyal deney havasında tutmak yanlıştır.
--
Bendeniz Anadolu Ün. Açık Öğretim muhasebe ve vergi uygulamaları önlisans programını neden okudum, sizlerle paylaşmak istedim. 1988 senesinde kazanıp okuyamadım Ankara Ün. Hukuk Fakültesine 2010 yılında af ile dönüş yaptım ki 40 yaşındaydım. 2014 senesinde sağ tarafımdan kısmi felç geçirdim ve mezuniyetim için girmem gereken son sınavıma felçli bir halde, tekerlekli sandalye ile girdim ve sağ el ile yazamadığım için asistan hoca yardımı ile, (ben söyledim, o yazdı) sınavı verdim ve mezun oldum. Hemen arkasından avukatlık stajıma başladım ve ihtisaslaşmaya olan inancım ile idari yargı ve daha özelinde vergi hukuku alanında avukat olarak çalışmaya başladım. Tercih ettiğim hukuk alanında, muhasebe ve Vergi uygulamasının en azından temel gereksinimlerine vakıf olabilmek için, sınavsız ikinci üniversite hakkımı kullanarak Anadolu açık öğretimin bu bölümünü de okuyup mezun oldum ki her sınava gidip gelmem büyük sıkıntılara sebebiyet verse ve her sınavda asistan hoca yardımı almam gerekse de hiç gam etmedim. Madem yaşıyoruz her anını en anlamlı biçimde yaşamak isabet olur diye düşünüyorum. En anlamlı yaşama tarzı da itikadımca iyi insan olmak ve bu uğurda ne yapıyor isek, en iyisini yapmaya kudreti sarf etmek iledir.
İmkanım yok demeyelim, imkanları değerlendirelim.

 

Yazarın Diğer Yazıları