İsmail ARSLAN

Görüşler

İsmail ARSLAN

Kayseri İmam Hatip Lisesi 87-88 mezunu bir avukat olarak, dönemimizdeki kıymetli hocalarımızdan istifade ederek, okullarımızın esasta var olma gayelerine uygun tedrisat ile milli bir şuura sahip olduk ki tüm Hocalarımızdan Allah razı olsun. Adaletten, hakkaniyetten gayrı  bir davamız olmadı şükür. Hukuk eğitimim sonrası da bir avukat olarak, muktedir, haksızlık yapmasın diye gayret eden bir konum ile onurlandırıldım ki bu, en üstün payelerdendir itikadımca. 
Vergi hukuku alanında çalışan bir avukat olarak işim haksızlıkla mücadele. Devletimin kasasına bir kuruş haksız para girmesin diye mesuliyetim nispetinde çalışıyorum ve evet bu hassasiyet özellikle bir İmam Hatipli olmamın icabıdır. Bunu talim ettiler bize İmam Hatip Lisesinde ve bununla yaşayıp, bununla ölmektir niyazım.
Bu vesile ile bu okulların adının ilahiyat lisesi olarak değiştirilmeli fikrimi de ifade etmeliyim.
On binlerce kız öğrencisi olan bu okullardan mezun olunca bu gençler, imam veya hatip olmayacaklarına göre, bu fikrim isabetli olarak kıymet bulacaktır diye düşünüyorum
*
Hey mevali diye Türkleri aşağılayan bazı Araplar!
Tüm dünyaya islamafobi karşıtı mesajları, sizin o aşağılamaya çalıştığınız Türkler veriyor!
Ya sizin İslamdan haberiniz yok, ya da Türklerin inandığı İslam ile sizin bir ilginiz yok.
Bu da bu kadar.
*
Açıkçası son son Allah'a iman ederek, Ona eş koşmayan, iyi insan olarak ölenlerin hepsi, ukbada mükafatlanmayı umabilirler.
*
Kur'an, Tevrat, Zebur ve İncil gibi bir ilkeler kitabıdır. İlk insandan son insana kadar tüm insanları, Allah, iyi insan olmaya ve Kendinden gayrına bel bağlamamaya davet etmiştir. Haliyle, her Tebliğci Peygamber, kendi yaşadığı topluluk ve kültüre, bu mesajı, onların algılayabilecekleri, akledebilecekleri formatta yorumlayıp, örneklemiştir. Allah'ın Muradını kendi insanına anlatmadaki örneklikler değil, ilkeler asıl olandır.
*
Tıpkı 28 Şubat olduğu gibi kendilerinin kurduğu tarikat ve örgütlerle (Ali Kalkancı, Müslüm Gündüz, Fadime Şahin ve benzeri) organize ettikleri ahlaksız organizasyonları bahane ederek tüm müslüman kurum ve kuruluşları zan altında bırakarak operasyon çekmek istiyorlar. İnşaallah bu defa ellerinde patlayacak. İşte şehit prof.dr. Esat Coşan hoca efendinin 1990 da müslümanların dikkatini çektiği tespitler:

