Hazreti Muhammed aleyhisselam, aynı hazreti Musa ve İsalar gibi, Allah'ın evrensel mesajını, içinde doğup büyüdüğü, evlenip yuva kurduğu, örfüne göre hayat sürdüğü kültür içinde ve ama tüm insanlığa talim etmiştir. Aleyhisselam'ın yaşadıği kültür ile Allah'ın evrensel mesajını karıştırmadan, hazreti Adem Aleyhisselam'dan Ona kadar gelen tüm Peygamberlerin ortak talimi olan dini, yani İslamı duru bir şekilde ortaya koyma istidadı, esasen tüm müslümanların beka meselesi olmalıdır. Aksi durumda ortada din kalmaz, bir kültürün dini kullanarak palazlanması hikayesi baki kalır payımıza. Nitekim Aleyhisselam'ın can parçası torununu ve ailesini, Kerbela'da katlederek o kültür, davasının Peygamber'in davası olmadığını tüm kainata deklere etmişken, Akletmez misiniz diyenin kulları, örfle dini ayrıştıracak kadar da olsa bir zeka pırıltısı gösterebilmelidir.
*
Ümeyyeoğulları ile Haşimoğulları arasında eski bir kan davası vardı. Hazreti Muhammed aleyhisselam, Haşimoğullarındandı ve Ümeyyeoğulları, Allah, bir peygamber göndermiş olsa idi, biz, bu işe daha müstahak olduğumuz için, o Peygamber bizden olurdu kanaatlerini her ortamda dillendirmişlerdi. Malum sonra Bedir savaşı oldu, Ümeyyeoğullarının uluları öldürüldü orada ve Kerbela'da, hazreti Hüseyin'i öldürenler (Bedir'in intikamını aldık) demişlerdi. İşte bu deyiş ile, tam da orada, Kerbela'da, Aleyhisselam'ın dinini çöle gömerek, kendi anlayışlarını (Arapçılığı) İslam sıfatı ile pazarlamaya ve hatta bunun için hadisleri bile kullanmaya başladılar.
Bunlara itiraz edenleri itibarsızlaştırarak egemenliklerini perçinlediler. İslam'ın hazreti Adem'den son Peygambere kadar getirdiği ilkesel duruştansa, anane ve kültürlerini, din budur diye sunumladılar ki bugün dahi İslam'ı Ümeyyeoğulları'nın sunduğunca bilen ve dine böyle inanan sayısız insan vardır.
Halbuki İslam çok net ilke ve mesajları olan bir dindir ve bir kültürün yaşama tarzı değil, ilkesel bir kabulün ifadesidir.
*
Allah, falana, filana, şu şu dediği ve yaptıklarından dolayı rahmet etmez diyen bir kitle var ki, aynı Allah, bunların çoğuna göre, şeyhlerinin koyun cebinde Sırattan geçmelerine izin verecektir. Kimse kimsenin içini, niyetini, tevbe etti mi etmedi mi, bilemez, ama Allah'tan gayrına dayananın akıbetini Allah bildirir.
Rahmetli dedemin yaşadığı dönemden en çok hatırladıklarım dahi, geldiğim yaşta, eh işte belki, ayda yılda bir, en fazla zihnime, kalbime düşüyor ki ey İsmail! Sen de 2 3 nesil sonra hatırlanmayacaksın bile madem, onu bunu razı etmeye değil, sadece Allah'ı razı etmeye gayretli ol. Böyle yap ki O, senden razı gelirse, tüm mahlukat sana karşı dursa, bir kaybın olmaz ve O, senden razı değilken, herkes, senden yana olsa bir kazancın da yoktur.