Üzerine alan suç duyurusunda bulunsun!
Gazze’de bir baba "bize su ekmek lazım değil, bombardımanı durdurun, çocuklar ölüyor" diyor. Bu çocukları öldürenler ve katliama rıza gösteren, tepki vermeyen, sessiz kalanların alayı insanlıktan nasipsizlerdir. .
*
İnsanlığın ortak vicdanının ulaştığı değerler var mı, var sözde.
Tüm insanların ittifakı ile iyi iyi, kötü kötüdür, doğru mu, doğru.
Hak, hukuk, adalet...
Zulüm, insaf, tembellik, gayret...
Suistimal, aldatma, dürüstlük...
Bunlar öyle kavramlar ki, her toplulukta sıfatlama ve sınırları farklı da olsa, en baştan beri hep vardı.
Doğru ve yanlışı seçme ve red kabul tercihi...
Her şey göz önünde ve kayda küreğe de esasen lüzum kalmayacak netlikte...
Ola ki inkar eder diye yine de kayıt tutuluyor, evet...
Bakalım ne olacak...
*
Namaz oruç gibi ibadetlerde, kulun hesap, af ve ceza mercii Allah'tır, lakin ahlak zaafiyeti hem Allah'a, hem de kullara karşı mesuliyet doğurur. Allah ise Kendisine kul hakkı ile gelinmemesini irade etmiştir. İctimai dengeye direkt etkisi olan her türlü menfi hal, sair insanlarla helalleşmeyi gerektirir ki, bu minvalde namazında noksanlığı olanın bağışlanması, ahlaka muğayir hali ile, sair insanlara zararı dokunanınkinden daha mümkündür. Ahlaktan ise kast, iyi insan olmaktan ibarettir.
*
Şunu kesin bir dille söylemek gerekiyor. Türkiye'de İslam olarak yansıtılan; ama Anadolu'da yaşam bulmamış ne varsa, hep problemli olmuştur.
İnkar ededursunlar; ama şu millete dayatılan İslam portresinin insanlığa büyük zararı olacağından hiç şüphem yok.
Son 40 yıldır tırmanan terör ve anlayışsızlığın mimarı, İslam sıfatlı, İslam dışı ithal fikirlerden beslenen anlayıştır.
Anadolu insanı kadar İslamı net anlamış ve özümlemiş başka bir toplum bulma ihtimali yoktur.
İslam ilkelerini, Anadolu topraklarına, anlatarak değil yaşayarak mayalayan erenler, İslamın en doğru yaşanıldığı zamanlara vesile olmuşlardır. Vesilelikleri ile, bu milletin iman, DNA'sına işlemiştir. Öyleki sarhoşu bile nara atarken 'Allah ' der. Ama o sarhoş haliyle bile, yaratıcısını reddetmez. Kendisi saflığından, gözü dönmüşlüğünden küfreder, başkasına küfrettirmez.
Günahı da bilir, sevabı da. Halt yapmayı ve özür dilemeyi de!
İstisnaları ayrı tutmakla beraber, Anadolu insanı, İslamı hayatının neresine koyması gerektiğini her zaman bilmiştir. O, reel hayatında herşeyi dengelemiştir. İslamı Anadolu'lu gibi yaşamak tek çaredir.
İlke bazlı İslam uygulamasında Peygamberden sonra uygulamada istekli olan Ömer, İmam Maturidi, İmam âzam gibi zatların örneklikleri de doğru analiz edilmeli
Bizi bozuyor sapkın İslam anlayışları
Şer düşünce sahipleri maalesef, İslam'ı çaptan düşürmenin çaresinin, Anadolu'yu bozmakla mümkün olduğunu anlamışlar ve ihanet etmişlerdir, hem kendi halklarına, hem de İslam'a!
Bunun önüne sed çekmek gerekiyor. Kim çekerse artık. Yoksa çekilmez bir hale gelecek işler.
*
Bir idare ilke bazlı değil de kişiye itimat odaklı yürütülüyor ise, suistimal kaçınılmazdır, zira itimat, denetlemeyi çoğu zaman ihmal ettirir. Ayrıca suistimal zamanla yaygınlaşır ve meşru bir hak kabul edilir. Örtmenin en kestirme çözümü, halta ortak çoğaltmaktır.