“İslam'da cemaatle beraber olunması tavsiye edilir. Cemaatle beraber olmak "hakla", "hakikatle" beraber olmaktır! Tek başına olsa bile, hakikatle beraber olan cemaattir. Hakikatten kopmuş olanlar, milyonlarca da olsa tefrikadadır.”
“Bugün maalesef tüm İslâm âlemi emperyalist güçlerin sultası altındadır. Kuş uçurtmazlar, takip ederler... Hem de kendisi takip etmez... Amerika seni John'la takip etmez, Smith'le takip etmez. Adı senin benim gibi olan Müslümanla takip eder; canına okur. O milletin içinden çıkmış hain vasıtasıyla takip eder ve millete en büyük zararı, kendi içinden çıkmış insanlara yaptırır. Parayla satın alır, ajan edinir ve öyle kullanır.”
“Herkese ajan demiyoruz; metot bilmediğinden, ilimden uzak olduğundan emperyalist onu kullanır, fark etmez. Sahte bir takım organizasyonlar var, topluyorlar insanları etraflarında, ondan sonra onları toptan satıyorlar! Götürüyor, olmadık yere bağlıyor... Mü'min feraset gözüyle bunları anlayabilmeli. Hizmet ediyorum diyen insanları, organizasyonları irfan teraziniz ile tartın!”
“Böyle birtakım insanlara, organizasyonlara körü körüne bağlanmayın! Her birinize istiklâl tavsiye ediyorum. Hür olun, hizmeti kendiniz tespit edin, yapmaya çalışın!”
“Emperyalistlerin türlü oyunları var. İslâm, bir kimsenin hizmetiyle yürüyecek hâle gelirse, o kimseyi yok ederler, öldürürler, satın alırlar, tehdit ederler. Ne yapmak lâzım? Hizmeti yaygınlaştırmak lâzım, herkesin lider olması lâzım. "Tek lider, vazgeçilmez insan..." diye bir şey olmaz. Bakın, Filistinli çocuklarla niye başa çıkamıyorlar? Hepsi lider.”
“Bir lidere, tek hocaya, tek ekibe bağladığı bir yığın insanı, böyle üzüm salkımını sapından tutar gibi, istediği yere götürüyor!”
“Onun için, teşkilât kurdurtuyorlar; teşkilâtın başına kendi adamlarını --hain bir kimseyi-- koyuyorlar. Öteki insanların hepsini, üzüm salkımı gibi oraya buraya götürüyorlar.”
“Müsaadeli, ağabeyli, bilmem neyli hizmet olmaz... Tâbî olmayın kimseye!
Bana da tabi olmayın!
Bana tabi olursanız, beni sıkıştırırlar. Ondan sonra,
"Sen bu adamlarına şöyle yap!" derler.
İslâm'a, Allah'ın emrine tabi olun!
Allah'ın dinine hizmet edin!
Tek başınıza olsanız da, hakla beraber olun!
O zaman İslâm kalkınır; başka türlü kalkınamaz!
"Aa, efendim, dirlik, düzenlik, birlik, beraberlik, organizasyon bozulmasın" diyorlar.
“Her biriniz İslâm için, kendinizin dünyada kalmış tek adam olduğunuzu düşünün. Ama senin gibi aynı hedefe yürüyen başka insanlar varsa; onlarla da işbirliği yap! Yapmıyorsa, silkele at be!
Sen onu sırtında taşımak zorunda mısın?
Beni sırtında taşımak zorunda mısın?
Kimse kimseye hürriyetini vermesin!
Hürriyet aziz şeydir. İnsan, ancak Allah'a kul olur.
"Allahım! Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz"
5 Mayıs 1990
Prof.Dr. M.Esat Coşan
Ne diyor kısaca: Bana da tabi olmayın. Yani teba değil, fert fert akil olun.
*
"Hristiyanların mehdisinin Müslümanların deccalı ve Müslümanların mehdisinin Hristiyanları deccal olarak vasıflanması olayının özünü kavramada önemli ipucu olduğunu ifade ile mevzuyu uzatmayayım"
"....... 1970'lerde yaptıkları konsül toplantılarında  mesih beklentisinin islam akidesinin içerisine yeterince yerleştiği inancı ile, müslümanların da elverişli hale geldiği kanaati ile "mümin"lerden sayılmak suretiyle işbirliği yapılabileceği strateji değişikleri kullanışlı fetö işbirliklerinin temelini oluşturmuş olup, o tarihlerden beri deccalleştirmeye son verip, diyalog kapılarını açtılar. Bu strateji değişikliği çatısı 18. yüzyılda  ABD'de kurulan yahudi/hristiyan işbirliği teşkilatı  evanjelizmin halen güncel politikasıdır. Ahmet Kutsal"
*
8 yaşında yaşamdan koparılan kız çocuğunun tabutuna gelinlik örtülmesi ayıp ve yanlıştır. Oyuncağını koyabilirsiniz, okul formasını, ama gelinlik koyamazsın!
E ama o gelinlik giymek istemişmiş, siz gelinliği kim giyer bilmiyor musunuz? 
Tamam kültürümüzde vefat eden genç kızlar için bu yapılıyor, ama 8 10 yaşındaki bir çocuğa uygun değil kanımca.

"Aynı görüntü beni de çok rahatsız etti bugün. 
Siz "ayıp ve yanlıştır" diyerek çok kibar ifade etmişsiniz hocam, oysa bana göre bu bir ayıp veya yanlış değil düpedüz bir gerizekalılıktır. 
Biri de tutmuş "oy kuzum cennet hatunu oldun artık" şeklinde yas tutuyor kızımızın ardından. Bu millet cidden insanı delirtir. 
Ne cennet hatunu ya. Cennet meleğidir o. 
Nihayet birileri isteyip de yapamadığımı yapmış. Çiçekler ve oyuncaklar bırakmışlar mezarına Güldane Başoğlan"
*
Önümüzdeki yıllarda insanlığın protein ihtiyacını karşılayacak böcek üretiminde iklim ve bitkisel kaynak açısından Türkiye bir numaralı üretici olabilir. Gerekli yatırımlar için çalışmalar artırılmalı. En makul ve dünyada da kullanılan çöl çekirgesi üretimi için marka olmak hedeflenmeli.
*
İlk orta ve lise müfredatına fitoterapi (bitkisel ürünlerle koruyucu ve tedavi edici usuller) kesinlikle konulmalı ve bu konuda zengin bir bitki ve usul çeşitliliği olan coğrafyamızda hastalıkları engelleme ve tedavi etme kültüründe geniş çalışmalar, bilimsel temeller üzerinde yapılmalıdır.
*
Ben neden Allah'ı inkar edemem, yazayım size:
Geçirdiğim felçte, pıhtı beynin sol lobunu besleyen ana damarı tıkadı, olay şu ki, konuşma, hafıza, muhakeme merkezi normalde sol lobda iken, bende sağ lobda yaratılmış, hasar görmedi bu melekeler yani ve doktorların ifadesi ile yaşayan bir mucizeyim. Beyni besleyen ana damarın tıkanması ile, ölen hücrelerin sebep olduğu ödem sonrası, oluşan basınç ile, ölüm de tıbben kaçınılmaz olmalıymış üstelik. 
Lakin hayatımı zorlaştıran bazı arızalara rağmen yaşıyor ve üstelik Hak Müdafii mesleğimi de başarı ile icra edebiliyorum, elhamdülillah. 

Yazarın Diğer Yazıları