İsmail ARSLAN

Harekat Notları

İsmail ARSLAN

K.K.T.C. Cumhurbaşkanı'na çok da yüklenmeyin. Adam her dünyacı gibi kendi menfaati neyi gerektiriyorsa onu dillendiriyor. Batı ile bütünleşmek ve kaliteli bir hayat yaşamaktan maada bir dileği yok. Batı onu sömürürmüş, kültürünü iç edermiş, çok da tın. İyi bir hayat yaşasın da ne olursa olsun kafası ki bu kafa, burada, oradan daha yaygın esasen. Türkiye'nin ne yapabileceğini düşünüyorsun derseniz, hiç bir şey. Burası da oradan farklı değil, niyet ve eylem noktasında. Ben bekliyorum şimdi, eğer 30 km ile yetinir de batıya ve uşaklarına gereken cevap fiili olarak verilmezse, geçmiş olsun Türkiye der, işime bakarım.
--
Terör örgütüne karşı sürdürülen harekatı, kimi zaman aleni ve bazen imalarla kınayan, tenkid edenlerin çoğunun esasen Türkiye'nin bağımsızlığına, huzuruna, güçlenmesine rahatsızlığını bu tavır ile ortaya koyan, bunlar gitsim de bizi kim olursa olsun yönetse kabuldür diyen mandacılar olduğunu algılayamamak için ahmak olmak bile yetersizdir, o kadar aleni yani.
Bendeniz mesela harekatın 30 km ile sınırlı tutulmamasını, tüm terör taşoranlarının hallaç pamuğu gibi darmadağınık edilmeden çekilmememiz gerektiğine inanıyorum. Bu durum, onların arkalarındaki güçlere somut bir mesaj olacaktır.
Mesaj da şu olacaktır: Türkiye varken, siz büyük yahudi krallığı rüyanızın daima kabusa evrileceğini bilmelisiniz.
30 km ötede asla bir özerk Kürt bölgesi oluşumuna müsaade etmemeliyiz. Bu olursa sonraki adım açıktır. Vesselam
--
Bendenizin endişem şu: Ortadoğu'da terör örgütü misyonunu Türkiye eliyle ortadan kaldırıp ki zaten sürdürülebilirliği de kalmamıştı, Suriye'de bir Kürt devletini, bize sundukları yalandan 30 km derinlikli kontrollü bölge hikayesini yutturarak, kurmaları ve ardından Irak özerk Kürt bölgesi ile burayı birleştirerek, akabinde mehdiyyun hikayesi ile Güneydoğu'da bir tezgah tertip ederek özerklik krizi çıkarmaları ve daha sonra burayı da Kürdistan devletine dahletmeleri ki asıl gaye, büyük yahudi krallığının kurulması ve İsa, Evangelistlerin inançlarına göre bu krallığın başına geçecek.
--
Amerika ve diğer batı ülkelerinin Ortadoğu coğrafyasında bulunmaları ve bir Kürt devleti kurulması çalışmalarının aslı esası şudur:
Büyük yahudi krallığının kurulması ki bu bir hristiyan projesidir. Özü de şu: Krallık kurulunca, İsa gökten inerek bu krallığın başına geçecek inançlarına göre.
İslam dünyasında da buna benzer akideler vardır. Lakin fark şu: Hristiyanların kurtarıcısı, müslümanlara göre deccal ve müslümanların mehdisi, hristiyanlara göre deccaldir.
Kısaca dini, Allah'ın Muradını anlamamış çıkarcıların tepişmesine tüm coğrafya heba edilecek sonuçta.
--
Hızlı bir şekilde partili sistemi terk ve toy odaklı başkanlık sistemine geçiş yapılmaz ise şu güvenli bölge tuzağı sonrası Suriye'de bir Kürt devletinin kurulmasına seyirci kalan iktidar olarak anılacaksınız.
Her şehirde en enlerin toya dahil olması için seçimler yapılır ve başkan adayları da toy tarafından belirlenerek, başkan millet tarafından seçilir.
Siyasi etik yasası çıkarılır. Siyasilerin makam ve mevki kullanımları ile çıkar sağlamaları engellenir ve bağımsız denetim zorunluluğu getirilir.
Bürokrasi terk edilir. Adalet ve liyakat devlete hakim kılınır. Sanayi ve tarımda millilik önemle devam ettirilir. Özellikle tarımda endemik ata tohumuna geçiş yapılarak milyarlarca dolarlık sağlık harcamaları yok edilir ve ürünler ihraç edilerek hesapsız gelire sahip olunur.
--
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden bir an önce vazgeçerek, toy odaklı yönetim sistemine geçilmeli. Toyu her şehrin en enleri arasından vatandaşın seçtikleri oluşturur ve başkan adaylarını da toy belirler, millet seçer. Toya seçilenler siyasi etik yasasına tabi olur. Nedir bu yasa? Bir mevkide vazife alan birinin memalikinde artış olduğunda, kusturan bir sistemi ihdas etmek ve liyakatı öncelemek kısaca.
--
Türkiye siyasetinde yükselişe geçen şu 'la yüs'el, yanılmaz, hata yapmaz, her yaptığında bir hikmet vardır' saçmalığının altında da kesinlikle dış güçler vardır.
Hevasının derdinde birinin, milyonlarca insanın ona koşulsuz tabi olup, idealleri için çalışmalarını istemesi ve gayesinde başarısız olması halinde, ona 'şerefsiz sapık' demenin caiz olduğu ve ama onunla aynı hissiyatı paylaşan başka birinin başarılı olup muktedir olduğunda 'yüce ve la yusel' olduğu bir coğrafyada insanlar ya kırk katır ya da kırk satır arasına sıkışmış olarak yaşamaya mahkumdur.
Bedava esen rüzgar gazete kağıdını havalandırdığında ucuz kelimeler köşelerin eteklerine tutunur ve cümlelerin lunapark keyfi başlar.
Daima budur.
Bütün malzeme de bu kadardır.
Rüzgar bir gün esmek için bedel isteyecek ve kelimeler vasıflarına isyan edecekler.
Köşeler dağılacak, etekler yıpranacak...
Sözün sihri bozulacak...
Bu ayaklanma, ayaklarımızı yerden kesecek...
İnsan bir halt sandığı ve sahipliği ile gururlandığı dili unutmuş olmayı dileyecek...
İş işten geçmiş olsa da; evet, dileyecek...
Telepatinin, derûnî görgünün gelişmesinin önündeki en ciddi engel söz, terk edilmedikçe de; hisleri potalarda eritip ifade kalıplarında sunumlamaktan vazgeçmedikçe üzülecek ve üzüldüğümüz ile kalacağız..
 

Yazarın Diğer Yazıları