Facebook sayfamda ‘Tohum ihtiyacımızın %96'sını yerli imkanlarla karşılıyoruz’ açıklaması bendenizde 've tamamen endemik' şerhi olmadan hiç bir anlam ifade etmiyor. Anadolu'nun genetiği ile oynanmamış, özgün tohumu kullanılmadıkça, tohum ha İsrail'den gelmiş ha burada laboratuvarda yapılmış, fark etmez. ‘ yazmıştım. Kayseri Amatör Olta Balıkçıları Derneği (KOBDER) başkanlığım zamanından tanıştığım ve şimdi TİGEM Başkanı olan Özkan Kayacan konuya dair yanlış bilgilenmeleri ve algıları izale babında yazı altında bazı izahatta bulundu ki, kafalardaki soru edatlarını giderme adına bendeniz de en yetkili bürokratın açıklamalarını köşemden paylaşmak istedim.
‘Endemik bitki konusunda ülkemiz çok zengindir. Yaklaşık 3000 endemik bitki vardır. Bu bitkilerin tohumları ıslah çalışmalarında kullanılabilir. Genetik ile oynamak kolay bir çalışma değildir. Islah ile yapılmak istenen hastalık ve zararlılara dayanıklığın artırılması verimin artırılması kuraklılığa dayanıklılık vb. kriterler için yapılır. Bunlar yapılırken bir çok endemik bitki arazide ve GEN Bankalarında korunmaya devam etmektedir’
Bendeniz bu yorumun altına ‘kimyasal ile bozulmuş topraktan elde edilen tohumun da kanımca kanı bozuk olacaktır. Umarım bu konuda da hassasiyet vardır. Çalışmalarınızda muvaffakiyetler niyaz ederim zira başarınız başarımızdır.’ yazmıştım. Özkan Bey de aşağıdaki cümleleri yazdı:
‘Gen Bankalarımızda 120.000 örnek saklıyoruz. Bu örnekler yıllara göre bazen 2 bazen 3 bazen 5 yılda bir araziye ekilerek orjinal özelliğini koruyacak şekilde ekilerek yeniden üretilmekte ve yeniden Gen Bankasında saklanmaktadır.Toprakta kimyasal olması, kullanılan ilaç ve gübre ile alakalıdır. Bitki yetişir, tohum en son çıkan üründür. O nedenle tohumda şu ana kadar yapılan çalışmalarda ilaç ve gübre kalıntısı tespit edilememiştir. Ürün de kalıntı olabilmekte lakin tohumda kalıntı yoktur. Topraklarımızda organik maddeyi artırma ve kimyasal içerikli ilaç ve gübreleri azaltmak gerekliliği konusunda ben de sizinle aynı fikirdeyim. Bu konuda biyolojik kökenli ilaç ve gübre konusunda bir çok proje yürütmekteyiz. Zoru deniyoruz dua bekliyoruz.’
--
Geçen cumartesi, kuruluşundan 1 yıl sonra idari hizmetinde görev aldığım ve 3 sene müdürlük vazifesi ile şereflendiğim ve rahmetli Prof.Dr. Zeki Duman Hocamızın gözetiminde bir çok sahada değişik eğitim faaliyetini organize ettiğimiz ve bugün halihazırda aylık 5000 kişinin çeşitli etkinliklerine katılımcı olduğu, bir cemaat, klik üst kimliği altında olmadan, tüm Kayseri insanına hizmet eden, yurtlarında 1000 civarı öğrencinin barındığı Kayseri İlim Yayma Cemiyeti'nin 7inci genel kurul toplantısına katıldım. Genel kurulda görüş öneriler gündem maddesi kapsamında da söz aldım ve şunları söyledim: Sivil toplum kuruluşları bağımsız denetime tabi olmalı ve siyasi faaliyetlerle anılmaktan kaçınmalı ve bu hususta da Kayseri İlim Yayma Cemiyeti diğer tüm STK'na öncülük etmelidir.
Kayseri İlim Yayma Cemiyeti'ne hizmetlerinde başarılar dilerim.
--
Sosyal medyada Cumhurbaşkanı'na atfen 'fetö yargılamalarında çelişkili kararlar veriliyor. Bu hususta talimat verdik' tarzı bir beyanat dolaşıyor ki bu beyanatı delil edinip, yarın kararları AİHM'ne götürecek her sanık, devletten tazminat alacaktır. Ne demek talimat ve çelişkili kararlar söylemi. Bu ibareler ancak fetöcüleri zengin etmek isteyenlerin kolaylıkla kullanabileceği sözlerdir.
Ağzımdan çıkan sözü kim nerede ne maksatla kullanabilirin hesabını yapmada en dirayetli olması umulan sonuçta odur. Yarın adil yargılama ihlali ile başvuru yaparlarsa bu millete bu zulmü yapanları hukuk önünde haklı çıkaracak ve devleti tazminata mahkum ettirecek lafların ceremesini yine bu millet çekecektir maalesef
--
Hacı Bektaş Veli, Pir Sultan Abdalların ilkelerini kurguladığı Anadolu Aleviliğini rezil iftiralarla (mum söndü gibi) yok saymanın, itibarsızlaştırmanın ceremesini, bu kutlu yolun insanlarını ateizmin, zerdüştlüğün kucağına atanlar çekmiyor, yine bu aziz millet katlanıyor olumsuzluklara maalesef.
Anadolu aleviliği ilke odaklıdır esasta ve harama uçkur çözen, hak hukuk gözetmeyen aralarında barınamaz, uzaklaştırılır.
Ümeyyeoğulları'nın islamı, Arap ırkçılığı adına bozarak kullanması neticesi oluşan karmaşada, Türkler bir türlü net konum belirleyemediler bu gün dahil maalesef. Ya İslam'ı menfaati için kullanan Araptan, veya aynı şekilde Farisilik hevesindeki Farslıların işledikleri bir ırk özelliği sergilediler.
Anadolu'da neşve bulmamış bir islam algısı, kim ne kadar uğraşırsa uğraşsın bu millete 3 5 beden uyumsuz olmuştur ve olacaktır.
--
İslam dini ilgili ilimler açısından en hayati önemi haiz olan mekasıt ilmidir ki ahkamın ne maksatla ortaya konulduğunu anlama gayesine hizmet eder. Bu dalda yetişmiş bir alim yanılmaz ve yanıltmaz.
Mesela Hanefi mezhebinde istakoz, midye, karides ve sair balık olmayan deniz canlılarının yenilmesinin caiz görülmemesinin illeti, tiksinme ve ikrah duygusu kökenli olup, tiksinmeyip, midesi kaldıran için midye ve istakoz gibileri yemekte mahzur olduğuna dair bir delili olan var ise paylaşsın isterim.
